Yazmak benim için bir çeşit dua gibi aslında. Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
Esra Esenlikçi: 30 Ağustos 1994 Karabük doğumluyum. İlkokul ve liseyi Karabük’te okudum ve üniversite eğitimini Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinde bitirdim. Üç yıldır da diş hekimliği mesleğimi icra etmekteyim ve edebiyatı da hayatıma elimden geldiğince misafir etmekteyim. Yazmaya başlama hikâyenizi öğrenebilir miyiz?
Esra Esenlikçi: Yazma serüveni lisede sadece bir istek olarak başladı. Ancak ciddi manada yazmaya ilk cesaret ettiğim zaman üniversite birinci sınıftaydım. Lisede çok kitap okurdum ve okuduklarıma müdahale etme isteği beni buna itti bir yerde. Sonrasında kafamda karakterler şekillenmeye başladı ve yazmak için en önce hayal kurmaya başladım. Bu hayaller her an aklımdaydı ve gittikçe şekillenerek kelimelere dönüştü.
Hayallerin gerçeğe dönüştüğü andı benim için ilk cümlemi oluşturduğum an. Silik bir ruhun şekillenmesi misali kitabımın sonlarına yaklaştıkça cismani bir varlığa dönüştü ellerimde kitabım ve son cümlemle birlikte sanki kendi çocuğumu çok uzak diyarlara göndermişim hissiyatına kapıldım. Kaç kitap yayınladınız konusu nedir?
Esra Esenlikçi: Henüz yayımlanmış bir kitabım var. ‘Sansar’ aksiyon ve romantizm türünde bir roman... Eşini ve kızını kaybeden bir kadının intikam hikâyesi esasında ve aşka küsmüş, kendini sadece işine adamış bir adam ile yollarının ve çıkarlarının çatışmasını da okuyoruz bir yandan. Yazmak mı yayınlamak mı zor?
Esra Esenlikçi: İkisi de ama yayınlamak biraz daha zor bence. Yazmak ayrı bir cesaret, yazdıklarını yayımlatmak ise çok ayrı bir cesaret ve bütün hevesinizin bir anda kırıldığını hissettiğiniz bir dönem de ayrıca. Tanınmamış, bilinmeyen birisi için eserini yayınlatmak daha da zor. Yazarken hangi kaynaklardan beslenirsiniz?
Esra Esenlikçi: En çok hayal gücümden yararlanıyorum. Bazen sınırı yok hissiyatına kapıldığım oluyor. Yazmaya başladıktan sonra ise araştırmalarım için sıklıkla internete başvururum veya o meslekten insanlarla konuşurum.
Çevremde olanlardan ve konuşulanlardan da çok fazla etkilenerek yazılarıma aktardığım oldu. Örneğin Akın’ın aşkı herkese çok ütopik geliyor ama sevdiği kadınla beraber olamadığı için kanser olmuş birinin gerçek hikayesini duyduğumda yazdığım karakterin pek de gerçek dışı olmadığını gözlemlemiş oldum. Bir nevi yazdıklarımı başka insanların gerçek hayatlarıyla da teyit etmişliğim vardır. Kaynak olarak gerçek yaşanmışlıkları da örnek aldığım bazı kesitler var kitabımda.
Çok okuyor musunuz? Çok genç okumadan yazıyor piyasa kalitesiz kitaplarla dolu fikrine katılıyor musunuz?
Esra Esenlikçi: Çok okumak gerektiği fikrine katılıyorum kesinlikle. Ama hiç kitap okuma zevkini tatmadan herhangi birinin de bu işe giriştiğini düşünmüyorum. O lezzeti almış ki bir şeyler yazmaya başlamış. Tek başına kitap okumanın da özel bir yeteneğiniz olmadan harika yazılar ortaya dökmekte yeterli olacağını düşünmüyorum. Bu konuda benim de eksikliklerim var ve kendimi geliştirme sürecinin hayatım boyunca devam edeceğinin bilincindeyim. Her zaman daha iyisini yapmak için çabalamak ve tekrara düşmemek gerekiyor diye düşünüyorum. Yazmak sizin için ne ifade ediyor?
Esra Esenlikçi: Yazmak benim için bir çeşit dua gibi aslında. Aklımdan geçenleri, yüreğimden geçenleri, bazen kimseye söyleyemediklerimi paylaşmak demek… Dua nasıl ki bir insanı rahatlatır, kendi içinde çözemediği bir şeyleri çözmesinde yardımcı olur ve yol gösterir; aynı o şekilde, yazmak da benim için böyle bir şey. Bunun da haricinde roman yazarken özellikle artık iş benden çıkıyor ve karakterlerimin hikâyesi olmaya başlıyor. Bu da benim için ayrı bir sorumluluk demek. İyi yazmanın sizce formülü nedir?
Esra Esenlikçi: Dert sahibi olmak… Bir insan özellikle en depresif anında en güzel eserlerini ortaya koyar. Bu garip bir şekilde doğru maalesef… Harry Potter’ın yazarı J.K. Rowling bu eserini en çaresiz anında dökmeye başlamıştır. Tabii buradan kimse Allah’tan bela istesin demek de istemiyorum. En iyi yazarların dünyanın yükünü sırtlanan kişiler olduğunu düşünüyorum sadece. Daha iyi yazmak isteyenlere ne önerirsiniz?
Esra Esenlikçi: - Bolca okumak kesinlikle öncelik olarak bir yazarın yapması gereken şeydir. Nasıl yapıldığını görmeden bir işi yapmak nasıl mümkün değilse kitap okumadan da bu işi yapmak mümkün değildir.
- Mümkünse seyahat etmek… Çünkü seyahat etmenin de yaratıcılıkta ve farklılıkta çok faydasının olduğunu düşünüyorum. Hatta her zaman yazdığınız ortamda değil de farklı bir yerde yazdığınız zaman bile yazılarınıza faydası olacaktır. Aynı yere tıkılıp kalan insanların yazma konusunda duraladığı ve yazma isteğinin bile gelmediği bir gerçek.
- İnsanları gözlemlemek… Her insanın kendi içinde yaşadığı bir dram vardır ve bununla herkes farklı şekilde mücadele eder. Dünyada yedi milyar insan varsa hiçbiri de birbirine benzemiyor. Her insan aynı zamanda benim gözümde bir kitaptır ve ne kadar çok kitap okursak o kadar yazdıklarımızı geliştiririz.
- Başarılı olmuş yazarların bu yoldaki tavsiyelerini de dinlemeye ve okumaya açık olmak gerektiğini düşünüyorum. Bu tavsiyelerin de yazma konusunda bir yol belirlemede faydası çok.
- En önemlisi de işin peşini bırakmamak. Bu nedenle hevesimizi kıran şeylerden uzak tutmalıyız kendimizi. Bir hayalimiz varsa bunun peşinden gitmeli ve artık bahane üretmeyi bırakmalıyız. Araya mesafe girdiğinde insanla yazdıkları arasına da mesafe oluşuyor ve arayı kapatmak gerçekten güçleşiyor.
| 
