• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/kitapkonagi
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905334645270
Okuyalım, Okutalım
Takvim
Site Haritası

Bilgi birikiminiz olabilir ama yeteneğiniz yoksa yazamazsınız.

Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
İsmail Alaca: Zorlu bir çocukluğum oldu diyebilirim. Her şeyi kendim yaptım, mesela bisiklet sürmeyi kendim öğrendim ilk bisikletimi çalışarak kendim aldım. Okul dışında hafta sonları yaz tatilleri sürekli çalışmakla geçti. Ama çocukluğumdan bu yana akşamları ve boş dersler dahil hep kitap okudum. Kaliteli teması olan edebi eserleri okumayı çok severim. Takım tutmuyorum. Maç izlemem yetimhanede büyüdüğüm için televizyonda izleme alışkanlığım hiç olmadığı için televizyonda izlemiyorum. Alkol ve sigara hiç kullanmadım. Şu sıralar iş dışında yazmakla ve okumakla meşgulüm.

Yazmaya başlama hikâyenizi öğrenebilir miyiz?
İsmail Alaca: Çocukluğumdan bu yana kitap okuyorum. Şu bir gerçektir çok kitap okuyan çocuklar gençler ilerde hep yazar olmak isterler. Tabii ki ben de kendimi hazır hissettiğimde yazmaya başlamayı düşünüyordum. Beş altı yıl önce yerli bir yazarın kitabını aldım. Kapağında ilk baskı on bin adet yazıyordu. Romanı okumaya başladım ama okunacak gibi değildi. Kendimi zorlayarak bitirmek istedim ama maalesef tamamıyla bitirmeden bıraktım. Romanda tema yok, betimleme yok, akıcılık hiç yok, bölümler arası kopuk ve anlatım sıkıcıydı. İşte o zaman kendime dedim ki “ben yazmak için daha fazla beklememeliyim çünkü bunlardan daha iyi yazarım” dedim ve yazmaya başladım.

Kaç kitap yayınladınız konusu nedir?
İsmail Alaca: Yayınlanmış iki kitabım var üçüncüsünü yazdım yayınevlerine gönderdim cevap bekliyorum. Birinci romanım Hurmalı Kurabiyenin teması savaşların kötü olduğu ve bu tema altında iç savaş, mültecilik, aşk, çocuk sevgisi konularını işledim. İkinci romanım Mandalin Masalının teması bilinçaltı baskılar yine bu temanın altında aşk ve bir annenin çocuğu üzerindeki psikolojik baskısını konu edinerek yazdım. Şu an dördüncü romanımı yazıyorum ve bütün romanlarımda flashback ve flashforward zaman tekniği kullanarak yazıyorum. Roman yazarken klasik zaman tekniği hoşuma gitmiyor bana bayağı yani sıradan geliyor.


Yazmak mı yayınlamak mı zor?
İsmail Alaca: Yazmak daha zor düzenli zaman ve bilgi birikim istiyor. Ama en önemlisi yetenek yani Allah vergisi. Kendini yazar sanan birçok kişi bu soruya yayınlamak der. Ama ürettiklerine bakın edebi yönden hiçbir değeri olmayan intihallerle dolu özgünlükten uzak kitaplardır. Bir iki kitap yazdıktan sonra bir daha gözükmezler.

Yazarken hangi kaynaklardan beslenirsiniz?
İsmail Alaca: Birçok yazar maalesef yazmak istediği konu hakkında kitaplar okuyup filmler izleyerek bilgi edindiğini sanarak yanlış yapıyor. Neden mi? yanlış yapıyorlar onlar okuduğu kitaplar ve filmlerin etkisinde kalarak yazıyorlar ve yazdıkları eser özgün olmuyor. Ben yazmaya karar verdiğim konu veya konuların ilk çıkış noktasına bakıp araştırma yaparım. Böyle yapınca yazacağınız konunun bilinen yanlarının ötesinde bilinmeyen birçok yanı daha olduğunu öğreniyorsunuz. Okuyucuya da bunu verdiğinizde okuyucu yeni, yeni bilgiler öğrenmiş oluyor.


Çok okuyor musunuz? Çok genç okumadan yazıyor piyasa kalitesiz kitaplarla dolu fikrine katılıyor musunuz?
İsmail Alaca: Açıkçası yazmaya başladım mı yazmak istediğim kitap bitinceye kadar hiçbir kitabı okumam tek amacım o kitabı bitirmek olur. Yazmadığım zamanlar okurum sadece.
Piyasa kalitesiz kitaplarla dolu fikrine tabii ki de katılıyorum. Çoğu yazar adayı veya kendini yazar sananlar maalesef özenti olarak bilgisizce yazar olmak fikrine kapılarak edebi değeri olmayan şeyler yazıyorlar.

Yazmak sizin için ne ifade ediyor?
İsmail Alaca: Yazmak benim için hafta içi yirmi ve yirmi iki saatleri arasında ortalama bin kelime yazdığım bir iş. Yazmayı neden bir iş olarak tanımlıyorum. Çünkü yazmak için sürekli düzenli bir zaman ayırmazsanız yazamazsınız. Yazmak çok zaman, emek ve yalnızlık isteyen bir iştir.

İyi yazmanın formülü sizce nedir?
İsmail Alaca: Bilgi birikim ve en önemlisi yetenek. Bilgi birikiminiz olabilir ama yeteneğiniz yoksa yazamazsınız. Yetenek nedir kelime anlamını burada yazmanın bir anlamı yok. Yeteneğin kelime anlamından da öte anlamı Allah vergisidir. Yazmak hakkında ders alıp öğrenebilirsiniz ama yeteneğiniz yoksa hiçbir işe yaramaz. Her insanın farklı, farklı konularda yeteneği vardır. Önemli olan hangi konuda yeteneğiniz olduğunun farkına varıp kendinizi o yönde yetiştirmenizdir.

Daha iyi yazmak isteyenlere ne önerirsiniz?
İsmail Alaca: Bir kütüphane dolusu kitap okumadıysanız okuyunuz derim. Peki yeterli olur mu? Yeterli olmaz tabii hayata bakış açınız farklı olmalı örneğin kayısı ağaçlarının çiçeklerinin yapraklarından önce açtığını, ayva ağaçlarının da yapraklarının çiçeklerinden önce çıktığını gözlemleyip bilmelisiniz. İyi bir yazar bana göre sürekli otobüste, yolda, kaldırımda, her yerde gözlem halinde olmalıdır. Yine iyi bir yazar kitaplarında yeni, yeni fikirler, teoriler, görüşler ve terimler sunmalıdır.

Şunu bir kere kabul etmemiz lazım bizim ülkemizde para verseniz dahi kitap okumayacak insanlar var. Veya günlük on beş yirmi lira sigaraya para verip ayda bir paket sigara parasını kitaba vermeyi çok gören insanlar var. Durum böyleyken kitap almak için hem para verip hem de okumak için zaman ayıran insanlar biliniz ki çok kaliteli, zeki ve nitelikli insanlardır. Kitap okuyan o çok kıymetli değerli insanlar inanın kaliteli kitapları hemen anladıkları gibi kalitesiz kitapları da hemen anlıyorlar.

Son söz olarak herkesin sağlıcakla kalmasını temenni ediyorum.



2286 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Fikir Konağı
Abdullah Küçük
Ev Hapsi Günlerinden

Ali Haydar Koyun
Rakamlarda büyük, güç de zayıf olan topluluk

Derya Kadıoğlu
Yalvaç'ın İnsanları

Fırat Han Koçak
Dünyayı Sömüren Küresel Çeteler - 4

Hanife Mert
Eylül ve Hüzün

Zehra Gaylan Yüksekkaya
"Sahi, Neydi Bayram?"

Abdullatif Acar
Umut Adına Martı Olmak

Afşin Selim
Kitapla Diriliş

Ahmet Aytaç
Yazmak kolaydır, Okutturmak büyük marifet ister...

Altun Özmeşe
Kalpteki Kor Parçası

Aslı Ersoy
Zıtlıkların Öğretisi*

Aynur Hazar
Nice Ömürler Eskir Yaşamanın Teninde

Ayşen Kurban
Eksiğim

Aytekin Duran
Görmek ve Duymak Nasıl Bir Duygudur...

Beyhan Uygur
Şekerci Dede ve Tonton Eşi

Burak Kılıçaslan
Burak Kılıçaslan: Emin Demir ile "Ferman" Üzerine Bir Söyleşi

Çağrı Cebeci
Çağrı Cebeci: Yaşlılık

Dilruba Başak
Her Şey Sevince Güzel

Diyanet İşleri Başkanlığı
Öfkeye Hakim Olmak

Engin Dinç
Dil Belası

Ergül Yılmaz
Bir Demet Şiir

Gamze Karadağ
Kayahan Demir: Gaipten Sesler

Gamze Parlak
İnsanlık Nereye Gidiyor

Gözde Karadağ
Gözde Karadağ: Hakan Yusuf Yılmaz - Alpagut Budun 1 Beklenmedik Keşif

Gülhan Teke Genç
Evrildik (mi?)

Hatice Yatkın Yetişen
Adımı Unutma (İmza: Kadın) / Kitap Yorumu

Havva Yaşar
Tefekkür Üzerine Hasbihal

Hayrettin Gönül
Zaferimiz Daha Bir Yaşında!

İbrahim Ethem Gören
Bir Burak bekleniyor!

İlhan Özgür
Türk Eri

Kaşif Meriçli
Kaşif Meriçli: Little Fugitive

Mahmut Ferhat Alptekin
Demokratik Sol

Mecbure İnal Vela
Çizdim, oynamıyorum!

Mehmet Aydın
Ömer Faruk Kaya: Sus ve Bana Aşkı Anlat

Merve Güney
Güneşin Kızı Biterken

Meryem Seyda Parlak
Psikoloji’ye (Ruh Bilimine) Olan İhtiyaç

Muharrem Dere
Doğu, Batı. Dost, Düşman! Kime Göre?

Murat Ginlik
Kısacık ve Çok Uzun Bir Hikâye

Murat Şaşzade
Küçük Tuhaflıklar

Mustafa Gündoğdu
Ölüm Var...

Nagihan Örsel
Sadece SEN!

Nazan Arısoy
Yağmur'un Aşka Teslim Oluşu

Necati Dilek
Uğruna Şiirler Yazılan Kadın

Necdet Bayraktaroğlu
Büyük Türk Devlet Adamı Timurhan'ın Hayatı, Vasiyeti ve Yasası olan Tüzükat-ı Timur

Nermin Güday Kaçar
Asker Yolu Beklerim

Nurcan Dağ
Yalancı Pollyanna Kitap İncelemesi

Nurhan Işkın
Dedemin Saati

Nurittin Günay
Babamın Jübilesi

Özlem Akşit
Selamlaşma Geleneğinin Toplum ve Gençliğimiz İçin Anlam ve Önemi

Pakize Şeyma Kandemir
Salgının Yeni Yazarları 1

Selahattin Doğan
İyilikde İnatlaşmak

Şükran Pınarcan
Duran Çetin Cüneyt kitabı yorumu

Turan Yalçın
Çay Felsefesi

Yasemin Ilgın
Yasemin Ilgın: Hayallerim

Zeynep Didem Gezgin
Merhamet