• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/kitapkonagi
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905334645270
Okuyalım, Okutalım
Takvim
Site Haritası

Yazma esnasında duyguların doğru ve samimi bir şekilde anlatılması önemli.

Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
Nermin Güday Kaçar: 1969 yılında Bolu’nun Mudurnu İlçesinde dünyaya gelmişim. Öğretmen baba ve ev hanımı annenin üç çocuğundan biriyim. Evliyim. Bir kızım var. İki de torunum var. Büyük torunumun adı Uras beş yaşında, küçüğü Duru ise henüz on sekiz aylık. Emekli memurum. Çocukluğumdan bu yana okumayı çok severim. Yazmaya ise otuz beş yaşımdan sonra başladım. Bolu’da oturuyorum.

Yazmaya başlama hikâyenizi öğrenebilir miyiz?
Nermin Güday Kaçar: Okumayı hep sevdim. Okuma alışkanlığımı edindiren de aynı zamanda ilkokul öğretmenim olan babamdır. Aydın bir eğitimciydi. Kızım dünyaya geldikten sonra ve sonrasında kitap okumaya zamanım yoktu. Sonra tekrar okumaya başladım. Kızım üniversiteyi kazanıp Eskişehir’e gitmişti. Onunla arkadaş gibiydik. Zamanımızın çoğunu beraber geçirirdik. İlk kez ayrılmıştık. O gittikten sonra epey zorlandım. O sıralardı; yakın arkadaşım Semra Kocabaş, “Sanat Sokağı Dergisi” ni çıkarıyordu. İş yerimde onunla sohbet ederken, bana yazmamı tavsiye etti. Ve ilk yazımı da dergisinde yayınlayacağını söyledi. Tam bir ay düşündüm. Birkaç kez yazma denemem de oldu. Lisede öğrenciyken en sevdiğim ders edebiyattı. Belki de buna neden öğretmenim Mürvet Hanımın bize dersi sevdirmesinden kaynaklanıyordu. Sonra bir gün, ilk yazımı yazdım. Çocukluğumda yaşadığımız anı yazısıydı aslında. O yazımı Semra Hanım, dergisinde yayınladı. Dergi elime geçtiğinde çok heyecanlanmış ve değişik duygular hissetmiştim. O günden sonra daha da heveslendim. Sonra sadece dergi yetmemeye başladı. İnternette edebiyat sitelerine üye olarak, oralarda yazılarımı paylaşmaya başladım. Yazılarımın okunması beni çok mutlu ediyordu. O heyecan ve sevgi hâlâ devam ediyor. Sanırım son nefesime kadar da devam edecek.

Kaç kitap yayınladınız konusu nedir?
Nermin Güday Kaçar: Basılı iki kitabım var. İlk kitabım “Hüzün Dalgaları” 2012 yılında Favori Yayınlarından çıktı. Öykü kategorisindedir. İkinci kitabım "Bilinmezin Peşinde" ise 2019 yılında Sokak Yayınlarından çıktı. İkinci kitabım romandır. İlk kitabım sekiz ayrı öyküden oluşuyor. Konusu hayattan öyküler. İlk öykü Neredesin Meleğim? Gençlik aşkını arayan bir adamın öyküsü. Beyaz ölüm, Durak, Hüzün Dalgaları, Kasaba Teftişi, Nar Çiçeği, Şaka Kurbanı ve en son öykü de Okumak isterdi. Hayattan hikâyeler. Çay arası okunacak öyküler. Romanım “Bilinmezin Peşinde” nin konusu da bir aile öyküsü. Babasının ölümünden sonra babasına ait bir günceyle ailesinin öyküsüne ulaşan Emel’in aynı zamanda kardeşleriyle olan ilişkilerini anlatıyor romanım.

Yazmak mı yayınlamak mı zor?
Nermin Güday Kaçar: Yazmak da zor ama yayınlatmak daha zor. Onca emek ile ortaya çıkardığınız eserinizin son cümlesini yazdıktan sonra bitmiyor mücadeleniz. Aylar süren hatta yıllar süren eserinizi kitap olarak görmek bütün yazarların hayalidir. Kurgusundan, imla kurallarına kadar çok titizlikle çalışırsınız. Gece ve gündüz hep romanın ya da öykünün karakterleriyle dolaşırsınız. Sonra biter, rahatlarsınız. Yayınlatmak için kolları sıvarsınız. Biz tanınmamış yazarların şansı hiç yok gibi. O yüzden de kendi imkanlarımızla yayınlatma yoluna gidiyoruz. Basılan kitap sayısı çok fazla. Basım ve dağıtımın bir maliyeti var. Yayınevleri mecburen kâr amacı gütmek zorundalar. O yüzden de haklılar kendilerince. Fakat yine de kâr oranları çok yüksek. Yazar, çok büyük hayallerle bastırdığı kitabında hayal kırıklığı yaşıyor. Yayınevlerinin çoğu kitabı bastıktan sonra ilgileri azalıyor. Ortada bir ticaret anlaşması olduğu için eserin peşinde durmuyorlar. Bunları ben yaşadığım için ifade ediyorum. Dediğim gibi eserin kitap olma isteği ağır basınca bu yola başvuruyoruz. Tanınmak veya kendimizi ifade edebilmek için de gerekli bana göre. Benim arşivimde yazılmış ve basılmayı bekleyen çok eser var. Son bitirdiğim dosyayı dosya kabul eden yayınevlerine gönderdim. Cevap bekliyorum. Acele etmeyeceğim artık. Benim amacım yazdıklarımın benden sonra okunması. Onlar benim kalemimden dökülenler, duygularım, hayallerim, kurgularım. Benim için çok değerliler. Çabalıyorum, hayal ediyorum. Nasip…


Yazarken hangi kaynaklardan beslenirsiniz?
Nermin Güday Kaçar: Ben okumayı çok seviyorum. Okurken rahatlıyorum. Okurken kitabın içinde olmayı seviyorum. Kahramanla birlikte yaşarım. Eğer bir kitabın içine giremiyorsam, kitabı kapatır ve bırakırım. Bir kitap yazarken o konuyla ilgili araştırma yaparım. O konuda yazılmış kitapları okumaya çalışırım. Beslendiğim kaynak kitaplardır, belgesellerdir. Haberler de bazen kaynak olabiliyor.

Çok okuyor musunuz? Çok genç okumadan yazıyor piyasa kalitesiz kitaplarla dolu fikrine katılıyor musunuz?
Nermin Güday Kaçar: Evet çok okurum. Fakat şu son zamanlarda okuma hızım biraz azaldı. Çünkü okullar açıldığı için kızım okula gidiyor. Kendisi sınıf öğretmeni. Torunlarımın bakımıyla uğraştığım için vaktim yetmiyor. Yine de okuyorum. Yatmadan bir saat önce başlarım. Ne kadar okuyabilirsem. Okumadan kitap yazılacağına inanmıyorum. Bizim besin kaynağımız kitaplardır. Kesinlikle size katılıyorum. Bir eserin içinde mutlaka bir ana fikir olmalı. Mesaj vermeli diye düşünüyorum. Aşk ile cinselliği karıştırıyorlar. Bu da bana hiç hitap etmiyor açıkçası. Her duygunun bir ağırlığı ve adabı olmalı.

Yazmak sizin için ne ifade ediyor?
Nermin Güday Kaçar: Yazmak, en doğal ihtiyaçlarım gibi benim için. Yemek, içmek, nefes almak, yaşamak… Şu sıralar çok yazamıyor olsam da her an kalbimde yazmak. Bazen aylarca yazamadığım oluyor, sabrediyorum. Sonra birden yazmaya başlıyorum ve gerisi geliyor.

İyi yazmanın formülü sizce nedir?
Nermin Güday Kaçar: Öncelikle her konuda olduğu gibi yazma esnasında duyguların doğru ve samimi anlatmak diye düşünüyorum. Her okurun okuma tercihi farklıdır. Kimi okur kişisel gelişim kitaplarını okumayı tercih eder. Eğer siz o okura tarihi romanlar veya başka konularda kitapları okuması gerektiğini söyleseniz de o çok zevk almaz. İyi yazmak okura istediği okuma tadını verebilmektir. Öncelikle okurdan önce yazdığınız yazıyı yazarın kendisinin beğenmesi gerekir. Mesela yemek yapıyorsunuz ve ilk tattığınızda kendiniz beğenmiyorsanız, tadacak başka kişilere de o yemeği yedirmemeniz gerekiyor. Yazmada da aynı kural geçerlidir. Öncelikle çok titiz davranmak gerekir. İmla, kurgu ve görsellik açısından çok titiz davranmak gerektiğini düşünüyorum. İkinci bir husus da yazdıkça kalem düzeliyor. Yazmayı bıraktığınızda kalem geriliyor. Onun için de günlük yaptığımız rutin işler gibi günün belirli zamanlarında klavyenin başına geçerek, kaleminizi terbiye etmeniz gerekiyor.

Daha iyi yazmak isteyenlere ne önerirsiniz?
Nermin Güday Kaçar: Yazmak için çok okumaları gerekir. Toplumun içinde olduğunuz zaman, çevrenizdeki insanları gözlemlemek de ufku genişletir. Yolda yürürken, parkta otururken karşınızdaki tanımadığınız insanları belki bir romanda hayatını anlatabilirsiniz. Yazma işi yetenek olduğu kadar azmin ve çabanın sonucudur. Her işte olduğu gibi güçlükler karşısında yılmamak, savaşmak gerekiyor. Bugün olmamışsa, vazgeçmediğimde yarın mutlaka olacaktır. Yazma işi benim için bir sevdadır. Sevdiğim müddetçe yazmaya devam etmek istiyorum. Yazdıkları metinleri onların şevkini kırmayacak, eleştirebilecek kişilere okutmak da faydalı olacaktır. Bizim göremediğimiz ayrıntıları, hataları mutlaka okuyan kişi görecek ve uyaracaktır. Tabii ki eleştirinin de kırıcı olmaması kaydıyla. Eğer eleştiri kırıcı olursa yazarı kötü yönde etkileyecektir.

Bana bu imkânı tanıdığınız için çok teşekkür ediyorum Ahmet Bey. Güzel sorularınıza cevap vermekten onur duydum. Okuyucularıma da saygılarımı sunuyorum. Eğer kitaplarımı okumak isterseniz çok mutlu olurum.



469 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Fikir Konağı
Abdullah Küçük
Ev Hapsi Günlerinden

Ali Haydar Koyun
Rakamlarda büyük, güç de zayıf olan topluluk

Derya Kadıoğlu
Yalvaç'ın İnsanları

Fırat Han Koçak
Dünyayı Sömüren Küresel Çeteler - 4

Hanife Mert
Eylül ve Hüzün

Zehra Gaylan Yüksekkaya
"Sahi, Neydi Bayram?"

Abdullatif Acar
Umut Adına Martı Olmak

Afşin Selim
Kitapla Diriliş

Ahmet Aytaç
Yazmak kolaydır, Okutturmak büyük marifet ister...

Altun Özmeşe
Kalpteki Kor Parçası

Aslı Ersoy
Zıtlıkların Öğretisi*

Aynur Hazar
Nice Ömürler Eskir Yaşamanın Teninde

Ayşen Kurban
Eksiğim

Aytekin Duran
Görmek ve Duymak Nasıl Bir Duygudur...

Beyhan Uygur
Şekerci Dede ve Tonton Eşi

Burak Kılıçaslan
Burak Kılıçaslan: Emin Demir ile "Ferman" Üzerine Bir Söyleşi

Çağrı Cebeci
Çağrı Cebeci: Yaşlılık

Dilruba Başak
Her Şey Sevince Güzel

Diyanet İşleri Başkanlığı
Öfkeye Hakim Olmak

Engin Dinç
Dil Belası

Ergül Yılmaz
Bir Demet Şiir

Gamze Karadağ
Kayahan Demir: Gaipten Sesler

Gamze Parlak
İnsanlık Nereye Gidiyor

Gözde Karadağ
Gözde Karadağ: Hakan Yusuf Yılmaz - Alpagut Budun 1 Beklenmedik Keşif

Gülhan Teke Genç
Evrildik (mi?)

Hatice Yatkın Yetişen
Adımı Unutma (İmza: Kadın) / Kitap Yorumu

Havva Yaşar
Tefekkür Üzerine Hasbihal

Hayrettin Gönül
Zaferimiz Daha Bir Yaşında!

İbrahim Ethem Gören
Bir Burak bekleniyor!

İlhan Özgür
Türk Eri

Kaşif Meriçli
Kaşif Meriçli: Little Fugitive

Mahmut Ferhat Alptekin
Demokratik Sol

Mecbure İnal Vela
Çizdim, oynamıyorum!

Mehmet Aydın
Ömer Faruk Kaya: Sus ve Bana Aşkı Anlat

Merve Güney
Güneşin Kızı Biterken

Meryem Seyda Parlak
Psikoloji’ye (Ruh Bilimine) Olan İhtiyaç

Muharrem Dere
Doğu, Batı. Dost, Düşman! Kime Göre?

Murat Ginlik
Kısacık ve Çok Uzun Bir Hikâye

Murat Şaşzade
Küçük Tuhaflıklar

Mustafa Gündoğdu
Ölüm Var...

Nagihan Örsel
Sadece SEN!

Nazan Arısoy
Yağmur'un Aşka Teslim Oluşu

Necati Dilek
Uğruna Şiirler Yazılan Kadın

Necdet Bayraktaroğlu
Büyük Türk Devlet Adamı Timurhan'ın Hayatı, Vasiyeti ve Yasası olan Tüzükat-ı Timur

Nermin Güday Kaçar
Asker Yolu Beklerim

Nurcan Dağ
Yalancı Pollyanna Kitap İncelemesi

Nurhan Işkın
Dedemin Saati

Nurittin Günay
Babamın Jübilesi

Özlem Akşit
Selamlaşma Geleneğinin Toplum ve Gençliğimiz İçin Anlam ve Önemi

Pakize Şeyma Kandemir
Salgının Yeni Yazarları 1

Selahattin Doğan
İyilikde İnatlaşmak

Şükran Pınarcan
Duran Çetin Cüneyt kitabı yorumu

Turan Yalçın
Çay Felsefesi

Yasemin Ilgın
Yasemin Ilgın: Hayallerim

Zeynep Didem Gezgin
Merhamet