Görebildiğimiz her şeye gönül gözüyle bakmayı denemeliyiz.Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Çiğdem Köroğlu: İstanbul Eyüp doğumluyum. Halen İstanbul’da yaşıyorum. Kendimi bildim bileli şair olmak ilk, yazar olmaksa ikinci hayalimdi. Hayallerime ulaşabilme yolculuğunda farklı mesleklerde çalışmış olsam da hayallerimden hiç vazgeçmedim. Yazmaya başlama hikâyenizi öğrenebilir miyiz? Çiğdem Köroğlu: İlk şiirlerimi yazmaya başladığımda sekiz yaşındaydım. Onun öncesinde de aklıma kelimeler gelir, iç sesimle şiirleri oluştururdum ama kâğıt ve kalemle buluşturmam sekiz yaşımda olmuştur. Böylelikle sayısız şiir defterleri oluşturdum. Aşmam gereken tek konu yazdığım şiirleri kendime saklar kimseyle paylaşmaya kıyamazdım. 2016 yılında instagramda sayfa açıp yayınlamaya başladım. Gelen beğeni ve talepler üzerine ilk şiir kitabını çıkardım. Salgın süreci ile iş hayatına ara verdiğimde yazmış olduğum romanlarımı tamamlamaya başladım. Kaç kitap yayınladınız konusu nedir? Çiğdem Köroğlu: 2019 yılında Geç Kalanlar şiir kitabımı, 2020 yılında Nekre adını verdiğim gerçek yaşanmış bir hikâyeyi ele aldığım kitabımı çıkardım. Nekre’nin konusu, gelecekle ilgili rüyalar gören inançlı bir kadının kendisine yapılan büyü ve bu büyünün etkilerinde yaşadığı zorlu süreci anlatıyor. Çalışmalarını bitirdiğim İstasyon adında yeni romanım da umarım yakında okuyucularla buluşmak için hazırda bekliyor.
Yazmak mı yayınlamak mı zor? Çiğdem Köroğlu: Yazmak benim için hiç zorlanmadığım bir süreç aynı şeyi yayınlamak konusunda söyleyemediğimden, yayınlamak özellikle bu dönemde çok zor.
Yazarken hangi kaynaklardan beslenirsiniz? Çiğdem Köroğlu: Ben gerçek hikâyeleri konu almayı sevdiğimden insanlardan ve insanlarla iç içe olmaktan besleniyorum. Aynı zamanda hayal dünyası fazla gelişmiş bir insan olarak da şunu söyleyebilirim ki gözlemlemek ama her şeyi görebileceğinizin ötesinde hissederek gözlemleyebilmek. Çok okuyor musunuz? Çok genç okumadan yazıyor piyasa kalitesiz kitaplarla dolu fikrine katılıyor musunuz? Çiğdem Köroğlu: Kitap okumayı sevmenin dışında da hemen her şeyi okuyan bir insanım. Bu ister bir tabela olsun ister bir duvar yazısı. Okumak kelime hazinesini ve empati yeteneğini zenginleştirir. Yine de çok genç okumadan yazıyor, piyasa kalitesiz kitaplarla dolu demek ön yargılı bir düşünce olabilir. Çünkü ele aldığı konuya ve okuyucuya vermek istedikleriyle değişebilir. Sanırım burada en büyük iş yayınevlerine düşüyor, zira doğru ayrıştırmayı bana göre yayınevleri yapabilir. Yazmak sizin için ne ifade ediyor? Çiğdem Köroğlu: Benim için yazmak, hayatımın akışında kendimi dinlendirmekle hayatın içinde olmak arasındaki ince çizgimi başkalarına gösterebilmemi ifade ediyor. İyi yazmanın formülü sizce nedir? Çiğdem Köroğlu: Yaptığımız işte, inançla mutluluk arasında doğru köprüyü kurabilirsek önce kendimize ulaşır, sonrasında nereye nasıl ulaşabileceğimizin yollarını keşfederek, bu yolları zor da olsa geçebileceğimizi düşünüyorum. Daha iyi yazmak isteyenlere ne önerirsiniz? Çiğdem Köroğlu: Görebildiğimiz her şeye gönül gözüyle bakmayı denemeli ve gördüğümüz ile hissettiğimiz her şeyi yazmaya çalışmalıyız. Bu süreç sabrımızı ortaya çıkaracaktır ki yazmak ve yazar olmak istemek başlı başına bir sabır işidir.
|