İyi okumak + İyi dinlemek = İyi Yazmak Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
Aybars Yılmaz: 1982 Bursa Keles doğumluyum. Makine Mühendisiyim. Evli ve iki kız çocuğu babasıyım. Ulusal ve uluslararası çapta organize olmuş, Üniversiteli Bursasporlular Derneği, Üni-Dağ ve İYSİAD (İdealist Yönetici ve Sanayici İş Adamları Derneği) gibi STK’larda kurucu üyelik; Ülkü-Tek Bursa Şubesi’nde Yönetim Kuruluğu Üyeliği yaptım. Bursa’da 2023 Hareketi adıyla, Türkiye’de kurulan ilk yerel think-thank organizasyonunun da kurucusuyum. TUBİTAK organizasyonu ile katıldığım Stratejik Ürün ve Teknoloji Yönetimi Mentörlüğü programı kapsamında, ülke sanayisine yönelik gönüllü bilgi paylaşımında bulunmaya devam ediyorum. Ulusal sahada, teknik ve teknoloji konularında gerçekleştirdiğim yerli ve milli çalışmalardan ötürü, ilgili devlet kurumları tarafından taltif edilmiş şahsi ve paydaş ödüllerim mevcut. Bursa’da, yerel idare ve yönetim kurumlarıyla paylaştığım, hayata geçen birçok şehircilik projesi mevcuttur. Zaman zaman bu paylaşımlarıma ilaveten, bazı STÖ ve STK’ların daveti üzerine Bursa Söylenceleri ve Şehircilik Uygulamaları konularında sunumlar gerçekleştirmekteyim. Çeşitli yayın organlarında Bursa yerel meseleleri ve milli değerler üzerine köşe yazılarına devam etmekteyim. Yazmaya başlama hikâyenizi öğrenebilir miyiz?
Aybarsı Yılmaz: Okumayı seven bir babanın okumayı sevmesi yönünde yetiştirilmiş bir oğluyum. Bu okumalarımın lise yıllarında, kendimi sözlü olarak ifade edişimde yaşıtlarıma nazaran farklı olduğunu hisseden öğretmenlerimizin yönlendirmesi üzere çeşitli yayınlarda yazılar yazmaya başladım. İlk başladığım dönemde, sözlü ifade kabiliyetimin yazıya dönüştüğünü söylersem yanlış olur. Ancak üniversite yıllarımda, okuma yaptığım kitap ve yayın seviyesinin de yükselmesine binaen epeyce yol kat ettiğimi düşünüyorum. İdeolojik bağlamda hayat tarzımı üzerine kurguladığım, ülkücü dünya görüşü bağlamında kazandığım tanışıklıklarla da bu özelliğimi daha da ileri seviyeye taşımaya başladım. Çok değerli isimlerden yazılarımı yorumlamalarını ve ilk yorumları sonrasında, yönlendirdikleri düzeltmelerle buna karşılık verip veremediğimi sorgulayarak bugünkü yazı dilime kavuştuğumu ifade edebilirim.
Kaç kitap yayınladınız konusu nedir?
Aybars Yılmaz: Henüz yayınlanan sadece bir kitabım oldu ki adı Bir Bursa Rüyası. Bursa’yı zaman ve mekan mevhumundan uzak tutarak, bilinenlerini duygusal anlamda yorumladığım bir kitap olduğunu düşünüyorum. İnsanın sevdiğini ifade etmesinin yolunun içinden geçenleri olduğu gibi, sınırlandırmadan, anlatmak olduğunu düşünenlerdenim ki, bu kitapta da bunu yapmaya çalıştım.
Aslında çok uzun yıllardır, birçok yerel ve ulusal kurumsal yapıda yazılarım yayınlanıyor. Ama başladığım günden bugüne, okuma kadar yazmamda da yol ve yön gösterici olan babamın yönlendirmesi üzerine kitap yazma safhasına yöneldiğimi söylemek daha doğru olur. Yazmak mı, yayınlamak mı zor?
Aybars Yılmaz: Kesinlikle yayın aşaması daha meşakkatli. Yazmayı akıl, gönül ve vicdanınızın bünyenizdeki birikiminin dışarıya tahliye edilmesi olarak görüyorum. Bu bağlamda manevi ve ruhsal ikliminizin tüm iyi ve kötü yanlarını da gözler önüne sermiş oluyorsunuz. Onun için yazmak zaten bir ihtiyaç benim için.
Yayın aşaması ise tam bir profesyonel saha. Öyle ki içerik, görsellik ve pazar bilginizin sadece pratik değil teorik anlamda da üst seviyede olması gerekiyor.
Bu konuda kendimi gerçekten çok nasipli hissediyorum. İlk kitabım olmasına rağmen, geçmişten bugüne misyon sahibi olan ve bunu vizyonuna yansıtmış bir kurumla yola çıktım. Ve bunun bana çok öğretisi ve getirisi oldu. Birlikte yol aldığımız yayınevinin yayın içeriği, geçmişi ve sahip olduğu prensiplere baktığımda gerçekten de ; ‘Uyanış Yayılarının girdiği her ev, bir edebi mektep olur’ anlayışını görebiliyorum. Yazarken hangi kaynaklardan beslenirsiniz?
Aybars Yılmaz: Bir Bursa Rüyası kitap içeriğine baktığınızda göreceğiniz söylenceler olacaktır. Çünkü istediğimiz Bursa’nın yaşayanları tarafından sahiplenmiş değerlerini daha çok gözler önüne sermekti. Ancak genelleme yapacak olursak, temel kavramlar ve değerler üzerine yazılmış, günlük mesele ve dilden uzak, toplum nezdinde karşılık bulmuş ulusal ve uluslararası kitaplar olarak cevaplayabilirim. Bu ana kaynakları, bir önceki soruda da belirttiğim gibi akıl, gönül ve vicdan süzgeçlerimde değerlendirerek ortaya çıkardığım görüş, fikir ve anlatım ise yazılarımı oluşturur.
Çok okuyor musunuz? Çok genç okumadan yazıyor piyasa kalitesiz kitaplarla dolu fikrine katılıyor musunuz?
Aybars Yılmaz: Okumayı çok seviyorum diyerek cevaplandırmak isterim bu soruyu. Öyle ki gün içerisinde kendimce böldüğüm zaman ve mekan kapsamında farklı okumalar yaparım. Evde sakince okuduğum kitabım, iş veya sosyal seyahat esnasında okuduğum kitabım ve çantamda sürekli taşıdığım gün içinde yakaladığım boşlukta okuduğum kitabım farklıdır.
Yazmayı iyi veya kötü değerli bulanlardanım. Kaliteye karar verecek kapsamda bir teorisyen olduğumu düşünmüyorum ama elbette bir okuyucu olarak kendime göre mutlaka değerlendirmelerim olur. Günden güne, deneyim ve tecrübenin artmasıyla ortaya çıkan çıktıların seviyelerinin yükseleceğini düşünerek, kitap yayını sayısının yükselmesinin olumlu olduğunu düşünüyor ve hatta daha da artmasını diliyorum. Yazmak sizin için ne ifade ediyor?
Aybars Yılmaz: Yazmayı akıl, gönül ve vicdanınızın bünyenizdeki birikiminin dışarıya tahliye edilmesi olarak görüyorum. Bu bağlamda manevi ve ruhsal ikliminizin tüm iyi ve kötü yanlarını da gözler önüne sermiş oluyorsunuz. Onun için yazmak zaten bir ihtiyaç benim için. İyi yazmanın formülü sizce nedir?
Aybars Yılmaz: İyi okumak + İyi dinlemek = İyi Yazmak Daha iyi yazmak isteyenlere ne önerirsiniz?
Aybars Yılmaz: Okumak, okumalardan kendine özgün fikirler çıkararak önce bunları sözlü mülakat ve diyaloglarda kullanarak dinleyicinin tepkisini anlamak benim için çok kıymetli. Dinleyicinin mutlaka farklı kimseler olmasına gerek yok. Aileniz ve hatta evdeki eşinizin sizin için en iyi değerlendirici olacağını söyleyebilirim. Geri kalan kalem tutmak veya klavyenin tuşlarına basabiliyor olmak.
| 
