• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/kitapkonagi
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905334645270
Okuyalım, Okutalım
Takvim
Site Haritası
Hatice Yatkın Yetişen
haticeyatkinyetisen@gmail.com
İçimizdeki Çocuk
11/02/2021
Ülkemde ve dünyada neler oluyor bakalım? Bu düşünceyle haberleri izlemeye karar veriyorum. Elim kumandaya uzanıyor ve TV kanallarında hızlıca geziniyorum. Bir haber kanalında durup, izlemeye başladım bile. 
 
Daha on dakika bile geçmemişken, gözlerim nemlenmeye, kaşlarım çatılmaya başladı. Ruh halimin bu kadar kısa sürede değişmesinin sebebi ne mi? Haberlerde yine acı, kan ve gözyaşı var. Caninin biri sokak köpeklerini zehirlemiş. Büyük bir trafik kazasında ölenler olmuş. Yine bir kadın öldürülmüş. Coronavirüs ise, ayrı bir dert. Aşı bulunmasına rağmen hastalananların, ölenlerin listesi yükseliyor. Başka ülkelerde yaşanan savaşlar, ölümler, doğal felaketler, öf bitmiyor. Her haber beni biraz daha koltuğuma çökertiyor. Kumandayı yakalayıp, kapama tuşuna basıyorum. 
 
Televizyonu, gözlerimi, kulaklarımı ve ağzımı kapatmakla gerçekler değişmez biliyorum. Keşke her şey bir kumanda tuşuna basmakla yok olabilse, kötülükler bitiverseydi. İnsanlar, hayvanlar yok yere ölmese, kimse acı çekmeseydi. Ama ne yazık ki bu mümkün değil. Hayat acımasızca devam ediyor. 
 
İşte, kafama bir soru takıldı. Yıllar geçtikçe, dünya daha kötü bir yere mi dönüşüyor? Koltuğa gömülüp, geçmişe doğru bir yolculuk yapıyorum. Benim bir çocuk olduğum 80’li yıllara doğru zihinde bir yolculuk bu. Acaba o zamanlar dünya daha iyi, daha güzel bir yer miydi? Büyüdüğüm zaman, o yıllarla ilgili olayları öğrenmiştim. Yani, hiç de iyi zamanlar olmadığını biliyorum. Çocuk olduğum için, dünya bana daha güzel ve albenili görünüyordu belki de. Grileri, siyahları, lekeleri görmüyordu gözlerim. Benim gördüğüm dünya tozpembeler, renkler, kelebekler ülkesiydi. 
 
Benim de üzüldüğüm zamanlar olmuştu elbette. Babamın, erkek çocukları ile top peşinde koşturmama kızmasına isyan etmiştim. “Neden baba,” demiştim. “Niye kız olduğum için futbol oynayamıyorum?” Bu sözleri içimden geçirdiğim için beni duymamış, eve doğru yürüyüp gitmişti.
 
Çok defa, annemin havada uçan terliğinden yakayı kurtarmıştım. 
 
Mahalledeki kedi ve köpeklerin yaramaz çocuklar tarafından canlarının yakılmadığından emin olmalıydım. Gerektiği yerde yardımlarına koşmalı, karınlarını doyurmalıydım. Okulda devlet tarafından verilen cam şişede ki sütün jelatinini bile çıkarmadan eve getirir, mahallenin kedileriyle paylaşırdım. “Bir size, bir bana.” Eğilip birini okşardım. “Hadi Pamuk, iç bakalım sütünü.” 
 
Arkadaşlarımla çıtalı uçurtmalar yapar, onları gökyüzüne salardık. Kimin ki daha yükseğe çıkacak diye şakalaşır, iddialaşırdık. Uçurtmamın kuyruğuna yapışıp göğe çıktığımı, onunla birlikte uçtuğumu hayal ederdim. Dünya maviydi, o zamanlar, dünyam temiz ve renkliydi. 
 
Yıllar hızla geçip gitti. Bir de baktım ki kocaman olmuşum. Ama onu, geçen yıllara kurban etmedim. İçimde yaşayan o çocuğu asla öldürmedim. Benimle birlikte bu günlere kadar geldi. Bazen çok sessizdir, bazen coşkulu ve deli. Bazen başımı ağrıtır bazen de güldürür beni. 
 
İçinizdeki çocuğu sakın öldürmeyin, ne olur. Bu dünyaya inat, nefes alsın, yaşasın. Fark ettiniz mi bilmiyorum. Dünya kirlendikçe, sizi de kendine benzetmeye çalışıyor. Kirine, ziftine, kötülüğüne bulamak için uğraşıyor. İçinizde bir çocuk yaşıyorsa eğer, sakın korkmayın. Sizi dünyanın zalimliğinden, kirinden, kötülüğünden o koruyacaktır. 
 
Ne zaman umutsuzluk dikenlerine dolansam, o çocuk çeker, çıkarır beni oradan. Merhemimi sürer, yaralarımı sarar, iyileştirir.  
 
Ben orta şekerli, bol köpüklü bir Türk kahvesini yudumlarken, içimde ki çocuk, kahvenin yanında gelen çikolatayı kapıp, mutlulukla ağzına atıyor.
 
Ben hüzünle pencerenin önünde oturup yağan yağmurun pencereye çarpmasını seyrederken, içimdeki çocuk, “Hadi,” diyor, “Tut elimden dışarıya çıkıp yağmurun altında dönerek ıslanalım.” 
Başımı pencereden ona çevirip. “Olmaz,” diyorum, “Sonra komşularım, arkadaşlarım bana deli derler.” 
“Hıh.” Çocuk dudaklarını büzüyor, gözlerini nemlendiriyor. 
Ayağa kalkıyor, “Dur bakalım,” diyorum. “Belki bir şeyler yapabiliriz.” 
Sevinçle peşimden geliyor. Mutfak balkonuna çıkıp demir parmaklığa dayanıyor, ellerimi ileriye doğru uzatıyorum. Kollarıma, yüzüme, saçlarıma yağmur suları çarpıyor. Gülümsüyorum. 
“Neyse,” diyor gülerken. “Hiç yoktan iyidir.” 
 
Velhasıl; Dünyanın çarkını döndürenlerden ya da o çarkların arasında kalıp ezilenlerden biri olmak istemiyorsanız, orada, tam ortada durun ve içinizdeki çocuğa sımsıkı sarılıp, zamanın geçmesini bekleyin. Ben öyle yapıyorum. 


504 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Adımı Unutma (İmza: Kadın) / Kitap Yorumu - 13/03/2021
"Çok erken değilmiş bak anne. Gelin değil gelincik oldum bu yaşımda. Benzemiş miyim anne o gelinciğe?"
İnsan - 08/01/2021
Her insan kendi gezegeninde tek ve tek başına yaşar.
Halit Yazıcı / Doğmadan Ölenler - 16/12/2020
Halit Yazıcı / Doğmadan Ölenler Kitap İncelemesi
Fikir Konağı
Abdullah Küçük
Ev Hapsi Günlerinden

Ali Haydar Koyun
Rakamlarda büyük, güç de zayıf olan topluluk

Derya Kadıoğlu
Yalvaç'ın İnsanları

Fırat Han Koçak
Dünyayı Sömüren Küresel Çeteler - 4

Hanife Mert
Eylül ve Hüzün

Zehra Gaylan Yüksekkaya
"Sahi, Neydi Bayram?"

Abdullatif Acar
Umut Adına Martı Olmak

Afşin Selim
Kitapla Diriliş

Ahmet Aytaç
Yazmak kolaydır, Okutturmak büyük marifet ister...

Altun Özmeşe
Kalpteki Kor Parçası

Aslı Ersoy
Zıtlıkların Öğretisi*

Aynur Hazar
Nice Ömürler Eskir Yaşamanın Teninde

Ayşen Kurban
Eksiğim

Aytekin Duran
Görmek ve Duymak Nasıl Bir Duygudur...

Beyhan Uygur
Şekerci Dede ve Tonton Eşi

Burak Kılıçaslan
Burak Kılıçaslan: Emin Demir ile "Ferman" Üzerine Bir Söyleşi

Çağrı Cebeci
Çağrı Cebeci: Yaşlılık

Dilruba Başak
Her Şey Sevince Güzel

Diyanet İşleri Başkanlığı
Öfkeye Hakim Olmak

Engin Dinç
Dil Belası

Ergül Yılmaz
Bir Demet Şiir

Gamze Karadağ
Kayahan Demir: Gaipten Sesler

Gamze Parlak
İnsanlık Nereye Gidiyor

Gözde Karadağ
Gözde Karadağ: Hakan Yusuf Yılmaz - Alpagut Budun 1 Beklenmedik Keşif

Gülhan Teke Genç
Evrildik (mi?)

Hatice Yatkın Yetişen
Adımı Unutma (İmza: Kadın) / Kitap Yorumu

Havva Yaşar
Tefekkür Üzerine Hasbihal

Hayrettin Gönül
Zaferimiz Daha Bir Yaşında!

İbrahim Ethem Gören
Bir Burak bekleniyor!

İlhan Özgür
Türk Eri

Kaşif Meriçli
Kaşif Meriçli: Little Fugitive

Mahmut Ferhat Alptekin
Demokratik Sol

Mecbure İnal Vela
Çizdim, oynamıyorum!

Mehmet Aydın
Ömer Faruk Kaya: Sus ve Bana Aşkı Anlat

Merve Güney
Güneşin Kızı Biterken

Meryem Seyda Parlak
Psikoloji’ye (Ruh Bilimine) Olan İhtiyaç

Muharrem Dere
Doğu, Batı. Dost, Düşman! Kime Göre?

Murat Ginlik
Kısacık ve Çok Uzun Bir Hikâye

Murat Şaşzade
Küçük Tuhaflıklar

Mustafa Gündoğdu
Ölüm Var...

Nagihan Örsel
Sadece SEN!

Nazan Arısoy
Yağmur'un Aşka Teslim Oluşu

Necati Dilek
Uğruna Şiirler Yazılan Kadın

Necdet Bayraktaroğlu
Büyük Türk Devlet Adamı Timurhan'ın Hayatı, Vasiyeti ve Yasası olan Tüzükat-ı Timur

Nermin Güday Kaçar
Asker Yolu Beklerim

Nurcan Dağ
Yalancı Pollyanna Kitap İncelemesi

Nurhan Işkın
Dedemin Saati

Nurittin Günay
Babamın Jübilesi

Özlem Akşit
Selamlaşma Geleneğinin Toplum ve Gençliğimiz İçin Anlam ve Önemi

Pakize Şeyma Kandemir
Salgının Yeni Yazarları 1

Selahattin Doğan
İyilikde İnatlaşmak

Şükran Pınarcan
Duran Çetin Cüneyt kitabı yorumu

Turan Yalçın
Çay Felsefesi

Yasemin Ilgın
Yasemin Ilgın: Hayallerim

Zeynep Didem Gezgin
Merhamet