İbrahim Ethem Gören
Savaş Çevik’ten “Denge”
26/12/2014 Geleneksel İslam-Türk sanatlarının üzerine oturduğu zeminin gelişmesi, toplumun ekonomik refahının artması, sanata dair algı seviyesinin yükselmesi ve dolayısıyla üretilen eserlerin/sanatkârların marifetlerinin ilgi görmesine müsavi olarak sergi sayılarında da belirgin bir artış gözleniyor. Öz sanatlarımızın ustaları hemen her ay birkaç sergide “Kef”in sereniyle,“vav”ın başıyla, “he”nin gözüyle, sazyoluyla, hatayi ile, münhani ile, rokokoile gönlünde estetik güzelliklere açık kapılar bulunanlara "merhaba" diyor. Geçtiğimiz hafta merhaba avazı, önce Zeytinburnu Kültür Merkezi’nden hemen ardından da Dolmabahçe Sergi Salonu’ndan geldi… Dolmabahçe’de 23 Erzurumlu sanatkârın bir araya gelerek hazırladıkları "Hû" isimli Esma-i Hüsna sergisini ziyaret ederek konuyla ilgili düşüncelerimizi “Dadaşlar İstanbul’da “Hû dedi serlevhasıyla Dünya Bülteni’nde okuyucularımızın irfanına arz ettik. Zeytinburnu’ndaki sergide ise Savaş Çevik Üstad'ın ketebesi vardı. Denge ismiyle müsemma hat sanatı etkinliğini geçtiğimiz pazar günü Yalova Üniversitesi öğretim üyesi Süleyman Berk Hocamızla birlikte temaşa ettik. Hattat Savaş Çevik Osmanlı bakiyesi hat sanatı hocalarına yetişerek kendilerinden tefeyyüz etmiş bir sanatkâr, üstad... Savaş Bey, hat ve musiki dehası, cennetmekân Kemal Batanay‘dan rik’a ve talik; Hamid Aytaç merhumdan da sülüs ve nesih yazı nevilerinin inceliklerini; Emin Barın Hoca’dan da kaligrafi ilmini öğrenmiş ve böylelikle yazı tasarımı alanında uzmanlık kazanmış. Eskiler, hat sanatını tarif ederken “Cismani aletlerle icra edilen ruhani mühendislik" kavramını kullanarak hadisenin ruh ve mana tarafına dikkatleri çekmişler… Hat ilminin maddi yönünden çok uhrevi yönüne atıfta bulunmuşlar… Doç. Dr. Çevik de ustalarından hat sanatının inceliklerini kavrarken hüsn-i hattın kemal sıfatlarını da tevarüs etmiş. Meselenin özü zaten burada; Hz. Ali’nin aşağıda naklettiğimiz sözünde mecmûdur. “Güzel yazı, hocanın öğretişinde gizlidir. Güzelleşmesi çok yazmakla; güzelliğini devam ettirebilmek İslâm dinine bağlılıkla mümkündür.” Savaş Bey, kendisiyle yaptığımız bir hasbıhalde bu konuya şu cümlelerle değinmişti: “…Tüm geleneksel sanatlarda olduğu gibi hat sanatında da talebe, hem yazı noktasından hem de ahlâk ve rûhî olgunluk bakımından hocası tarafından uzun yıllar eğitilir. Talebe, hocasının gözetiminde hem yazı kıvamı hem de kişilik olarak belirli bir seviyeye gelince hocası tarafından kendisine icazetname verilir… İcazet alan hattat çok çalışarak, hocasının yolundan giderek, ahlakını güzel tutarak, yazıları herkes tarafından takdir olunarak belirli bir mevkie gelir.” İSMEK Hat Zümre Başkanlığı görevini deruhte eden Çevik bir yandan mezkûr kurumda ve atölyesinde “Rakım Mesleği”nin inceliklerini yeni kuşaklara öğretirken diğer bir yandan da açtığı sergilerle hat sanatına dair tetebbuatını sanatseverlerin irfanına arz ediyor. Denge de bu minval üzere 17 Aralık Çarşamba günü Zeytinburnu Kültür Merkezi’nde açılan müstesna bir sergi olarak yakın dönem hat sanatı tarihindeki yerini aldı. Mehmet Lütfi Şen’in küratörlüğünde hat sanatı sevdalılarının ziyaretine açılan sergide Savaş Hoca’nın 41 yıllık sanat birikimini gözlemlemek mümkün. Sülüs, celi sülüs, sülüs-nesih, nesih, talik, divani, celi divani,müselsel, reyhani, makili, makili ve Latin yazısı, divani ve Latin kaligrafisi, makili dijital çalışmalar, icaze, tuğra, müsenna ve muhakkak reyhani Denge’deki eserlerin yazı nevilerini oluşturuyor. Arz üzerinde isimlerini zikrettiğimiz yazı çeşitlerinin tümüne birden ketebe koyabilecek hattatların sayısı bir elin parmaklarının adediyle sınırlı… “…Hat sanatı İstanbul’da yazıldı” kanaati durduk yerde dillendirilmemiş. Ters müsenna denemeleri, kufi serbest harf kompozisyonları, çarkı felek vavları, vav denizleri, he kompozisyonları, ayın döngüleri ve lam-elif kurguları, sanatkârın, klasik hatta kazandığı birikimlerle geleneğe ek tarzında kamış kaleminden neşet ettirdiği yeni arayışlar olarak iki haftalık hilâl parlaklığında ziyaretçilerin çehresini aydınlatıyor. Ayet-i kerime, hadis-i şerif, kelime-i tevhid, kibar-ı kelam ve Arapça şiir metinlerinin yer aldığı serginin orta yerinde tabii ki hilye-i şerifler bulunuyor. Kıtaların, serlevhaların ve tüm eserlerin etrafında tezyinat ustalarının göz nurları halkâr, tezhip, münhani, saz yolu, rokoko, zerendud ve zerefşan formlarıyla yansıma bulmuş. Tezyinatta, yazı zeminlerinde, pervazlarda yer yer ebru sanatından da yararlanılmış. Savaş Bey’in eserlerinin süslemelerinde aşağıda isimlerine yer verdiğimiz tezhip ustalarının emekleri var. Figen Tekiner, Yonca Erecar Bacak, Ayşe Kır, Zeynep Ceylan, Emel Türkmen, Neziha Selçuk, Saliha Dikicier, Nazlı Durmuşoğlu, Hümeyra Özdemir, Zeynep Ceylan, Güher Erk, Dilek Selamet, Eda Funda Özkan, Didem Mutlu, Asiye Kafalıer, Sümeyye Demir, Münevver Üçer, Dilara Yarcı, Füsun Karagöz, Şerife Aktaş, Kamuran Uçar, Ece Çerçi, Serap Serter, Ceyda Kozluca, Sevim Kayaoğlu, Sena Yılmaz Füsun Erdem, Ayşegül Polattekin, Kevser Çetin, Şükran Şadoğlu, Zehra Çetin, Sabriye Baykal, Nigar Öz, Sanatkâr bazen tezyinat unsurlarını çevresinden, kâinattan toplar... Çevik, ağaç yapraklarından yaptığı paspartu ile yazı tezyinatına farklı bakış açısı sunuyor… Yazımıza son cümlemizin yüklemiyle devam edelim. Sunum önemli… Âlâ fikirler, sözler, güzel sunumlarla muhataplarında tesir oluşturur. Savaş Çevik’in Denge sergisindeki eserleri de mazrufa yakışan bir zarfla ziyaretçilere takdim edilmiş. Denge’nin katalog çalışması geleneksel sanat sergilerine örneklik teşkil edecek evsafa sahip. Zeytinburnu Belediyesi’nin bir hediyesi olan sergi katalogu sanat kitaplıklarında kendine müstesna bir yer edindi. Benzer bir cümleyi Erzurumlu ustaların açtığı “Hû” sergisinin kataloğu için de kurmayı çok isterdim. Savaş Çevik Üstadı, Denge’deki eserleri için tebrik ederken 8 Ocak tarihine kadar Zeytinburnu Kültür Merkezi'nde ziyarete açık kalacak serginin ziyaret edilmesini tavsiye ediyorum. Yazımızı, Süleyman Berk Hoca’nın Denge sergisine ilişkin sözleriyle nihayete erdirelim: “Şüphesiz Emin Barın’ın öncülük ettiği, Ali Toy ve Savaş Çevik tarafından geliştirilen yazıda yeni arayışlar akımı ülkemizde ve yurtdışında çok fazla sayıda sanatkâr tarafından takip edilmektedir. Tabii ki zamanla bazılarının elimine olmasıyla hat sanatında da farklı yaklaşımların ve çeşitliliğin artacağı muhakkaktır.” |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Bir Burak bekleniyor! - 15/05/2015 |
Burak, Hakk Teâlâ’nın buyruğuyla “Kulu Muhammed'i geceleyin, Mescid-i Haram'dan kendisine bazı âyetlerimizi göstermek için, etrafını mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya…” götürdü. |
Kapalı Çarşı - 03/04/2015 |
Şiiri, mısralar arasına yüklenen hikmeti, şairi ve bahusus Üstad Sezai Karakoç’u çok severim… Çok sever, eserlerini yana yana, dönene okur dururum, durur okurum… Ondaki aşkın manayı keşfetmeye çalışırım… |
Yücelerden Kafile - 27/02/2015 |
Kitabı heyecanla okumaya başladığınızda kendilerinden bahsedilen evliyalarla konuşup elinizi uzatsanız dokunacak gibi oluyorsunuz. |
Çini Ustası - 13/02/2015 |
Bir gümüş yüzük, üzerindeki turkuvaz taşta Lafza-i Celâl yazılı… İnce, zevkli bir eser… Gönlünde sanat ve estetik güzelliklere açık kapılar bulunan sanatkârın, mezkûr yüzükteki taşı temaşa etmesiyle çini ile ünsiyeti başlamış… |
Asker elbisesi düşmanda korku uyandırmalı - 24/01/2015 |
Türk devletleri askeri kıyafetleri konusunda çalışmalar yapan, Talimhane Okçuluk Kulübü Başkanı Av. Adnan Mehel ile tarihi Türk devletlerinin askeri kıyafetleri üzerine hasbıhal ederek, ecdadımızın savaş kıyafetlerini irdeledik.. |
Masalsız Çocuklar - 12/01/2015 |
Size masal mı anlatayım çocuklar! Hiç duymadığınız, aşinası olmadığınız masallardan mı söz edeyim size, yoksa kulaklarınıza ninni mi fısıldayayım! |
Hangi Yılbaşı! - 30/12/2014 |
Okuyucularımız yılbaşı adetini, tüketim çılgınlığını, pagan kültürünü, Aziz Nicholas’ı, çevre tahribatını değerlendirdi... |
Anadolu'da Sanat Zamanı - 20/12/2014 |
İstanbul’da olduğu gibi tüm Anadolu kentlerinde de geleneksel sanatlarımız mahir üstadların marifetiyle yeni eserler ve isimlerle taçlanıyor. |
Girişimcilik hayâlle başlar - 24/11/2014 |
Ahlâk herkese lazım. Dolayısıyla girişimciye de ahlak, güzel ahlâk çok yakışır. |
Devamı |