• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/kitapkonagi
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905334645270
Okuyalım, Okutalım
Takvim
Site Haritası

Yazmak nefes almak gibi, soluklanmak gibi geliyor bana.

Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
Elif Yağmur Urfalıoğlu: 11 Kasım 1997 İstanbul doğumluyum. Soyadımdan da anlaşıldığı üzere Şanlıurfa kökenli, iki çocuklu bir ailenin ilk evladıyım. İstanbul Üniversitesi, Siyasal Bilimler Fakültesi'nde Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler son sınıf öğrencisiyim.

Gerçek arkadaşlarımla ve hayal ürünü arkadaşlarımla (hikâyelerimdeki karakterlerimi de arkadaş olarak görüp onlarla vakit geçirmekteyim) iç içe yaşayan biriyim. Kurgulamış olduğum karakterlerimi sürekli kafamda şekillendiriyor, olayları hemen her ortamda yaşatmaya çalışıp bu şekilde şekillendiriyorum. Bazen yazacaklarımı bir filmmiş gibi düş dünyamda oynatıyorum da diyebilirim. Aynı zamanda kendimi geliştirmek için de her fırsatta okuyorum. İlham kaynaklarım olan diziler, filmler, romanlar, müzikler hobilerim olmaktan ziyade hayatımla bütünleşmiştir.

Yazmaya başlama hikâyenizi öğrenebilir miyiz?
Elif Yağmur Urfalıoğlu: Yazmaya ortaokulun son döneminde başladım. Hatırlarsanız o zamanlar bir “Alacakaranlık” ile vampir filmleri ve kitapları furyası vardı. Ben de o dönem çıkan birçok diziyi ve filmi izleyip kitapları okumuştum. Bunlar bana ilham oldu. Kafamda sürekli bir şeyler, senaryolar dönüp duruyordu. Ve ben kafamdaki senaryoların kalıcı olmasını istediğimden bilgisayar karşısına geçtim. Aklımdan ne geçiyorsa deli gibi yazdım ve Facebook sayfasında paylaştım. Ne tepki alacağımı bilmiyordum ama en kötü ne olabilirdi ki? Sonuçta onlar benim hayallerimdi. Aldığım tepkiler beklediğimin çok çok üstünde olumlu gelince ben de yazmaya devam ettim. Kitap olsun düşüncesiyle yazmıyordum elbette, hatta biri bana yazmaya başladığım ilk zamanlarda gelip “Senin de kitabın çıkacak bir gün” deseydi ona deli gözüyle bile bakabilirdim.

Kaç kitap yayınladınız konusu nedir?
Elif Yağmur Urfalıoğlu: Basılmış yedi eserim var. Lakin Ya Habibi, ismi ve baskısı değiştirilerek Seni Aşk Bildim oldu. Seni Kalbime Sakladım da yakın zamanda tekrar Otantik Kitap’ta basıldı. Yazım hayatıma romantik komedi türünden eserler vererek başladım. “Seni Bana Vermişler”, bildiğiniz üzere Bir Töre Komedisi. Töre başlığı altında yazılmış eserlerden farklı olarak o ağır törelerden uzak biraz daha bizden, doğal ve mizahi yönü ağır basan bir kitap, buna Wattpad ‘Töre’lerine yapılmış bir direniş de diyebiliriz.

Konuşmanın başında aslen Şanlıurfalı olduğumu söylemiştim. Töre konusunda, romanlarda ya da filmlerde bazı konuların çok abartıldığı veya yanlış aksettirildiğini düşündüğüm için böyle bir hikâye yazmaya karar verdim.

“Seni Kalbime Sakladım – Bir Sevdazede Masalı” Seni Bana Vermişler’in aksine daha dram ağırlıklı işleyen, ‘Aşk korkakların işi değildir’ diyebileceğimiz bir sona sahip kurgumdur.

“Seni Aşk Bildim” eski adıyla “Ya Habibi” ise Bir Arap Masalı. Bu aşk hikâyesi Elif ve Ömer’in aşkından bile daha imkânsız. Çünkü onlar taban tabana zıt iki karakter. Asya inatçı, başına buyruk, şımartılmış bir karakterken Amer daha dediğim dedik çaldığım düdük, katı, prensipleri olan resmi karakterli bir adam. Ayrıca iki farklı kültür çatışmasını burada da görüyoruz. Farklı kültürleri sentezlemek biraz da hoşuma gidiyor diyebilirim. Çünkü farklı kültürler hem bana hem de okura birçok yeni şey katabiliyor. Bu yolla da hikâyenin sıradan bir romantik-komedi eserinden ayrılmasını hedefliyorum. Tam olarak yapabildim mi yoksa yapamadım mı orası tartışılır ama hikâyelerimde tam olarak yapmak istediğim şey bu.

Sen Olduğunu Biliyorum 1 ve 2 seri olup çizgimin epey dışına çıktığım gizem, aksiyon, psikolojik tahlil, polisiye, romantizm gibi içinde birçok türü bir arada bulunduran bir hikâye; ilk kitapta kurgu oldukça basit işlendi fakat ikinci kitap ilkine göre epey bir derinliğe sahip. Tüm gizem perdesi ikinci kitapta aralanıyor desem yanlış olmaz sanırım. Günümüzde sosyal medyanın hayatımıza ne denli etki ettiğine, buradaki arkadaşlıkların hayatımızı nerelere sürükleyeceğine yalnızca bir örnek olarak kaleme alınmıştır.


Yazmak mı yayınlamak mı zor?
Elif Yağmur Urfalıoğlu: Yazmak ayrı bir eylem yayınlamak apayrı ama şöyle bir şey var ki eleştiri kaldıramayan bir insansanız yazmak daha kolaydır. Yayınlamak için risk almak gerekiyor. Kimin ne söyleyeceği kimin ne tepki verip neye takılacağı hiç belli olmuyor. Yazmak ise başlı başına zor bir eylem, herhangi bir şey yazabilirsiniz ama anlamlı, sürükleyici bir kurgu yazabilmek bence zor.

Yazarken hangi kaynaklardan beslenirsiniz?
Elif Yağmur Urfalıoğlu: Bence okumayan insan yazamaz. Okumayan insan bu hayatta kendine bir şey katamayan bir insandır. Bu biraz sert mi oldu emin değilim? Kimseyi kırmak istemem ama ben elimden geldiğince okumaya çalışıyorum. İnsanların bir konuyu nasıl ele aldığını görmeye çalışıyorum. Ama romantik komedi hepsinden ağır basıyor. Gerçek yaşamım romantik komediden çok uzakta da olsa ben romantik komedi insanı olduğumu düşünüyorum. Jane Austen, David Nicholls, Richard Bach ve Rainbow Rowell şu aralar okumaktan keyif aldığım yazarlar ama ileride ne olur bilemem.

İçinde romantizm ve komedi bulunduran tüm diziler, filmler ve elbette şarkılar… Hepsi kafamın içinde durmadan dönen çarkların arasında harmanlanıyorlar. Sadece tek bir şeyden oluşuyor diyemem çünkü bu çalmak olur. Kısacası ben onlardan besleniyorum ve onları içselleştirdikten sonra kendi gözümle gördüğüm hâliyle ve dilimden düştüğü şekliyle kullanıyorum.

Çok okuyor musunuz? Çok genç okumadan yazıyor piyasa kalitesiz kitaplarla dolu fikrine katılıyor musunuz?
Elif Yağmur Urfalıoğlu: Çok okumuyorum ama okuyorum. Hem çalışıyorum hem de okuyorum o yüzden de kitap okumak için bazı zamanlar vakit bulamıyorum, vakit yaratmak zorunda kalıyorum. Okuyorum elbette okumayan insan yazamaz. “Kalitesiz” kelimesini kullanmak istemiyorum çünkü kaliteyi belirleyen ben değilim, bence kimse de olmamalı. Tanzimat sonrası edebiyata baktığımızda hep yeni olan eski tarafından taşlanmış, hor görülmüş veya hoş karşılanmamış ama yenilik çağındayız. Edebiyatın her dönem, çağa göre yaşadığına inanıyorum ve çağına göre şekillendiğini düşünüyorum. Okumaya bir yerden başlamak için günümüz eserlerinin teşvik edici olduğunu düşünüyorum.

Daha çok fantastik öyküler yazmak istiyorum ama yakın gelecekte bu isteğim pek de mümkün gözükmemekte. Böyle bir çalışma için odaklanarak yoğun bir hayal gücü faaliyeti ve bu tarzda birçok kaynak okunması gerekiyor ki fakültemin bana böyle bir zamanı vereceğini sanmıyorum.

Daha müspet olan, bilimsel ve dünya siyaseti ağırlıklı eğitimim bu açıdan sanırım beni oldukça zorlayacak.

Yazmak sizin için ne ifade ediyor?
Elif Yağmur Urfalıoğlu: Yazmak nefes almak gibi, soluklanmak gibi geliyor bana. Hayatın koşturmacasında oturup bir dinlenmek gibi ama aynı zamanda temel bir ihtiyaç gibi de… Çoğu zaman yazmam gerekiyor diyerek bilgisayar başına oturmuyorum. Yazmak istiyorum, artık kafamdakileri boşaltmanın zamanı geldi diyerek o bilgisayarın başına kendimi atıyorum.

İyi yazmanın formülü sizce nedir?
Elif Yağmur Urfalıoğlu: Yazmayı sevmem ve asla pes etmemem, bu arada hep söylediğim şeydir; çok okuyun ve hayal kurun.

Daha iyi yazmak isteyenlere ne önerirsiniz?
Elif Yağmur Urfalıoğlu: Kendinizi eleştirin ve eleştiriye açık olun. Bir başkası sizin göremediğiniz hataları, eksikleri görebilir ve bu çok doğaldır ama eleştiriyi de linç ile karıştırmayın. Olgunlaşmamış bir takım insanlar eleştiri kisvesi altında size hakaret ediyor ise onu da ciddiye almayın. Bir de okuyun, okudukça daha çok geliştiğinizi göreceksiniz.



335 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Fikir Konağı
Abdullah Küçük
Ev Hapsi Günlerinden

Ali Haydar Koyun
Rakamlarda büyük, güç de zayıf olan topluluk

Derya Kadıoğlu
Yalvaç'ın İnsanları

Fırat Han Koçak
Dünyayı Sömüren Küresel Çeteler - 4

Hanife Mert
Eylül ve Hüzün

Zehra Gaylan Yüksekkaya
"Sahi, Neydi Bayram?"

Abdullatif Acar
Umut Adına Martı Olmak

Afşin Selim
Kitapla Diriliş

Ahmet Aytaç
Yazmak kolaydır, Okutturmak büyük marifet ister...

Altun Özmeşe
Kalpteki Kor Parçası

Aslı Ersoy
Zıtlıkların Öğretisi*

Aynur Hazar
Nice Ömürler Eskir Yaşamanın Teninde

Ayşen Kurban
Eksiğim

Aytekin Duran
Görmek ve Duymak Nasıl Bir Duygudur...

Beyhan Uygur
Şekerci Dede ve Tonton Eşi

Burak Kılıçaslan
Burak Kılıçaslan: Emin Demir ile "Ferman" Üzerine Bir Söyleşi

Çağrı Cebeci
Çağrı Cebeci: Yaşlılık

Dilruba Başak
Her Şey Sevince Güzel

Diyanet İşleri Başkanlığı
Öfkeye Hakim Olmak

Engin Dinç
Dil Belası

Ergül Yılmaz
Bir Demet Şiir

Gamze Karadağ
Kayahan Demir: Gaipten Sesler

Gamze Parlak
İnsanlık Nereye Gidiyor

Gözde Karadağ
Gözde Karadağ: Hakan Yusuf Yılmaz - Alpagut Budun 1 Beklenmedik Keşif

Gülhan Teke Genç
Evrildik (mi?)

Hatice Yatkın Yetişen
Adımı Unutma (İmza: Kadın) / Kitap Yorumu

Havva Yaşar
Tefekkür Üzerine Hasbihal

Hayrettin Gönül
Zaferimiz Daha Bir Yaşında!

İbrahim Ethem Gören
Bir Burak bekleniyor!

İlhan Özgür
Türk Eri

Kaşif Meriçli
Kaşif Meriçli: Little Fugitive

Mahmut Ferhat Alptekin
Demokratik Sol

Mecbure İnal Vela
Çizdim, oynamıyorum!

Mehmet Aydın
Ömer Faruk Kaya: Sus ve Bana Aşkı Anlat

Merve Güney
Güneşin Kızı Biterken

Meryem Seyda Parlak
Psikoloji’ye (Ruh Bilimine) Olan İhtiyaç

Muharrem Dere
Doğu, Batı. Dost, Düşman! Kime Göre?

Murat Ginlik
Kısacık ve Çok Uzun Bir Hikâye

Murat Şaşzade
Küçük Tuhaflıklar

Mustafa Gündoğdu
Ölüm Var...

Nagihan Örsel
Sadece SEN!

Nazan Arısoy
Yağmur'un Aşka Teslim Oluşu

Necati Dilek
Uğruna Şiirler Yazılan Kadın

Necdet Bayraktaroğlu
Büyük Türk Devlet Adamı Timurhan'ın Hayatı, Vasiyeti ve Yasası olan Tüzükat-ı Timur

Nermin Güday Kaçar
Asker Yolu Beklerim

Nurcan Dağ
Yalancı Pollyanna Kitap İncelemesi

Nurhan Işkın
Dedemin Saati

Nurittin Günay
Babamın Jübilesi

Özlem Akşit
Selamlaşma Geleneğinin Toplum ve Gençliğimiz İçin Anlam ve Önemi

Pakize Şeyma Kandemir
Salgının Yeni Yazarları 1

Selahattin Doğan
İyilikde İnatlaşmak

Şükran Pınarcan
Duran Çetin Cüneyt kitabı yorumu

Turan Yalçın
Çay Felsefesi

Yasemin Ilgın
Yasemin Ilgın: Hayallerim

Zeynep Didem Gezgin
Merhamet