Tarafsız, iyi kötü ayırt etmeden okumalı.Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Şenay Taşdemir: İsmim Şenay Taşdemir. Karadeniz kökenli bir ailenin altıncı çocuğuyum. Evlenerek Almanya'ya gelen yüzlerce "ithal gelin"den biriyim☺️ 31 yıllık evli 5 çocuklu bir anneyim. Oturduğumuz kasabada orta dereceli bir okulda dans öğretmenliği yaptım yıllarca. Sağlık sorunlarım nedeniyle 3 yıldır ara verdim. Bu süre zarfında evimin bahçesinde birkaç arkadaşımla Hobby evi açtık Haftanın 2 günü orada toplanıp el işleri, dikiş, kitap okuma saatleri, çay kahve eşliğinde günlerimizi değerlendirmeye çalışıyoruz. Yazmaya başlama hikâyenizi öğrenebilir miyiz? Şenay Taşdemir: Size şu yıl şu zamanda başladım diyemeyeceğim, aklım erdiğinden beri şiir yazıyorum kendimce. İlkokulda şiirlerime rahmetli öğretmenim Mustafa Yalçın, çok değer verir özel günlerde okuturdu bana. Zamanla çevremde gördüğüm etkilendiğim olayları da yazmaya başladım. Kaç kitap yayınladınız konusu nedir? Şenay Taşdemir: Şu ana kadar 3 kitabım yayınlandı. 4. kitabım yayına hazır, bir sürpriz yapıp 5. kitabı da yetiştirebilirim🤗 İlk kitabım Mutlu Sonsuz'luk şiir, öykü, denemelerden oluşan acemilik kitabım. Bütün aşklar toplandık, 3 annesiz büyüyen genç kızın hayat hikâyeleri. Nirvana dizeler, bir şiir kitabı. İçerisindeki bir kaç şiirimi şarkı sözü olarak değerlendirmeye aldı bir müzik grubu (sormadan ismini yazmam doğru olmayabilir). 4. kitabım yine bir genç kızın çalınmış yıllarını ve mutluluğunu konu alan bir roman. Kitaplarımdaki bütün öyküler hikâyeler gerçek hayatta yaşanılmışlıklar. Yazmak mı yayınlamak mı zor? Şenay Taşdemir: Yazan birisi olarak yazmak hiç zor değil. Kendi öz dilimi kullanarak sözcükleri eğmeden bükmeden konuşur gibi yazdığımdan ve en önemlisi hiç konu sıkıntısı çekmediğim için yazmak çok kolay. Keza siirlerim de öyle. Sabah uyanınca bir "Günaydın" mesajı atarken bir sayfa şiir yazarken buluyorum kendimi. Yahut haberlerde dikkatimi çeken bir konu üzerine. Şiirlerim serbest, kafiyeli sonu uyumlu olsun diye bir kaygım hiç olmadı. Sanırım kalıba girmeyi sevmiyorum🙃 Bir sohbette değerli bir abim 'sen Nazım Hikmet değilsin, kafiyeli yazsana şiirlerini" demişti. Ben de gülerek "belki Nazım" olurum, belli mi olur diye cevap vermiştim. İnsanlar (yani çoğu insan) şiir denince kafiyeli şiirler bekliyor. Yayınlamak mı zor sorusuna gelince, 10 tane şiiriyle kitap çıkaranları gördüm, parayı veren yayınlatabiliyorsa ben neden yarım asır bekledim, dedim kendi kendime🤔 Dürüst titiz, önceliği para olmayan yayıneviyle çalışmak bir şans günümüzde. Ben bu konuda şanslı sayıyorum kendimi. Sorunun cevabına gelecek olursak, kitap bastırmış olmak içinse yayınlanmak ta kolay, o kitapta anlam derinlik aranmıyorsa yazmak ta kolay😐 Yazarken hangi kaynaklardan beslenirsiniz? Şenay Taşdemir: Benim kaynağım gözlemlerimdeki insanlarım, şiir yazmak için öykü yazmak için bir kaynak arayışına girmedim. Belki bu konudaki cahilliğim, bilmiyorum.
Çok okuyor musunuz? Çok genç okumadan yazıyor piyasa kalitesiz kitaplarla dolu fikrine katılıyor musunuz? Şenay Taşdemir: Çokkkkk. Elime geçen her yazıyı kitabı okurum. Paramı kitaplara yatırıyorum diyebilirim. Hele sahaftan aldığım kitaplar hazinedir benim için. Kitabın kalitesi kalitesizi nasıl olur bilemem. Lakin Facebook instagram gibi sosyal medyalarda yüzlerce şiir öykü roman paylaşılıyor. İçeriğini anlamadığım basit günlük 100 kelimeyle yazılmış öyküler. Sabah çay içmiş, uykusuz kalmış öğlen deniz kenarına gitmiş canı sıkılmış gibi sözleri şiir adı altında bize sunan yüzlerce yazar!! Ve isimlerinin başında 'yazar' unvanıyla paylaşımlar. Yazar olmak bu kadar kolay mı diye soruyorum kendime sonra. 3 kitaplı biri olarak hâlâ kendimi sadece 'yazan' olarak görüyorum. Biz 'yazar'sak Nazım Hikmet ne? Ayşe Kulin, Yaşar Kemal, Sabahattin Ali..... Yüzlerce binlerce, hayatını yazmaya adamış insanlar ne? Ben ar ederim kendime yazar demekle. Son bir şey, sosyal medyada her yazılanı 'harika 'bravo' kaleminize sağlık 'muhteşem' diye alkışlayan pohpohlayan insanlarımıza sözüm. Lütfen yapmayın, arkadaşınız akrabanız yakınınız olabilir, ya da hiçbir seyiniz ama kırmak istemiyor olabilirsiniz, ama yapmayın. Varsa eksiğimiz söyleyin, soyleyin ki biz de kaliteli şeyler üretebilmek için çabalayalım. Düşük kelimeler, devrik cümleler kadar yazılana ihanet eden başka şey düşünemiyorum. Yazmış olmak için yazmayalım genç arkadaşlarım. 50 yaşında bir yazan olarak o kadar çok yolum var ki 'yazar' olabilmek için. Önce okuyun, çok okuyun, sonra nasıl olsa yazarsınız. Yazmayı seven biri için bu kaçınılmaz çünkü. Hepinizin yolu açık olsun🙋♀️❤️ Yazmak sizin için ne ifade ediyor? Şenay Taşdemir: İnsanın sevdiği yemeği yemesi gibi desem. Damakta bıraktığı bir tat. Bitmesini istemediğin bir aşk, sevmeye doyamadığım çocuğun. Daha önce hiç düşünmemiştim yazmak benim için ne ifade ediyor diye. Ama düşününce 'çok şey ifade ediyormuş. Hayatın anlamını arar durur ya insanoğlu. Sanırım ben keşfediyorum hayatın anlamını yazarak. İyi yazmanın formülü sizce nedir? Şenay Taşdemir: Sözleri, ne asortik olsun diye kalıplara sokmalı, ne konuştuğun gibi olsun diye basitlestirmeli. Konunun anlamını kaybettirmeyecek kadar oynamalı harflerle. Hatta anlamına değer katacak kadar zenginleştirmeli heceleri. Bunun yolu da çok okumaktan geçer elbette. Tarafsız, iyi kötü ayırt etmeden okumalı. Mantığınıza yatana kadar, evet harika bir kitap okudum diyebilene kadar okumalı. Daha iyi yazmak isteyenlere ne önerirsiniz? Şenay Taşdemir: Kendimin dikkat ettiği şeyleri 🥰 DİL bilgisi kurallarına dikkat etmeli. Benim olmazsa olmazım. Bu konuda bilgi sahibi birilerinden yardım alınmalı. Okudukları kitaplarda gördükleri yazım hatalarını, anlam eksikliklerini not almalarını önerebilirim. Her hikâye her şiir başlı başına bir hayat. Lütfen bu hayatları anlamlı kılsınlar. Yazmak çok kolay ama ehlinin kaleminden çıkarsa. Teşekkür ediyorum 🙋♀️
|