İyi yazmanın formülü; iyi bir gözlemci olmaktır.Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Murat Güçlü: İnşaat mühendisiyim. (Kendimden bahsetmeyi pek sevmiyorum, ilkokuldan beri bu soru bana tuhaf geliyor) Kimilerine göre benim mesleğim edebiyata uzak bir meslek gibi dursa da benim için her zaman edebiyata daha fazla hayat penceresinden bakmak için seçilmiş bir meslek gibi duruyor. Hayat standartları düşük olan insanların çalıştığı bu sektörde gerçek, zorlu hayat hikâyelerine şahit oluyorum. Bunlar beni besliyor ama benim kalemim çocukluktan gelme, şair kökenliyim ben. Yazmaya başlama hikâyenizi öğrenebilir miyiz? Murat Güçlü: Çocukluktan beri yazıyorum. Yani bunu 10 yaşı baz alarak söylüyorum. İlkokulda kompozisyon derecelerim oldu, şiirde de. Lisede her test kitaplarımın bir yerinde mutlaka yazılmış bir şiir görürsünüz. Hep böyle yaza yaza ilerledi. Yazar olduğumu kabullenmem 25 yaşımda oldu. Cahil bir cesaretle oldu. Şu an olsa yapar mıyım? Hiç sanmıyorum. İlk romanım Kırmızı Bisikletim'i yayınlatana kadar yaşadığım süreç çok zordu. Sanırım benim yerimde bir başkası olsa edebiyatı bırakırdı. Yanımda olacağını düşündüğüm hiç kimse olmadı. Belki de iyi bir edebiyata gönül veren herkes yalnızlaşıyor. Kendim için iyi bir örnek bu. Kaç kitap yayınladınız konusu nedir? Murat Güçlü: İki kitabımı yayınladım. Kırmızı Bisikletim romanımın konusu "masum bir aşk" , Konuşan Odalar deneme kitabımın konusu ise "insanın kendi öz benliğini korumaya çalışırken yaşadığı anlaşılmazlıklar ve karakterin anlaşılma çabası".
Yazmak mı yayınlamak mı zor? Murat Güçlü: Bir yazar için yazmak kolay, yayınlatmak ise iyi bir yayınevi yok ise yazarlıktan soğumak kadar iğrenç bir durum. Yazarken hangi kaynaklardan beslenirsiniz? Murat Güçlü: Yazarken genelde yaşadığım iyi, kötü, tuhaf olaylardan beslenirim. İyi bir okurum, kalemimin de güçlü olduğuna inanıyorum. Başlayınca kendiliğinden akıp gidiyor. Ama asıl her şey önceden beynimde yazılıyor ve o senaryo sürekli aklımda tekrarlanıyor. O yüzden yazmak kolay geliyor bana. Çok okuyor musunuz? Çok genç okumadan yazıyor piyasa kalitesiz kitaplarla dolu fikrine katılıyor musunuz? Murat Güçlü: Çok okuyan mıyım? Çevreme sorsanız evet çok okuyanım. Ama ben çok okumayla yazar olunmayacağını biliyorum. Çok okuyorum diye yazar olmadım. Çok okuyan bir gün yazar olacak diye bir şey yok. Yazarlık sizi seçer, siz onu seçemezsiniz. Piyasada bu kadar niteliksiz genç olduğu için ben yayınlama kararı aldım. Sosyal medya fenomenleri, gereksiz edebiyatla alakası olmayan insanlar çoğaldığı için ben yayınlattım. Bunu Kırmızı Bisikletim romanımın önsözünde bahsettim. Ben edebiyata katkım olacağını düşündüğüm için bu sahneye atladım. Çok şükür hiç kötü bir eleştiri almadım. Okuyan herkes 'bunu sen mi yazdın?' diye sorduklarında doğru yolda olduğumu düşünüyorum. Tabii piyasadaki o niteliksiz ve kalitesiz kitapların sorumluları yazarları olarak görmemek lazım, kötü ve para amacı güden yayınevleridir. Onlar kalite aramazlar, reklamsız gelecek paraya bakarlar. Bilirsiniz zaten çoğu öyle... Yazmak sizin için ne ifade ediyor? Murat Güçlü: Yazmak, benim için nefes aldığım bir alandır. Kağıt benim sırdaşımdır. Ben kimseye bir şey anlatmam ne varsa yazarım. Ta çocukluğumdan beri bu böyledir. İyi yazmanın formülü sizce nedir? Murat Güçlü: İyi bir gözlemci olmak, iyi bir okur olmak ve hayatında size ufak bir ders kıyağı yapması lazım. Aşk gibi, acı gibi.. Bunlar size yazarlık formülü olur eminim. Her yazar öyle başlıyor. Daha iyi yazmak isteyenlere ne önerirsiniz? Murat Güçlü: Yazdıklarınızı biriktirin, nitelikli kitapları okuyun, etrafınızı iyi gözleyin. Sizin beslenme kaynağınız çevreniz, uzakta aramayın...
|