• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/kitapkonagi
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905334645270
Okuyalım, Okutalım
Takvim
Site Haritası

İyi yazmanın formülü sabırlı olmaktan geçer.

Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
Mecbure İnal Vela: Sivas’ın bir Çerkez köyü olan Demirözü’nde, 1963 yılında dünyaya geldim. Beş yaşından itibaren Sivas merkezinde ikamet etmeye başladık. İlkokulu Sivas’ta tamamladım.

Daha sonra okula gidip düzenli eğitim almamış olsam da, çeşitli el becerisi kurslarına, eğitim kurslarına katılarak kendimi yetiştirmeye çalıştım. Dikiş, nakış, arapça, bilgisayar, resim gibi… Halen bu kurslara katılmaya devam ediyorum.

İlkokuldan sonra amatörce yazmaya başladığım yazılarım, ilk olarak bazı dergilerde ve gazetelerde yayınlandı. 1989’da, Bizim Aile dergisinin düzenlediği yarışmada “Bütünü Bölmek” adlı hikȃyemle, 1994’te, Esra Film’in düzenlediği yarışmada “Erik Ağacımı Kestiler” adlı çocuk romanımla ikincilik ödülleri aldım. “Sızı” adlı romanım radyo tiyatrosuna uyarlandı.

“Sabah Yakın Değil mi?” adlı, Bosna savaşını belgelerle anlatan romanım ile “Beklenen” adlı romanım tiyatroya uyarlanıp kitap olarak yayınlandı ve sahnelendi. 1994 yılında, yerel bir gazete olan Bursa Marmara gazetesinde aile ve çocuk sayfalarını yönettim ve köşe yazıları yazdım.


1984 yılında, babamın sevdası olan Bursa’ya taşındık. O tarihten beri de Bursa’da ikamet ediyorum. Evliyim. Ahmet Ali adında bir oğlum, Büşra adında bir kızım var.

Yazmaya başlama hikȃyenizi öğrenebilir miyiz?
Mecbure İnal Vela: Çocukluğum dar bir coğrafyada, kısıtlı imkȃnlar içinde geçmiş olsa da, çok zengin bir hayal dünyasına sahiptim. Akrabalar bir araya geldiğinde, annelerimiz çocukların müsekkini olarak benim masallarımı kullanırdı. Bu masallar, oradan buradan dinlediğim ama kendi ilavelerimle zenginleştirdiğim masallar olurdu.

Zamanla, çocuklara masal anlatmak bana yetmemeye başladı. İçimdeki uçsuz bucaksız hayalleri bir şekilde açığa çıkarmam gerekiyordu. İlkokuldan kalma, kullanılmış defterlere, yarısı tükenmiş kurşun kalemlerle kendimce romanlar yazmaya başladım. Yazdıklarım eski Türk filmlerini aratmasa da, yazmaya bir yerden başlamıştım.

En yakınlarım bile yazdıklarımı ciddiye almasa, can dostum dediklerim bu gayretime dudak kıvırsa bile, ben yazıp yazıp bir kıyıda biriktiriyordum.

Henüz on dört yaşındaydım ve yazdıklarım ciddiye alınacak cinsten değildi.

Kaç kitap yayınladınız? Konuları nelerdir?
Mecbure İnal Vela: Bugüne kadar irili ufaklı otuz beş civarında kitabım yayınlandı. Bunlar arasında romanlar başı çekiyor. Bunun yanında tasavvuf konulu bir araştırma kitabım, bir şiir, bir de günlük tarzında kitabım mevcut.

Ayrıca hikȃyeler, masallar, tiyatro eserleri de yayınlanan kitaplarım arasında. Son yıllarda daha çok çocuklara yönelik çalışmalara ağırlık verdim. Anne olduktan sonra yazdıklarıma bakınca, çocuklarımın yaşları ve okudukları kitap seviyeleri benim yazılarımın da seviyesini az çok belirliyor zannediyorum.

Yazmak mı, yayınlamak mı zor?
Mecbure İnal Vela: Bir şarkıda “gitmek kolay kalmak zor” denilir ya; yazmak kolay, yayınlamak zor…

Sevgili Peygamberimiz, “Amel ediniz. Herkese kendisi için yaratıldığı şey kolaylaştırılır.” Buyurur. Yazı yazmak bana kolaylaştırıldı hamdolsun. Zaten yazı yazmak, bu işe gönül vermiş biri için, su içmek gibidir.

Yayınlamak ise, oldukça büyük çabalar gerektiriyor. Bunun yanında, epeyce de sabırlı olmayı gerektiriyor.


İlk kitaplarımı yayınladığım dönemlerde, bana yol gösteren, elimden tutan pek çok insan oldu. Allah hepsinden razı olsun. Günümüzde belli bir seviyeye gelmiş, medyatik yüzü olan, sosyal medyada tanınan insanların kitapları, büyük yayınevleri tarafından ön tercih sebebi. Genç ve tanınmamış bir yazarın ilk kitabını çıkarması günümüz şartlarında biraz daha zorlaşmış durumda diye düşünüyorum.

Yazarken hangi kaynaklardan beslenirsiniz?
Mecbure İnal Vela: İnsanların çok fazla parmak basılmamış yaralarına, iç sızılarına değinmeyi daha çok seviyorum. Konu belirleyip yazma niyetine girdiğim vakit bana her şey ilham verir. Elime geçen her broşür, her kitap, her dergi yazacağım konuya, değişik açılardan kaynaklık eder. Bu yüzden, kaynak bulma, argüman elde etme hususunda pek sıkıntı çekmem.

Bir de evvelce tuttuğum notlardan çok yararlanırım. İlham bir kuş gibidir. Her vakit pencerenize konmaz. Konduğu an, size ikramda bulunulmuştur. Hemen o kuşu zapt etmezseniz, uçup gider. Siz de ardınca bakakalırsınız.

Bu bakımdan, aklıma gelen her güzel fikri, ya da pasajı anında not etmeye çalışırım. Tuttuğum notlar da sonradan çok işime yarar.

Çok okuyor musunuz? Pek çok genç okumadan yazıyor, piyasa kalitesiz kitaplarla dolu fikrine katılıyor musunuz?
Mecbure İnal Vela: Okumanın çoğu olmaz bence. Günün yirmi dört saatini okuyarak geçirsek, yine de çok okudum diyemeyiz. İlmin sonu yok neticede.

Kendimce, şartların izin verdiği ölçüde çok okumaya çalışıyorum. Okurken, kitap konusunda seçici davranıyorum fakat tür olarak edebiyatın her dalından okumayı seviyorum. Okuduğum her kitaptan da, dimağımda bir şeyler kalsın istiyorum. Okumadan yazmak ise, kendisi aç iken başkalarını doyurmaya çalışmak kadar beyhude bir gayrettir bence.

Kalite her kişinin seviyesine göre değişir. Kurtlu baklanın kör alıcısı olur derler. Her kitabın da kendi seviyesine göre okuyucusu vardır. Fakat yazdıklarımızın önce dimağlarda, gönüllerde kalıcı olmasını istiyorsak, bir edebi değeri olsun istiyorsun, kitap yazmış olmak için yazmamalıyız. Belli bir seviyeyi ve kendine has bir üslubu elde etmek zor olsa, büyük çaba gerektirse bile, neticeleri itibariyle güzeldir.

Yazmak sizin için ne ifade ediyor?
Mecbure İnal Vela: Benim hayatımda eğer yazı yazmak olmasaydı, susuz kalmış bir çiçek nasıl görünürse, tıpkı öyle görünürdüm. Gökkuşağı yedi renk olmazdı.

Kısacası, hayatımın tadı, tuzu, rengi, kokusu, dokusu olmazdı…

İyi yazmanın formülü sizce nedir?

Mecbure İnal Vela: İyi yazmanın formülü sabırlı olmaktan geçer. Dün yazdıklarınızı bugün beğenmiyor ve yırtıp atabiliyorsanız, aynı konuları tekrar tekrar, daha daha iyi anlatmaya çaba harcıyorsanız, daima daha iyiye doğru yol alıyorsunuz demektir.

“Tamam, ben artık iyiyim. Ben oldum” demek, daha iyiye giden yolları kendinize kapamak demektir.

Daha iyi yazmak isteyenlere ne önerirsiniz?
Mecbure İnal Vela: Yazdıklarımız, yazarken bizi ne kadar kuşatıyor, sarıp sarmalıyorsa, okuyanı da o ölçüde kuşatıp etkileyecektir. Kalpten çıkan kalbe girer. Yaşadığımız hayatta, insanlar arası ilişkilerde samimiyet ne denli önemli ise, yazdıklarımızın da samimi ve yapmacıktan uzak olması o denli önemlidir.

Mesela yazdığımız bir roman ise, adeta biz de o romanın sayfalarında yaşamalıyız. Sokakta yürürken, roman kahramanlarımızla karşılaşmış hissine kapılmalıyız. Ben yeni bir romanı yazdığım dönemlerde, o kahramanlarla oturur kalkar, onlarla yemek yer, sokakta onlarla yürüyormuş gibi hissederim.



270 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Fikir Konağı
Abdullah Küçük
Ev Hapsi Günlerinden

Ali Haydar Koyun
Rakamlarda büyük, güç de zayıf olan topluluk

Derya Kadıoğlu
Yalvaç'ın İnsanları

Fırat Han Koçak
Dünyayı Sömüren Küresel Çeteler - 4

Hanife Mert
Eylül ve Hüzün

Zehra Gaylan Yüksekkaya
"Sahi, Neydi Bayram?"

Abdullatif Acar
Umut Adına Martı Olmak

Afşin Selim
Kitapla Diriliş

Ahmet Aytaç
Yazmak kolaydır, Okutturmak büyük marifet ister...

Altun Özmeşe
Kalpteki Kor Parçası

Aslı Ersoy
Zıtlıkların Öğretisi*

Aynur Hazar
Nice Ömürler Eskir Yaşamanın Teninde

Ayşen Kurban
Eksiğim

Aytekin Duran
Görmek ve Duymak Nasıl Bir Duygudur...

Beyhan Uygur
Şekerci Dede ve Tonton Eşi

Burak Kılıçaslan
Burak Kılıçaslan: Emin Demir ile "Ferman" Üzerine Bir Söyleşi

Çağrı Cebeci
Çağrı Cebeci: Yaşlılık

Dilruba Başak
Her Şey Sevince Güzel

Diyanet İşleri Başkanlığı
Öfkeye Hakim Olmak

Engin Dinç
Dil Belası

Ergül Yılmaz
Bir Demet Şiir

Gamze Karadağ
Kayahan Demir: Gaipten Sesler

Gamze Parlak
İnsanlık Nereye Gidiyor

Gözde Karadağ
Gözde Karadağ: Hakan Yusuf Yılmaz - Alpagut Budun 1 Beklenmedik Keşif

Gülhan Teke Genç
Evrildik (mi?)

Hatice Yatkın Yetişen
Adımı Unutma (İmza: Kadın) / Kitap Yorumu

Havva Yaşar
Tefekkür Üzerine Hasbihal

Hayrettin Gönül
Zaferimiz Daha Bir Yaşında!

İbrahim Ethem Gören
Bir Burak bekleniyor!

İlhan Özgür
Türk Eri

Kaşif Meriçli
Kaşif Meriçli: Little Fugitive

Mahmut Ferhat Alptekin
Demokratik Sol

Mecbure İnal Vela
Çizdim, oynamıyorum!

Mehmet Aydın
Ömer Faruk Kaya: Sus ve Bana Aşkı Anlat

Merve Güney
Güneşin Kızı Biterken

Meryem Seyda Parlak
Psikoloji’ye (Ruh Bilimine) Olan İhtiyaç

Muharrem Dere
Doğu, Batı. Dost, Düşman! Kime Göre?

Murat Ginlik
Kısacık ve Çok Uzun Bir Hikâye

Murat Şaşzade
Küçük Tuhaflıklar

Mustafa Gündoğdu
Ölüm Var...

Nagihan Örsel
Sadece SEN!

Nazan Arısoy
Yağmur'un Aşka Teslim Oluşu

Necati Dilek
Uğruna Şiirler Yazılan Kadın

Necdet Bayraktaroğlu
Büyük Türk Devlet Adamı Timurhan'ın Hayatı, Vasiyeti ve Yasası olan Tüzükat-ı Timur

Nermin Güday Kaçar
Asker Yolu Beklerim

Nurcan Dağ
Yalancı Pollyanna Kitap İncelemesi

Nurhan Işkın
Dedemin Saati

Nurittin Günay
Babamın Jübilesi

Özlem Akşit
Selamlaşma Geleneğinin Toplum ve Gençliğimiz İçin Anlam ve Önemi

Pakize Şeyma Kandemir
Salgının Yeni Yazarları 1

Selahattin Doğan
İyilikde İnatlaşmak

Şükran Pınarcan
Duran Çetin Cüneyt kitabı yorumu

Turan Yalçın
Çay Felsefesi

Yasemin Ilgın
Yasemin Ilgın: Hayallerim

Zeynep Didem Gezgin
Merhamet