İyi yazmanın formülü "Çok okumak"tır.Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hanife Mert: Samsun 1963 doğumluyum, aslen Yozgat’lıyım. Babamın memuriyeti dolayısyla ilk orta ve lise eğitimimi Muş, İstanbul, Elbistan ve Anamur gibi ülkemin çeşitli il ve ilçeleinde tamamladım. Eskişehir/ Anadolu Üniversitesi İktisat bölümünden 1986 yılında mezun olarak eğitim hayatımı tamamladım. 2008 yılında Mersin’de bir kamu kurumunun muhasebe departmanından emekli oldum. 1987 yılından beri Mersin’de yaşıyorum. Evliyim iki kızım var. Yazmaya başlama hikâyenizi öğrenebilir miyiz? Hanife Mert: Aslına bakarsanız benim de ortaokul yıllarında yazdığım kısa öykülerim vardı. Kemallettin Tuğcu, Ömer Seyfettin, Reşat Nuri Güntekin gibi yazarlarımızın kitaplarını çok okuduğum için, hikâyelerim dram ağırlıklıydı. Okuma serüvenim okumayı söktüğüm andan itibaren başlamıştı. Yazma ise; 2008 yılında emekli olduktan sonra 2010 yılında açtığım blog ve daha pek çok edebiyat sitelerinde deneme yazarak yazın hayatıma başladım. Kaç kitap yayınladınız konusu nedir? Hanife Mert: Yayımlanmış iki kitabım var. İlk kitabım “Düş Batımı” 2015 yılında, ikinci kitabım “Bakış Acısı”nı 2017 yılında yayımlattım. Kitaplarımın ikisi de roman türünde. Konusuna gelince; kitaplarımda toplumsal sosyal sorunlara ağırlık verdim. Aile, kadın, kadının eğitimi, engelli çocuklara sahip ailelerin durumu ve toplumun böyle bireylere bakışı, mezhep farklılıkları sebeyiyle sıkıntı yaşayan çiftlerin sorunlarına gerçek hikâyelerden kesitlerle kurguladığım romanlardır. Üçüncü olarak da biyografi türünde yazmaya devam ettiğim yayımlanmamış kitabım bulunmaktdır.
Yazmak mı yayınlamak mı zor? Hanife Mert: Aslına bakarsanız ikisi de meşakkatli bir yolculuk. Yazmayı sevdiğim için o zorluğu hissedemiyorum. Ancak yayımlatma süreci gerçekten sıkıntı yaşadığım bir süreç. Yazarken hangi kaynaklardan beslenirsiniz? Hanife Mert: Yazarken konuyla ilgili kitaplardan, kitap dışında yayınlanmış eserlerden, ilgili kişi ve kurumlardan, en önemlisi de hikâyeyi yaşamış kişilerle birebir görüşmelerden edindiğim verilerden beslenirim.
Çok okuyor musunuz? Çok genç okumadan yazıyor piyasa kalitesiz kitaplarla dolu fikrine katılıyor musunuz? Hanife Mert: Çok okuyorum zira okumazsam yazamayacağıma inanıyorum. Evet okumadan yazılan ve kalitesiz kitapların yazıldığına katılıyorum. Kendilerine olumlu hiçbir şey katmayan, kültür ve aile yaşantımıza uygun olmayan içeriklerle yazılan kitapların gençlerimizi yanlış yönlendireceğine inanıyorum. Çünkü kitap, diziler, filmler hayatımızın odak noktası haline gelebiliyor. Okuduğumuz ya da izlediğimiz bir kahramanın hayat felsefesini kendi felsefesiymiş gibi yaşamaya çalışmasına neden olabiliyor. Yazmak sizin için ne ifade ediyor? Hanife Mert: Yazmak benim için bir tutku, rahatlama aracı ve kendimi ifade ettiğim en önemli araçtır. İyi yazmanın formülü sizce nedir? Hanife Mert: Öncelikle çok okumak, sonra okuduğunu algılamak, yazmayı tasarladığı şey üzerinde düşünmek, yazdıktan sonra da birkaç kez okumak. Bunu ailesine arkadaşına sesli olarak okumaktır. Çünkü yazarken göremediği gözünden kaçırdığı pek çok şeyi fark ediyor. Kendi fark etmese de bir başka göz yanlış ya da eksik bir bölümü fark edebiliyor. En önemli formül çoklu okumak. Daha iyi yazmak isteyenlere ne önerirsiniz? Hanife Mert: Daha iyi yamak isteyenlere önereceğim şey, okumalarının yanında yazacakları konu üzerinde fazla fikir yürütmeleri, araştırma yapmaları ve özellikle kendilerinin, yazdıkları her karektere bürünmeleri, kendilerini onların yerine koyarak düşünmelerini ve empati yaparak yazmalarını öneririm.
|