Yazmak hem bir yetenek hem çok çalışmanın ürünüdür. Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Gülhan Teke Genç: Tüm okurlarımıza öncelikle merhabalar. Ben Gülhan Teke Genç. İlk, orta ve lise eğitimimi memleketim olan Tokat’ın Zile ilçesinde tamamladım. Daha sonra Konya Selçuk Üniversitesi Tekstil Bölümünden tekniker olarak mezun oldum. On yıl tekstil sektöründe desen ve planlamacı olarak çalıştım. Okuma aşkım depreşince Bankacılık ve Sigortacılık Bölümünü okuyarak geçen yıl mezun oldum. Halen İstanbul’da endüstriyel mutfak sektöründe finansçı olarak çalışmaktayım. Evliyim, bir oğlum var. Yazmaya başlama hikâyenizi öğrenebilir miyiz? Gülhan Teke Genç: Yazmaya ortaokul yıllarımda başladım. Önceleri şiirler yazıyordum. Liseye başladığımda edebiyat aşkım nesire döndü. Elbette ki en sevdiğim ders edebiyat ve kompozisyon dersleriydi. Okulda, ilçe genelinde ve il genelinde yapılan kompozisyon yarışmalarının hiçbirini kaçırmaz, hepsine katılırdım. Dereceler aldıkça yazmak ben de aşka dönüştü. Hayat şartları beni bambaşka bir alana sürükle de yazdığım her satırı, her cümleyi sakladım, biriktirdim. Bu arada 2010 yılları, internetin yaygınlaştığı ve edebiyat sitelerinin çoğaldığı dönemlerdi. Yazdıklarımı paylaşarak hem bir okur kitlesi oluşturdum hem de yorumlardan eksiklerimi görerek gidermeye çalıştığım bir dönem oldu. Kaç kitap yayınladınız konusu nedir? Gülhan Teke Genç: Toplamda yayımlanmış üç kitabım mevcut. İlk kitabım 2012 yılında ‘Kibele’nin Güncesi’ adlı öykü kitabıdır. 14 öyküden oluşmaktadır. Aslında az öncede dediğim gibi internette yayımlanmış ve beğeni almış öykülerimdi bunlar. Favori Yayınlarından çıkmıştı. İlk deneyim olunca elbette ki eksikleri çoktu. Daha sonra 2017 yılında ‘Maşuk’ adlı romanım Sokak Yayınlarından çıktı. Konusu taşıyıcı annelik. Fakat bu taşıyıcılık aslında ölmüş bir kadının son arzusu. Genç bir kadının ölümünü, kocasıyla yaşadığı büyük aşkı, hayatı alt üst olan başka bir kadının bu hikâyenin ortasına düşüşü, dostluğu, iyiliği ve istenmese bile mecburi ayrılıkları buluyor okuyucu bu romanda. Çok güzel dönüşler aldım. 2019 yılında üçüncü kitabım ‘Mutsuz Ruhlar Ülkesi’ Arsine Yayınevinden çıktı. Aslında hem bağımsız hem de ara bir kitap oldu bu roman. Avukat Cemre Sevinç’in anne babasını daha liseye giderken bir trafik kazası sonrası kaybetmesi ve yetişkin bir kadın olmasına rağmen ruhunda açılan travmanın üstesinden gelemeyişi anlatılıyor. Özel bir ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde geçen ruhunu iyileştirme günlerinde onun yaşadıklarına şahit oluyoruz. Ve kitabın sonunda bir sürprizle Maşuk’un ana karakteri Elif’le karşılaşıyor. Aslında Maşuk’un sonunu okuyucunun kendi hayal gücüne bırakmıştım. Ama onlardan gelen istek doğrultusunda şu an üçleme oldu kitabımız ve üçüncüsünü yazıyorum. Kısmet olursa 2021 yılının haziran ayı gibi yayımlamayı düşünüyorum. İsmi ‘Maşuk 2 / Sakura Zamanı’ olacak.
Yazmak mı yayınlamak mı zor? Gülhan Teke Genç: Bana göre yayınlama aşaması zor. Çünkü şimdiye kadar tüm kitaplarımı kendi maddi imkanlarımla gerçekleştirdim. Maalesef büyük yayınevleri kâr amacı güttüğü için bizleri kitabımız ne kadar başarılı olursa olsun tercih etmiyorlar. Bir de son yıllarda gerçekten çok fazla kitap çıkaran var. Gücüm yettiği sürece kendi imkanlarımla kitaplarımı bastırmaya devam edeceğim. Benim gibi kendi kitabını çıkaran yazarların amacı kitaplarından para kazanmak değil olabildiğince çok okura ulaşmaktır. Yazarken hangi kaynaklardan beslenirsiniz? Gülhan Teke Genç: Yaşam en büyük kaynak benim için. Ona bakmayı bildiğinizde en basit şeyler bile sihirli bir hikâyeye dönüşüyor. Bir de her türlü bilgiye meraklıyımdır. Ömrüm boyunca hiç işime yaramasa bile öğrenmekten büyük mutluluk duyuyorum. Şükür ki artık bazı bilgilere ulaşmak internet sayesinde çok kolay oldu. Aklıma gelen her şeyi hemen araştırır okurum. Ve öğrendiğim birçok bilgiyi de kitaplarımda kullanırım. Çok okuyor musunuz? Çoğu genç okumadan yazıyor piyasa kalitesiz kitaplarla dolu fikrine katılıyor musunuz? Gülhan Teke Genç: İlkokula başladığım andan itibaren kütüphanenin yolunu su yolu yapmış biriyim. İnsanlar bir alışveriş merkezine gittiklerinde çoğunlukla giysi mağazalarını gezerler, ben ilk önce kitapçıları dolaşırım. Bulamadıklarımı internetten sipariş veririm. Normalde kitap kokusunu seven ve okumanın, elinde kitapla olacağına inananlardanım. Ama zaman zaman telefonuma pdf kitaplar indirip okuduğum da olur. Yani okumak gerçekten çok önemli. Eğer bir tarihi roman yazacaksanız o devirle ilgili her türlü bilgiyi taramanız lazım. Ya da bilimsel bir yazı olacaksa ona göre hazırlanmanız gerekir. Elde ettiğiniz bilgileri de başka kaynaklardan teyit etmelisiniz. Kitabınızı bir doktor okuduğunda, bir avukat okuduğunda ya da yazdığınız konuyla ilgili biri okuduğunda doğruluğunu onaylaya bilmeli. İyi araştırılmadan kompozisyon bile yazmamak gerekir diyebilirim. Kalitesiz demeyelim de popülist yaklaşımlı kitaplar çok diyelim. Yazmak sizin için ne ifade ediyor? Gülhan Teke Genç: Hayal dünyası çok geniş biriyim. Bir çocuk için oyun hamuru neyse benim için de kelimelerden cümleler kurmak oyun hamuruyla şekiller yapmak gibi. Bambaşka bir dünyanın kapıları aralanıyor yazarken. İyi yazmanın formülü sizce nedir? Gülhan Teke Genç: Yazmak hem bir yetenek hem çok çalışmanın ürünüdür. Yeteneğiniz varsa harika bir öykü kurgusu yaratırsınız. Ama beraberinde çok çalışarak her kelimenin yerinde olmasını sağlarsınız. Çok okumak, çok yazmak, yazdıklarını yeniden yeniden okuyup en güzel hale getirmek bu yoldaki başarının anahtarıdır. Daha iyi yazmak isteyenlere ne önerirsiniz? Gülhan Teke Genç: Yazdıklarını, yazdıktan sonra önce okur gözüyle incelesinler. Ve elbette ki çokça okusunlar, çokça yazsınlar. Kelime ve bilgi dağarcıklarını genişletsinler. Yazmaya öykü yazarak başlayabilirler. Yarattıkları karakterlerle öykü/roman bitene kadar beraber yaşamalılar. İşe beraber gidip, öğle yemeklerini beraber yiyip, yatarken beraber uyumalılar. Ve yazdıktan sonra güvendiği en az beş dostuyla paylaşmalı ve fikirlerini almalılar. Böylece onlardan geri dönüşlerle eksiklerini giderme şansları olur. Tüm yazar dostlarıma ve yazarlıkta ilerlemek isteyen yazar adaylarına başarılar diliyorum. Siz değerli Kitap Konağı’na böylesine güzel bir sohbet için de teşekkür ediyor ve okurlarınızın her gün katlanarak çoğalmasını diliyorum. Çok teşekkürler.
|