Bir yazar hem donanımlı hem de yetenekli olmalı.Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Çağdaş Ulus: Öncelikle nazik davetiniz için teşekkür ederim. Kendimi kısaca tanıtmam gerekirse; İletişim Fakültesi’nin gazetecilik bölümünden mezunum. 10 yıl görev aldığım Vatan Gazetesi’nde muhabirlik, editörlük ve haber merkezi şefliği yaptım. Gazetenin yönetim tarafından kapanmasıyla da 1 yıl kadar haberler.com isimli haber sitesinde editör şefi olarak görev aldım. 1 yıldan fazladır da haber kanalları içerisinde reytinglerde ilk beşinci sırada yer alan Kültür Radyo ve Televizyon (KRT) kanalında muhabirlik yapıyorum. Yazmaya başlama hikâyenizi öğrenebilir miyiz? Çağdaş Ulus: Lise ve üniversite yıllarında küçük öyküler yazarak denemeler yaptım. Fakat bunları hiçbir yerde yayınlatmadım. Üniversitede gazetecilik okumaya başladıktan sonra da haber yazma dışında, kaleme aldığım bazı öyküleri gazetelerde yayımlattım. Böylelikle yazmaya ilk adımlarımı atmış oldum. Kaç kitap yayımladınız konusu nedir? Çağdaş Ulus: Bu zamana kadar iki kitabım yayımlandı. İlki, 2013 yılında Kaynak Yayınları tarafından basılan Cemaat İsterse isimli kitabımdı. Bu kitabımda, bir dönem ülkeyi kontrol altına almak isteyen bir yapıyı anlattım. Araştırma, analiz ve yaşanmışlık içeren bir kitaptı.
Yayınlanan ikinci kitabım ise 2016 yılında Tekin Yayınevi tarafından okuyucuyla buluşturuldu. 24 Saat isimli kitabım, Kolombiyalı Yazar Gabrial Garcia Marquez’in “Kırmızı Pazartesi” kitabında anlatılan cinayetin bir benzeri niteliğindeydi. Ben de yıllar önce katledilen gazeteci Uğur Mumcu cinayetine dair bilinmeyenleri anlatmıştım kitabımda.
Son kitabım ise tür olarak diğerlerinden çok farklı. İlk iki kitabım inceleme üzerineydi. 2021 Şubat ayında Dark İstanbul Yayınları bünyesinde çıkan Dark Antoloji Birinci Kitapta, Ateş Kuşu isimli öykümle yer aldım. Ateş Kuşu, yaşanmış bir dramı içerdiği için ilgi çekici bir öykü oldu. Tarikata üye olan genç bir kızın, yine tarikatın baskılarıyla ruhsal çöküntü içine girip yaşadığı çıkmazları anlattım.
Yazmak mı yayınlamak mı zor? Çağdaş Ulus: Yazmak, okumayı, araştırmayı, gözlemlemeyi gerektiriyor. Yazar kitabını yayımlatmak için her türlü fedakârlığı gösterebiliyor. Bu da yazarın yazma aşkından kaynaklanan bir durum. Bu durum da yazmanın zorluklarını unutturuyor. Asıl zor olansa, binbir fedakârlık ve emekle yazdığın kitabı yayımlatabilmekte… Kitabın yayıncı tarafından okunup olumlu ya da olumsuz bilgi verilmesi konusunda yaşanan gecikmeler yazarı canından bezdiriyor. Diyelim ki kitabınız yayınlandı bu defa da telif konusunda yaşanan sıkıntılar gündeme geliyor. Anlayacağınız yazar sürekli mücadele etmek zorunda kalıyor. Yayıncılar da ekonomik zorluklardan kaynaklı farklı durumlar yaşayınca, bunun olumsuz etkileri yazara da yansıyor haliyle. Yazarken hangi kaynaklardan beslenirsiniz? Çağdaş Ulus: Bu zamana kadar yayınlattığım araştırma kitaplarım tamamen gazetecilik araştırması üzerineydi. Bu nedenle dava dosyaları, polis tutanakları en önemli kaynaklarımdandı. Muhabir olarak yaptığım haberlerden beslenerek de öyküler yazıyorum. Dark Antoloji Birinci kitapta yer alan Ateş Kuşu öyküm de bunlardan biri. Bizzat şahit olduğum ve sonrasında yaptığım araştırmalarla şekillenen bir öykü. Çok okuyor musunuz? Çok genç okumadan yazıyor piyasa kalitesiz kitaplarla dolu fikrine katılıyor musunuz? Çağdaş Ulus: Mesleğim gazetecilik olduğundan araştırma yapmak için sürekli okumak zorundayım. Bu araştırmalar sırasında yeni bilgiler edinerek, sürekli bir öğrenme süreci içindeyim. Mesleğimin bana verdiği en önemli avantajlardan biri de bu. Bunun yanında her gün mutlaka kitap okumaya çalışıyorum. Elimden düşüremediğim romanlar, günlük hayatın yorgunluğunu atmama katkıda bulunuyor. Bir yandan da, bir yazar olarak edebi açıdan kendimi besliyorum. İnanın en değerlisi de bu, benim için. Fikrinize katılıyorum; okumadan yazan çok insan var. Fakat bunun için de yapılabilecek bir şey yok; herkes kendinden sorumlu. Ben de bolca okuyup, bir yazar olarak sorumluluğumu yerine getiriyorum. Yazmak sizin için ne ifade ediyor? Çağdaş Ulus: Yazdığım araştırma kitapları için şunu söyleyebilirim; bu kitaplarla tarihe not düşüyorum. Öykülerimde ise yaşama dair notlar düşüyorum. Genellikle gerçek hayattan kesitler aldığım öyküler yazıyorum. Sanırım muhabirliğin verdiği alışkanlıkla yapıyorum bunu. Haber yaparken üzerinden genel olarak geçtiğim konuları öyküleştirirken insanlığın özeline girmiş oluyorum. Bu da beni heyecanlandırıyor. Bir yandan da öykü yazımı sırasında, bir insanı anlatırken kendi içinizden geçenleri de aktarıyorsunuz okura. Kahramanınızı ister çirkin ister güzel, ya da nasıl isterseniz öyle yaratabilme şansınız var. Bu da özgürlükle aynı anlama geliyor. Kısacası yazmak benim için “özgürlüğü” ifade ediyor. İyi yazmanın formülü sizce nedir? Çağdaş Ulus: Bir yazar hem donanımlı hem de yetenekli olmalı. Aynı zamanda da taklitten kaçınıp özgün olması gerekiyor. Daha iyi yazmak isteyenlere ne önerirsiniz? Çağdaş Ulus: Donanımlı olmak iyi yazmak için en önemli kural. Bu da okumaktan ve araştırmaktan geçiyor. Bir de edebiyat dünyasında kalıcı olmak itiyorsanız eğer, edebiyatın geçmişini, günümüzdeki durumunu bilmeniz gerekiyor. Edebiyata damgasını vurmuş yazarları büyüteç altına alıp, onların edebiyata kattığı değerler üzerine gitmek gerekiyor. İnanın bu da, hiç kolay değil. Yine de kısa ve öz, “okuyun, çok okuyun” derim…
|