İyi yazmanın formülü, bilgili olmaktır.Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Osman Balcıgil: 1955 yılında İstanbul'da doğdum. Ekonomi eğitimi gördüm.
İhtisasımı İşletme İktisadı üzerine yaptım. Buna karşılık, eğitimini aldığım meslek dalında neredeyse hiç çalışmadım. 1975 yılından itibaren hep yazdım.
Önce gazetecilik ardından televizyonculuk yaptım. Uzun yıllar dergi ve gazete sektörünün haber bölümlerinde muhabir, editör ve yönetici olarak çalıştım.
2007'den bu yana roman ve arada bir de araştırma, deneme kitapları yazıyorum. Yazmaya başlama hikâyenizi öğrenebilir miyiz? Osman Balcıgil: 1977 yılında bir yayınevinde yönetici olarak çalışmaya başladım. Aynı zamanda Cumhuriyet Gazetesi’ne yazılar da veriyordum. 80 sonrasında gazetecilik yapmaya başladım. Özel televizyonculuğun başladığı yıllarda da televizyonculuğa geçtim. 30 yıldan fazla bu dünyadaydım, bu arada beş araştırma kitabım yayınlandı. Kaç kitap yayınladınız konusu nedir? Osman Balcıgil: Kitaplarımın sayısı yirmiyi geçti. Araştırma ve roman diyebilirim. Yazmak mı yayınlamak mı zor? Osman Balcıgil: Kimileri için yayınlamanın daha zor olduğunu biliyorum. Ama benim için böyle olmadı. Gazeteciliğin, televizyonculuğun içinden geldiğim için, daha yazmadan kitaplarımı basacak mecralar hep var oldu. Yazarken hangi kaynaklardan beslenirsiniz? Osman Balcıgil: Çoğunlukla geçmişte yaptığım meslek olan gazetecilikten, araştırmacılıktan beslendiğimi söyleyebilirim. Tarihe çok meraklıyım. Çok sıkı bir edebiyat okuruyum ayrıca. Çok okuyor musunuz? Çok genç okumadan yazıyor piyasa kalitesiz kitaplarla dolu fikrine katılıyor musunuz? Osman Balcıgil: Evet, çok okuyorum. Okunmadan yazılabileceğine inanmıyorum. Dediğiniz gibi, kimi yazarların ilk okuduğu kitap kendi yazdıkları kitap oluyor. Bu nedenle de piyasada büyük bir “kirlenme” var. Öte yandan yazılmasına karşı da değilim. Bu kadar emek ve para harcanıyorken biraz daha özenli olunabilir, diye düşünüyorum. Yazmak sizin için ne ifade ediyor? Osman Balcıgil: Dediğim gibi, yaklaşık kırk beş yıldır sürekli yazıyorum. Biraz hayatım gibi. İyi yazmanın formülü sizce nedir? Osman Balcıgil: Öncelikle bilgiye inanıyorum. İçinde bilgi olmayan yazıların değerli olmayacağı kanaatindeyim. Bu şiir için de geçerli, şarkı sözü için de geçerli, mektup için de geçerli. Kaldı ki siz sorunuzu hikâye ve romanı kastederek sordunuz sanıyorum.
Öte yandan dilimizi iyi konuşmak ve yazmak olmazsa olmaz. Kelime hazinenizin durumu, dilbilgisiyle aranızın iyi olup olmadığı da çok önemli.
Üç kiraz bir araya gelmeden iyi bir yazı çıkmaz: Genel kültür, yazım bilgisi ve sizi yazmak için motive edecek ruh hali. Bunlardan bir tanesi eksik olunca ortaya iyi yazı çıkmaz. Daha iyi yazmak isteyenlere ne önerirsiniz? Osman Balcıgil: Yukarıda söylediklerim birçok genç insana çok basit görünecektir ama içlerini “hayat”la doldurmadan iyi yazıya varılmasının imkânı yok.
Daha iyi yazmak isteyenlere, öncelikle çok okumalarını öneriyorum. Öte yandan “ne olursa olsun okuyun” demiyorum. Sistematik bir biçimde okuma yapmaları gerekiyor. Biraz ne yazacaklarına bağlı olarak ama mutlaka düzenli okuma yapmaları gerekiyor.
Mutlaka tarih bilgisine sahip olmalılar. Ekonomi yazarken bile tarih bilmek zorundasınız.
Seyahat etmek yazmayı besliyor. Başka ülkelerde insanların nasıl yaşadıkları, ne yedikleri, ne içtikleri, nasıl giyindiklerini bilmeniz lazım. Buna imkân yoksa çok iyi bir film izleyicisi olunmalı. Hiçbir film sadece film değildir.
Yazım sahnesinde bizden önce yer almış olanların yazdıklarını birer ders gibi okumamız gerekiyor.
|