Yazmak duygularıma tercüman oluyor.Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Devran Sinanoğlu: 1987 Diyarbakır/ Çınar doğumluyum. İlkokulu yatılı bölge okulunda okudum. Liseyi Sur içinde Alparslan lisesinde okudu. Üniversite tahsilimi Biyolog olarak tamamladım. Halı hazırda Dicle üniversitesi İletişim fakültesinde 2. Sınıf öğrencisiyim. 6 kardeşiz en büyükleri benim. Yazmaya başlama hikâyenizi öğrenebilir miyiz? Devran Sinanoğlu: Yazma feyzi bende orta okulda hasıl oldu. Altıncı sınıftayken Ahmet Gündüz diye bir Türkçe öğretmenimiz vardı. Birazda o vesile oldu. Bir gün sınıfta hoca ders anlatırken, ben ve iki arkadaşım arka sırada maç sohbeti yapıyorduk. Hoca bir anda kızdı “kalk ayağa” dedi. “Bize bir şiir oku, madem konuşmayı seviyorsun hepimiz seni dinleyeyim” dedi. Ben de o anda doğaçlama bir şeyler okudum. Ahmet hoca “bu şiir kimindir” diye sorunca ben de “benimdir” dedim. O da “Haftaya başka bir şiirini yazıp, bize okuyacaksın” dedi. Ondan sonra bu, belli zaman aralıklarında devam etti. Yazdığım yazılar üzerinde hocamla beraber çalıştık. Edebiyat, sanat, kültür, müzik ve sinema hakkında zaman zaman hasbihal ederdik. Ahmet hocam bana kitap tavsiye ederdi. Bazen de kendisi bana kitap getirirdi. Hâlâ da görüşüyoruz hocamla, kitaplarımı yayınlamadan önce ona gönderirim. Önce o inceler dosyayı eksikliklerimi bana lisanı münasip bir şekilde söyler. Mesela yakında çıkacak olan “SUR HALKI KRALI” öykü kitabımın üzerinde beraber çalıştık. Çocukluk yıllarımda başlayan bu serüven lise tahsilim döneminde de sürdü. Lise yıllarımda da edebiyat hocam yazma konusunda bana telkinlerde bulundu. O da ara ara benden düz yazı yazmamı istiyordu. Yazma konusunda kendimi şanslı hissediyorum. Çünkü güzel insanlarla karşılaştım, kitap dostu insanlar zaman zaman bize yarenlik ettiler. Tabii o zamanlarda yazdıklarımı eser haline getirmek gibi bir düşünce bende vuku bulmadı. Üniversiteye başladığımda artık kemale erdiğinde inandığım yazılarımı eser haline getirmeye karar verdim. İlk kitabımı üniversitesi 1. Sınıfta, 21 yaşındayken yayınladım. Şiir kitabıydı. İlk eserim olduğu için de kitabın adını “İLK DUYGULAR” olarak belirledik. Eserin adına da Fuat ALTUN isimli Gıda mühendis bir arkadaşımla beraber karar verdik. 2. sınıfta ise ilk romanım olan “AŞKIN PİRİ” adlı eserimi 22 yaşındayken yayınladım ve 6 gün içinde roman 2. baskıya girdi. Ve ilk köşe yazarlığına da yine bu tarihlerde başladım.
Kaç kitap yayınladınız konusu nedir? Devran Sinanoğlu: Hali hazırda 8 kitap yayınladık. 9. kitabımız da yolda yakın zamanda çıkacak. Şiir kitaplarımızın konusu dostluk, aşk, hasret, ailedir. Roman kitaplarımızın konusu ise; tasavvuf, ilahi aşk, bilgi verici, kaynak kitaptırlar. Öykü kitabımız ise ibretlik hikâyeleri konu edinmektedir.
Yazmak mı yayınlamak mı zor? Devran Sinanoğlu: Yazmakta zorluk çekiyorum. Sebebi de sağlıklı bir ortamın olmaması yani hayat şartları ve hayattın getirdiği sorumluluklar, toplum olarak yaşadığımız sorunlar ve sıkıntılar çalışmalarımızın önüne geçiyor. Kurguda ve aktarmada sorun yok ama bunu yazıya nakış edecek sağlıklı bir ortamın olmaması büyük bir sıkıntıdır. İnsanız ve toplumun bir ferdiyiz ister istemez yaşanan olumsuz bir olayda etkileniyoruz.
Yazarken hangi kaynaklardan beslenirsiniz? Devran Sinanoğlu: Beslendiğim birçok kaynak var. Kendimi sınırlamıyorum, dar bir çerçeveye hapis etmiyorum. Asım köksalıda okuyorum. J.J. Rousseeau okuyorum. Mehmet Akifi’ide okuyorum, Cemal Süreya’yı da okuyorum. Ali Kuzuyu da okuyorum, Soner Yalçın’ı da okuyorum. İlber Ortaylı’yı da okuyorum. Ağırlıklı beslendiğim kaynak daha çok araştırma, kaynak kitaplarıdır. Çok okuyor musunuz? Çok genç okumadan yazıyor piyasa kalitesiz kitaplarla dolu fikrine katılıyor musunuz? Devran Sinanoğlu: Çok çok okumuyorum. Haftada 1 kitap bitiriyorum. Bazen bu 2 haftada 1 kitap da olabiliyor. Evet maalesef üzücü bir durum. Piyasa kalitesiz kitaplarla dolu. Bazı insanlarımız etiket peşinde olduğu için küpü yani kendini doldurmadan taşma telaşındalar. Bu da sağlıklı ve kaliteli bir eseri meydana getirmiyor. Piyasadaki özelikle son dönemlerdeki eserlerin bazıları kopyala yapıştır şeklinde piyasaya sürülüyor. Bu da edebiyatımıza büyük zarar veriyor. Yazmak sizin için ne ifade ediyor? Devran Sinanoğlu: Kendimi anlatmamı ifade ediyor. Yazmak duygularıma tercüman oluyor. İnsanları daha fazla kucaklamama aracı oluyor. Bunlarda beni mutlu ediyor. İyi yazmanın formülü sizce nedir? Devran Sinanoğlu: İyi yazmanın formülü çok ama çok okumaktır. Balın küpünden taşmasıdır. Siz okudukça o bal küpünden taşar. Ve okumanın yanında bir de sabırlı olmak gerekli bir dosyayı aylarca bekletip, tekrar tekrar kontrol etmek gerekir. Daha iyi yazmak isteyenlere ne önerirsiniz? Devran Sinanoğlu: Binincisi çok okusunlar, iyi araştırsınlar kulaktan doğma bilgilerle hareket etmesinler ve çok sabırlı olsunlar.
|