• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/kitapkonagi
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905334645270
Okuyalım, Okutalım
Takvim
Site Haritası

Yatılı okul hayatımda öğrendiğim tek şey mücadele oldu

Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
Ünal Kar: 1966 Tokat Yeşilyurt ilçesinde doğdum. Babamın devlet memuru olması sebebiyle önce Adıyaman daha sonra Tokat'ın Almus ilçesinde çocukluk ve gençlik yıllarım geçti. İlkokul ve ortaokulu Almus ilçesinde okudum daha sonra Tokat Tarım Meslek Lisesi sınavlarını kazanarak buraya kayıt yaptırdım. 1982 yılında Tokat Tarım Meslek Lisesi kapandıktan sonra bizi Erzincan Tarım Meslek lisesine gönderdiler. Lise hayatından sonra askerlik vazifemi yerine getirdim. 1988 yılında Tarım Bakanlığında çalışmaya başladım uzun yıllar önce Diyarbakır'da daha sonra Tokat'ta bu bakanlık bünyesinde görev yaptım. Bu süre zarfında edebiyat kültür sanat etkinlikleri faaliyetlerinde bulundum. Tokat Kültür Derneği ve Kümbet Altında Edebiyat Kültür Sanat Dergisi bünyesinde uzun yıllar hizmet verdim. Ulusal ve uluslararası düzeyde çeşitli etkinliklerin düzenlenmesinde yardımcı oldum. Bu süre zarfında 7 tane şiir kitabım ile bir roman kitabım yayınlandı. Çok sayıda antoloji şiir kitaplarında yer aldım. Yayınlanmaya hazır olmak üzere şu anda 3 şiir kitabı bir deneme kitabı bulunmaktadır. Emekli olduktan sonra İstanbul'a yerleşerek Göl Kitap Yayıncılığı devraldım. Hali hazırda kültür sanat edebiyat çalışmalarımızı yayıncılık faaliyetler ile sürdürmekteyim.

Yatılı okul hayatınızı anlattığınız “Üşüme” kitabınızda yatılı lise yıllarını yazmışsınız. İlkokul ve ortaokul, üniversite değil de neden lise?
Ünal Kar: Yatılı okul hayatımı anlattığım “Üşüme” anı romanı okuyucularıyla buluştu. Şu anda mevcut yatılı okullar ile bizim zamanımız arasında bir karşılaştırma yapmak ve o günleri kaleme alarak gelecek nesle ışık olabilecek düşünceler bırakmak amacıyla yatılı okul hayatımı kaleme almış bulunmaktayım. O yıllar benim için çok önemli ve değerliydi, belki de bu yüzden yatılı okul hayatımı kalem almayı uygun buldum.

Yatılı okulda ailenizden uzak kalmak disiplininin ağır olması sizi çok yormuş seneler geçmesine rağmen unutamamışsınız. Neden?
Ünal Kar: Yatılı okul hayatına başladığımızda ortaokuldan yeni çıkmış 14-15 yaşlarında delikanlıydık. O zamanlar tabii ki şartlar biraz daha ağır ve zordu. Ailemizle iletişimimiz az ve kısıtlıydı. Bugünlere geldiğimizde geçmişle mukayese yapınca hakikaten o günkü şartları değerlendirmek ve buna göre karar vermek daha doğru olur diye düşünüyorum. 12 Eylül darbesinin hemen ardından siyasi ve sosyal hayat tam oturmadan bizler gurbette yatılı okul hayatı yaşıyorduk. O yılların zorluğu ve bizde yaptığı etki yaşamımız boyunca hep bizimle birlikte oldu, bunları unutmamız tabii ki mümkün değildi. Zaman zaman o günlerin zorlukları mücadelesi ve güzellikleri hafızalarımızda canlanır.

Okulda tecrübelerinizden meslek hayatınızda çok faydalandığınızı da görüyoruz. Sizi üzen neydi yatılı okulda olan?
Ünal Kar: Mesleki olarak yatılı okul hayatımızın bize çok büyük katkıları olmuştur. Tarım Meslek Liseleri genelde TİGEM arazileri üzerinde bulunmaktaydı ve o yıllarda TİGEM arazi işletmelerinde her türlü tarımsal faaliyet yapılmaktaydı. Hayvancılık, koyunculuk, tavukçuluk, ipek böcekçiliği, tarla bitkileri, bağcılık, meyvecilik gibi. Bunların hepsini arazide uygulamalı olarak yaptık. O yüzden o zor yılların mesleki hayatımızda bizi çok katkıları oldu.

Bugün tarım meslek liseleri Erzincan gibi illerde devam ediyor galiba. Yeni nesiller şikayetçi değiller. Sanırım eğitime bakış değiştiğinden mi?
Ünal Kar: Bizim zamanımızda Tarım Meslek Liseleri, Tarım Bakanlığı bünyesinde idi. Günümüzde bu okullar Milli Eğitim Bakanlığı'na geçti. Tarım Bakanlığı’ndaki müfredatla şu anda kullanılan müfredat kısmen değişmiş oldu. Bir de o yıllarda uygulama sahası daha fazlaydı ama günümüzde uygulama sahasının azaldığını görüyoruz ve tarım meslek liselerinin sayıları gittikçe azaltıldı. Birçok işletme özelleştirildi ve okullar uygulama alanlarını kaybetti. Bunun yanı sıra okulların tamamına yakını kapatıldı. Yani kalifiye eleman dediğimiz ara eleman teknisyenlik şu anda tamamen sıfırlandı diyebiliriz. Birkaç tane Tarım Meslek Lisesi dışında meslek lisesi kalmadı maalesef bu durum ülkemiz tarımı açısından çok üzücü bir durumdur.

Yatılı okul yıllarında en çok öğrendiğiniz ne oldu?
Ünal Kar: Yatılı okul hayatımda öğrendiğim tek şey mücadele oldu. Tek başıma mücadele, bir şeyleri başarabilmek için kendi irademizi, özgüvenimizi ortaya koyma mecburiyeti, bunu başarmak zorundaydık. Yani her türlü engeli aşmak için bunu başarmak zorundaydık ve yatılı okul hayatının bize vermiş olduğu en büyük güç de bu mücadele ruhudur.

Geriye baktığınızda yatılı okulda pişmanlıklarınız neler?
Ünal Kar: Bir baktığımda yatılı okul hayatından asla pişman olmadım. Bana katkılarından dolayı her zaman onur duydum, çok büyük kazanımlar elde ettim, çok büyük dostluklar oluştu. Çok büyük hayal kırıklıkları yanı sıra mesleki açıdan çok büyük bilgilerin temeli o yıllarda atıldı. Şu anda bunu daha iyi anlayabiliyorum, bu açıdan asla pişman olmadım.

Bugün olsa o okula gene gider miydiniz, neden?
Ünal Kar: Bugün olsa yine yatılı okul olarak Tarım Meslek Lisesi’ne giderim. Çünkü mesleğimi seviyorum. Türkiye'nin geleceği de tarımdadır bunu asla unutmayın. Tarımsız hiçbir ülke gelişemez. Şu anda Türkiye'nin en büyük yaşadığı problem tarımdan uzaklaşmasıdır. Sanayileşme adı altında tarımda tamamen dışa bağımlı bir tarım politikası ortaya konuldu ve bu maalesef şu anda ülkemizi çok zor durumda getirdi. Her zamankinden daha fazla tarıma ve tarımsal öğretime ihtiyacımız bulunmaktadır.

Daha sonra mühendislik okudunuz. Mühendislik okumak daha mı kolay oldu? İlkokul ya da ortaokul anılarınızı da yazacak mısınız
Ünal Kar: Evet ziraat fakültesini daha sonra okudum. Keşke daha gençken okusaydım. Bunun pişmanlığını da duymadım değilim ama benim için yatılı okul hayatı çok farklıydı. O yüzden o günlerimi kaleme aldım.

Bu konuda başka ne anlatacaksınız
Ünal Kar: “Üşüme” kitabını yazarken biraz önce de bahsettiğim gibi amacım geçmişle gelecek arasında bir kıyaslamayı ortaya koymaktı. Gençlerimizin geçmişteki eğitim sistemi ile şimdiki eğitim sistemi karşılaştırması üzerine fikir yürütmesini istedim. “Üşüme” bu vesile ile doğdu. Gençlerimizden özellikle çok okumaları, kendilerini geliştirmeleri, özgüvenlerini artıracak her türlü faaliyetler içerisinde olmaları ve hedeflerine mutlaka ulaşabilecek azim ve iradeye sahip olmalarını istiyorum. Kendilerini bulmaları için tek yolları var. Okumak, okumak, okumak. Hepimizin tek kurtuluşu bu, kendimizi geliştirmek zorundayız. Güzel düşünmek, güzel değerlendirmek ve güzel sonuçlara ulaşmak için bilgi ve tecrübe ile ortaya koyabiliriz.

Bu güzel röportaj için çok değerli dostum Turan Yalçın'a teşekkür ediyorum kendisine kültür sanat edebiyat özellikle kişisel gelişim ilgili çalışmalarından dolayı başarılar diliyorum onun aracılığıyla sizlere selam ve sevgilerimi iletiyorum.



304 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Fikir Konağı
Abdullah Küçük
Ev Hapsi Günlerinden

Ali Haydar Koyun
Rakamlarda büyük, güç de zayıf olan topluluk

Derya Kadıoğlu
Yalvaç'ın İnsanları

Fırat Han Koçak
Dünyayı Sömüren Küresel Çeteler - 4

Hanife Mert
Eylül ve Hüzün

Zehra Gaylan Yüksekkaya
"Sahi, Neydi Bayram?"

Abdullatif Acar
Umut Adına Martı Olmak

Afşin Selim
Kitapla Diriliş

Ahmet Aytaç
Yazmak kolaydır, Okutturmak büyük marifet ister...

Altun Özmeşe
Kalpteki Kor Parçası

Aslı Ersoy
Zıtlıkların Öğretisi*

Aynur Hazar
Nice Ömürler Eskir Yaşamanın Teninde

Ayşen Kurban
Eksiğim

Aytekin Duran
Görmek ve Duymak Nasıl Bir Duygudur...

Beyhan Uygur
Şekerci Dede ve Tonton Eşi

Burak Kılıçaslan
Burak Kılıçaslan: Emin Demir ile "Ferman" Üzerine Bir Söyleşi

Çağrı Cebeci
Çağrı Cebeci: Yaşlılık

Dilruba Başak
Her Şey Sevince Güzel

Diyanet İşleri Başkanlığı
Öfkeye Hakim Olmak

Engin Dinç
Dil Belası

Ergül Yılmaz
Bir Demet Şiir

Gamze Karadağ
Kayahan Demir: Gaipten Sesler

Gamze Parlak
İnsanlık Nereye Gidiyor

Gözde Karadağ
Gözde Karadağ: Hakan Yusuf Yılmaz - Alpagut Budun 1 Beklenmedik Keşif

Gülhan Teke Genç
Evrildik (mi?)

Hatice Yatkın Yetişen
Adımı Unutma (İmza: Kadın) / Kitap Yorumu

Havva Yaşar
Tefekkür Üzerine Hasbihal

Hayrettin Gönül
Zaferimiz Daha Bir Yaşında!

İbrahim Ethem Gören
Bir Burak bekleniyor!

İlhan Özgür
Türk Eri

Kaşif Meriçli
Kaşif Meriçli: Little Fugitive

Mahmut Ferhat Alptekin
Demokratik Sol

Mecbure İnal Vela
Çizdim, oynamıyorum!

Mehmet Aydın
Ömer Faruk Kaya: Sus ve Bana Aşkı Anlat

Merve Güney
Güneşin Kızı Biterken

Meryem Seyda Parlak
Psikoloji’ye (Ruh Bilimine) Olan İhtiyaç

Muharrem Dere
Doğu, Batı. Dost, Düşman! Kime Göre?

Murat Ginlik
Kısacık ve Çok Uzun Bir Hikâye

Murat Şaşzade
Küçük Tuhaflıklar

Mustafa Gündoğdu
Ölüm Var...

Nagihan Örsel
Sadece SEN!

Nazan Arısoy
Yağmur'un Aşka Teslim Oluşu

Necati Dilek
Uğruna Şiirler Yazılan Kadın

Necdet Bayraktaroğlu
Büyük Türk Devlet Adamı Timurhan'ın Hayatı, Vasiyeti ve Yasası olan Tüzükat-ı Timur

Nermin Güday Kaçar
Asker Yolu Beklerim

Nurcan Dağ
Yalancı Pollyanna Kitap İncelemesi

Nurhan Işkın
Dedemin Saati

Nurittin Günay
Babamın Jübilesi

Özlem Akşit
Selamlaşma Geleneğinin Toplum ve Gençliğimiz İçin Anlam ve Önemi

Pakize Şeyma Kandemir
Salgının Yeni Yazarları 1

Selahattin Doğan
İyilikde İnatlaşmak

Şükran Pınarcan
Duran Çetin Cüneyt kitabı yorumu

Turan Yalçın
Çay Felsefesi

Yasemin Ilgın
Yasemin Ilgın: Hayallerim

Zeynep Didem Gezgin
Merhamet