• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/kitapkonagi
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905334645270
Okuyalım, Okutalım
Takvim
Site Haritası

Yazmak deşarj ediyor beni.

Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
Betül Fırat: 13 Ekim 1984 Ankara’nın başkent oluşunun yıl dönümünde Amasya’da doğmuşum. Memleketim masallar diyarı olarak anılan Amasya’dır. Ailemin 4 çocuğundan ilkiyim. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Ziraat Mühendisliğini 2010 yılında tamamlayarak 2012 yılında da Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesine teknik personel olarak atandım. Daha sonra 2018 yılında Yüksek Lisansımı tamamladım. 2020 yılında da kurumumda Eğitim Görevlisi onayımı almış bulunmaktayım. Engelli personel kadrosunda mühendis olarak başladığım görevlerime devam etmekteyim.

2007-2009 yılları arasında Engelli Halter (Benç Press) ile de ilgilenmiş olup orta sıklette Türkiye 2.liğini yakalamış bulunmaktayım. Ankara’da ikamet etmekteyim. Başkenti evim olarak sahiplenmiş bulunsam da soran olursa Türkiyeliyim ben derim; belli yerlerini görüp, yaşayıp kalan yerleri de zaman içerisinde görme hevesiyle. Ülkemi de içindeki insanlarımızı ve doğasını seviyorum. Tam bir vatanseverim. Hayatın rengârenk olduğunu düşünen biriyim.

Yazmaya başlama hikâyenizi öğrenebilir miyiz?
Betül Fırat: Yazmaya lise yıllarında başladım. Diyarbakır Anadolu Öğretmen Lisesi mezunuyum. Lisede şiir dinletilerimiz olur ve ezberlediğimiz ünlü şairlerin dizelerini okurduk. Kompozisyon derslerimiz de ayrıydı tabii ki; genelde yazdıklarım bütün sınıfa okunurdu. Edebiyatla da o yıllarda tanışmış kitapların en iyi arkadaş olduğunu öğrenmiştim. Sadece içimden gelenleri ve içimden geçenleri kâğıda oradan da okuyucuya aktarıyorum; hepsi bu. Zamanla kurgularımın üzerinde de çalışarak kendimi geliştirebileceğimi düşünüyorum.

Edebiyatın bu kadar içinde olup; biraz da duygusal olduğum düşünülürse yazmamak benim için bir kayıp olacaktı. Susmayan bir beynim var. Her zaman üretmeye programlı olmak evet biraz yorucu olsa da gerçekten keyifli benim için.

Kaç kitap yayınladınız konusu nedir?
Betül Fırat: Henüz ilk kitabım yayınlandı. Mavinin Fecri adlı eserim deneme türündedir. Tamamen duygu ve düşüncelere dayalı içsel bir yolculuktan oluşmakta. Hayatın rengârenk olduğunu düşünen biriyim. Her şey var hayatta. Mavinin Fecri kitabımda önsözde de yazdığım gibi barış, sevgi, adalet ve aşk dolu olsun her yanımız.

Eserimin haricinde kitap haline getirmeyi düşündüğüm; yüzün üzerinde şiirim bulunmakta ve bunlardan bir kaçına beste yaptırdım; onları da bu şekilde değerlendirmeye çalışıyorum. Çeşitli yerlerde yayınlanmış köşe yazılarım bulunmakta ve köşe yazılarıma farklı mecralarda devam etmekteyim. İçimde başka bir ben bulunmakta; deneme yazıları bulunan kitabım haricinde.


Yazmak mı yayınlamak mı zor?
Betül Fırat: Yazmak özgür kılıyor insanı. Kâğıt ve kaleminizle hayal gücünüzün ve duygu düşüncelerinizin sınırlarını zorlayabilirsiniz. Yayınlamak daha zor sanırım. Yayınlandıktan sonraki duygu tarifsiz. Çünkü artık o yazıtlar sizin değil; okurla paylaşmış oluyorsunuz. Onu biraz hayatınıza ve iç dünyanıza almış oluyorsunuz. Aynı şekilde siz de okurunuza misafirlik yapıyorsunuz. Farklı dünyalardan birbirinin yüreğine dokunmak ve çok uzaklardan hissedilmek gibi. Aldığım tepkilerden sonra iyi ki yayınlamışım diyorum. Doğum gibi sancılı bir süreç geçirdikten sonra eserinizi elinize almak ve başkalarının elinde görmek mutluluk verici.

Yazarken hangi kaynaklardan beslenirsiniz?
Betül Fırat: Edebiyatı seviyorum. Kitap okurken yazarla sohbet etmiş gibi haz alıyorum. Yazmak biraz içsel bir şey. İlham perilerim benimle birlikte diyebilirim ancak. Hislerimin güçlü olmasının, daha yoğun yaşamamın duyguları ve hayal gücümün kuvvetli olmasının büyük etken olduğunu düşünüyorum.

Ben kitaplar ve hayatla besleniyorum. Genelde yaşantımda insanlara ve akıp geçen hayata karşı dikkatliyimdir. Bunlardan kolayca çıkarım yapabilirim. Olgular, olması gerekenler ve olmamışlar yeterince malzeme konusu veriyor bana. Bana bir kelime verin ve sonra sayfalar dolusu üzerine yazdıklarımı keyifle okuyun.

Çok okuyor musunuz? Çok genç okumadan yazıyor piyasa kalitesiz kitaplarla dolu fikrine katılıyor musunuz?
Betül Fırat: Kitap kurdu olduğum doğrudur. Kitaplarımın envanterini tutacak kadar önem vermekteyim buna. İnsanların benden şikâyetleri de çok okuduğum için oluyor genelde. Kendimi, ruhumu beslemem ve kendi dünyamı yaratmam gerekiyor ki; içimdekileri daha iyi şekillendirebileyim.

Çoğunlukla çapraz okuma dediğimiz şeyi yapıyorum; bunu itiraf edebilirim sanırım. Yani aynı anda farklı türlerden birden fazla kitabı okumak. Bu bana garip ve farklı bir haz veriyor. Okumaya ve bilgiye karşı bir açlık hissi var ve hangi koşulda olursam olayım elimden kolay bırakamıyorum kitaplarımı.


Yazmak için yazmak; popüler olma çabaları pek bana göre değil. Ben yazmayı insanlara ulaşma ve hiç tanımadığım biri bile olsa onunla bir şeyler paylaşma olarak görüyorum. O yüzden genç veya orta yaşlı fark etmez.

Edebi nitelikli kitapların çoğalması taraftarıyım. Şu an aramızda olmayan ama hâlâ da okurken verdiği keyfi yitirmeyen birçok edebi eser bulunmakta; hiçbir zaman modaları geçmiyor. Belki bir gün onlara ulaşma imkânım olur. Kimsenin emeğini küçümsemem; herkes bir şekilde emek veriyor ama zorlamayla olanları çok net ayırabiliyorum.

Yazmak sizin için ne ifade ediyor?
Betül Fırat: İnsanlara ne kadar gerçekçi gelir bilmiyorum ama yazmak deşarj ediyor beni. Patlamaya hazır bir volkan gibi olduğum zamanları yakınlarım çok iyi bilir. O volkan genelde yazılarla patlar. ‘Yazmak Hayattır’ köşe yazısı yazdım; güzel tesadüf. Genelde olayları ve duyguları içimde yaşan bir insanım; bazen insanlara gerekli tepkiyi vermiyormuş gibi hissediyorum. Sosyal biriyim; söylediklerimden asosyal olduğum anlaşılmamalı. Duygu ve düşüncelerimin çoğunluk kısmını oluşturacak bölümünü genelde kendime saklarım. Daha sonra haznem bu konuyla yeterince meşgul olup dolduysa yazıya doğru kendiliğinden akmaya başlar. Yazmak konuşmaktan daha etkili gelir bana her zaman çünkü yazarken düşünme ve düşüncelerinizi toparlamak için zamanınız olur. Belki de yazmaktaki sırrım budur.

İyi yazmanın formülü sizce nedir?
Betül Fırat: İyi yazmak neye göre bir kıstas bilmiyorum. İyi bir okur olarak yazarın duygusu, düşüncesi, anlattıkları bana bir şekilde geçip; beni etkiledi mi önemli olanın bu olduğunu düşünürüm. Sizi heyecanlandıran beklediğiniz kişiden bir mesaj almak gibi. Benim de ilk hedefim okur üzerinde bıraktığım izlenimin bu şekilde olmasıdır. Kendilerini bana yakın görmeleri ve yazdıklarıma değer vermeleri belirler bu yolda nasıl olacağımı.

Genelde kalemimin güçlü olduğunu söylerler. Yolumun başındayım ve uzun bir süreç var önümde. İyi miyim bunun muhakemesi uzun sürer ama sürekli gelişmek zorunda olduğumu hissederim. Hayatta okumak ve yazmakta bir doyum noktam olduğunu düşünmüyorum. Bunları yaparken de yaptığım işlerin kaliteli olması için çalışırım. Her zaman daha kaliteli ve iyisi olmasını hedeflerim.

Daha iyi yazmak isteyenlere ne önerirsiniz?
Betül Fırat: Yazmak içsel dünyanız, hayal gücünüz ve dilinizi etkili kullanmakla ilgilidir. Kendinizi ne kadar doldurursanız o kadar kaliteli işlerin çıkarılacağına inanıyorum. Kendinize de olsa sürekli yazın ve sürekli farklı tür ve düşünceleri okuyun olur önerim. Ruhunuzu, duygularınızı ve kaleminizi beslemenizle birlikte bir hayat duruşu edinebileceğinizi düşünüyorum. Bunları eserlerinize de yansıtmanız gerekli. O yüzden hiçbir zaman vazgeçmeyin.

Mavinin Fecri Kitabımın önsözünde de yazdığım gibi barış, sevgi, adalet ve aşk dolu olsun her yanımız; barış, sevgi, adalet ve aşkla kalınız.



384 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Fikir Konağı
Abdullah Küçük
Ev Hapsi Günlerinden

Ali Haydar Koyun
Rakamlarda büyük, güç de zayıf olan topluluk

Derya Kadıoğlu
Yalvaç'ın İnsanları

Fırat Han Koçak
Dünyayı Sömüren Küresel Çeteler - 4

Hanife Mert
Eylül ve Hüzün

Zehra Gaylan Yüksekkaya
"Sahi, Neydi Bayram?"

Abdullatif Acar
Umut Adına Martı Olmak

Afşin Selim
Kitapla Diriliş

Ahmet Aytaç
Yazmak kolaydır, Okutturmak büyük marifet ister...

Altun Özmeşe
Kalpteki Kor Parçası

Aslı Ersoy
Zıtlıkların Öğretisi*

Aynur Hazar
Nice Ömürler Eskir Yaşamanın Teninde

Ayşen Kurban
Eksiğim

Aytekin Duran
Görmek ve Duymak Nasıl Bir Duygudur...

Beyhan Uygur
Şekerci Dede ve Tonton Eşi

Burak Kılıçaslan
Burak Kılıçaslan: Emin Demir ile "Ferman" Üzerine Bir Söyleşi

Çağrı Cebeci
Çağrı Cebeci: Yaşlılık

Dilruba Başak
Her Şey Sevince Güzel

Diyanet İşleri Başkanlığı
Öfkeye Hakim Olmak

Engin Dinç
Dil Belası

Ergül Yılmaz
Bir Demet Şiir

Gamze Karadağ
Kayahan Demir: Gaipten Sesler

Gamze Parlak
İnsanlık Nereye Gidiyor

Gözde Karadağ
Gözde Karadağ: Hakan Yusuf Yılmaz - Alpagut Budun 1 Beklenmedik Keşif

Gülhan Teke Genç
Evrildik (mi?)

Hatice Yatkın Yetişen
Adımı Unutma (İmza: Kadın) / Kitap Yorumu

Havva Yaşar
Tefekkür Üzerine Hasbihal

Hayrettin Gönül
Zaferimiz Daha Bir Yaşında!

İbrahim Ethem Gören
Bir Burak bekleniyor!

İlhan Özgür
Türk Eri

Kaşif Meriçli
Kaşif Meriçli: Little Fugitive

Mahmut Ferhat Alptekin
Demokratik Sol

Mecbure İnal Vela
Çizdim, oynamıyorum!

Mehmet Aydın
Ömer Faruk Kaya: Sus ve Bana Aşkı Anlat

Merve Güney
Güneşin Kızı Biterken

Meryem Seyda Parlak
Psikoloji’ye (Ruh Bilimine) Olan İhtiyaç

Muharrem Dere
Doğu, Batı. Dost, Düşman! Kime Göre?

Murat Ginlik
Kısacık ve Çok Uzun Bir Hikâye

Murat Şaşzade
Küçük Tuhaflıklar

Mustafa Gündoğdu
Ölüm Var...

Nagihan Örsel
Sadece SEN!

Nazan Arısoy
Yağmur'un Aşka Teslim Oluşu

Necati Dilek
Uğruna Şiirler Yazılan Kadın

Necdet Bayraktaroğlu
Büyük Türk Devlet Adamı Timurhan'ın Hayatı, Vasiyeti ve Yasası olan Tüzükat-ı Timur

Nermin Güday Kaçar
Asker Yolu Beklerim

Nurcan Dağ
Yalancı Pollyanna Kitap İncelemesi

Nurhan Işkın
Dedemin Saati

Nurittin Günay
Babamın Jübilesi

Özlem Akşit
Selamlaşma Geleneğinin Toplum ve Gençliğimiz İçin Anlam ve Önemi

Pakize Şeyma Kandemir
Salgının Yeni Yazarları 1

Selahattin Doğan
İyilikde İnatlaşmak

Şükran Pınarcan
Duran Çetin Cüneyt kitabı yorumu

Turan Yalçın
Çay Felsefesi

Yasemin Ilgın
Yasemin Ilgın: Hayallerim

Zeynep Didem Gezgin
Merhamet