İyi bir okuyucu, iyi bir gözlemci ve iyi bir karakter analizcisi olmak gerekir.Kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Murat Şaşzade: 1968’de İzmir’de doğdum. 1995’te Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi, Deniz İşletmeleri Yönetimi bölümünden mezun oldum. Özel sektörde gemi acentelerinin konteyner operasyon ve pazarlama bölümlerinde çalıştım. Kitaplara olan sevgimin ağır basması sonucu iş hayatıma yayınevlerine çeviri yaparak devam ettim. İyi derecede İngilizce biliyorum. Evliyim. Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesi Üyesiyim. Yazmaya başlama hikâyenizi öğrenebilir miyiz? Murat Şaşzade: Yazmaya kırklı yaşların ortalarında başlamak nasip oldu. Geç sayılabilecek bir yaşta olabilir. Ancak fikirler demlenerek olgunlaşıyor. Bu bakımdan yazma hikâyem bu yaşlarda başladı. Altyapımı yayınevlerine İngilizce'den Türkçe'ye çeviri yaparak geliştirdim. Çeviri yaparken Türkçe'min daha da kuvvetlendiğine şahit oldum. Düzgün çeviri ancak Türkçe'ye olan hâkimiyetinizle gelişiyor. Bu bakımdan ilk romanımın ortaya çıkmasında bu çevirilerin büyük payı oldu. Yazmak üniversite yıllarımda bile içimde olan bir tutkuydu. Fakat bu tutkuyu gerçekleştirmek için okumalarım, seyrettiğim film ve yaşantılarımdan edindiğim malzemenin demlenmesini bekledim. Malzemenin oluştuğunu hissedince yazmaya başladım.
Kaç kitap yayınladınız konusu nedir? Murat Şaşzade: Yayınlanmış sekiz çeviri kitabım vardır: İnkılâp Kitabevi tarafından yayımlanan “Duygusal Takvim”, Doruk Yayınları tarafından yayımlanan “Doris Lessing’i Yeniden Okumak”, “Fidel Castro Havana Bildirileri”, “Ho Chi Minh Kahrolsun Sömürgecilik”, “Büyülü Marksizm, Yıkıcı siyaset ve Hayal Gücü”, “Karanlık Madde, Girişimcilik Kültürü Çağında Sanat ve Politika” ve “Çocuk Zihni Nasıl Gelişir,” Okuyan Us Yayınevi tarafından yayımlanan “EMDR Temel Prensipler, Protokoller ve Prosedürler” Yayınlanmış üç romanım vardır. “Kuklacıların Oyunu-Puslu Yayıncılık, Şubat 2016”, “Proje Balarısı- Motto Yayınları, Mart 2018”, “Fatih’in Emanetçileri, Motto Yayınları. Kuklacıların Oyunu, İzmir'de geçen bir uluslarası komplo. Proje Balarısı, Devletimizin bekasına yönelik bir küresel operasyonun önlenmesi ve püskürtülmesini ele alıyor. Roma ve İstanbul'da geçiyor. Fatih'in Emanetçileri ise insanlığın gıdaya erişim sorunu ve maarif kavramını irdeliyor. Sudan'da geçiyor. Yazmak mı yayınlamak mı zor? Murat Şaşzade: Yayınlamak zor. Yazmak, yemek pişirmek gibi düşünülebilir. Elbette meşakkatli bir iştir. Ama yazmakla iş bitmiyor. Tıpkı yemeğinizin lokantada müşteriyle buluşması gibi romanınızın da okuyucuyla buluşması gerekiyor. Burada belirleyici olan yayınevlerinin kriterleri. Günümüz ekonomik koşullarında romanın niteliğinden çok satılabilir olmasını dikkate alıyorlar. Sosyal medyanın giderek artan rolü de yayınevlerinin yayın politikasını etkiliyor. Artık içerikten ziyade yazarın takipçi sayısı romanın basılmasında etkili bir unsur oluyor. Bu bakımdan romanın yayınlanması için yazmak yetmez. Yazarın yayınevlerine kendini kabul ettirmesi için uzun soluklu bir kendini kabul ettirme gayreti göstermesi ve etkli bir tanıtım stratejisi kullanması gerekiyor. Hangi kaynaklardan beslenirsiniz? Murat Şaşzade: Çok çeşitli kaynaklardan besleniyorum. Bunlardan en önemlisi yaptığım okumalar... En çok roman okumaktan keyif alıyorum. Dünya klasiklerini okuyarak başladım. Elbette Dünya klasikleri de bir zenginlik. Fakat bu toprağın insanına hitap etmek için Türk romancılığının usta kalemlerini okumanın daha doğru olduğunun farkına vararak kendi büyük ustalarımızı keşfetmeye ağırlık verdim. Yaptığım çevirilerin bir kısmı psikolojiyle ilgili metinler olduğu için iletişim, karakterler ve kişilik organizasyonları üzerine beslendim. Tipleme geliştirmede çok etkili oldu. Gözlem yapmak da çok beslendiğim bir eylem. Aile çevrem ve renkli aile dostlarımız, sıradışı arkadaşlarım karakterler açısından harika bir nimet oldu. Bol gözlem yaparak zihin arşivime attığım malzemeyi yazma sürecinde ortaya çıkardım. Şu anda toplumun her kesiminden insanlarla irtibat kurarak onları can kulağıyla dinliyor ve gözlem yapıyorum. Sinema en çok beslendiğim alanların başında geliyor. Film repertuarından edindiğim malzemeyi romana aktarıyorum. Okuyucunun romandan sinema tadında keyif almasını sağlamaya çalışıyorum. Çok okuyor musunuz? Çok genç okumadan yazıyor. Piyasa kalitesiz kitaplarla dolu fikrine katılıyor musunuz? Murat Şaşzade: Çok okuyorum. On iki yaşımdan beri düzenli okuyorum. İlk gençlik yıllarımda elime ne geçerse okurken, yetişkinlik çağımdan itibaren seçici okumaya başladım. Evet, şu anda gençlerin büyük bir bölümü okumadan yazıyor. Tabii onları suçlayamam. İçinde bulunduğumuz dijital çağ gençlerin görselliklerini beslediği için okuma tembeli yapıyor. Bu yüzden okuma tembeli olan gençlerin yazdığı kitaplar doyurucu olmuyor. Yazmak sizin için ne ifade ediyor? Murat Şaşzade: Yazmak, benim için nefes almak ve yaşamak anlamına geliyor. Hayat, ancak yazınca anlam kazanıyor. İyi yazmanın formülü sizce nedir? Murat Şaşzade: İyi bir okuyucu, iyi bir gözlemci ve iyi bir karakter analizcisi olmak. Bu üçünü uygun ve doğru bir karışım haline getirirseniz, zengin bir tecrübe birikiminiz varsa ve dili etkili kullanıyorsanız ortaya iyi bir roman çıkar. Daha iyi yazmak isteyenlere ne önerirsiniz? Murat Şaşzade: Yazmaya gönül verenlere, tüm enerji ve dikkatlerini sevgiyle yazmaya vermelerini, yazmanın ağır bir işçilik olduğunun farkına varmalarını ve hiçbir beklentiye girmeden her gün sabırla yazmalarını ve malzeme toplamak için hayatın içine karışmalarını öneriririm. Düzenli yazmak, bir gün mutlaka meyvesini verecektir. Bana bu güzel sohbet imkanını verdiğiniz ve kıymetli okuyucularınızla fikirlerimi paylaşma fırsatı tanıdığınız için çok teşekkür ederim. Sevgilerimle...
|