İyi yazabilmenin bir yolu gözlem yapmaktan ve özümsemekten geçer.Kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Büşra Üçler: 1992 yılında İzmir Ödemiş’te doğdum. Akdeniz Üniversitesi Sinema ve Televizyon bölümünden 2016 yılında mezun oldum. “Konuş Benimle” adlı kitabımı bu dönem içerisinde, 2014-2016 yılları arasında yazdım. Ardından Akdeniz Üniversitesi Sanat ve Tasarım Anasanat Dalı’nda tezli yüksek lisans eğitimine başladım. 2020 yılında buradan mezun oldum. 2018 yılından beri ulusal ve uluslararası olmak üzere çeşitli sergilerde çalışmalarım ile yer almaktayım. Kasım ayından itibaren busrauclersanat adlı instagram sayfam üzerinden sanata dair çalışmalarıma ve projelerime yer veriyorum. Yazmaya başlama hikâyenizi öğrenebilir miyiz? Büşra Üçler: Yazma eylemi, benim için her zaman içgüdüsel bir eylem oldu. İlkokul yıllarımda ara ara günlük tutarak başlayan bu eylem, lise yıllarımda düzenli bir şekilde yazma eylemine dönüştü. Kaç kitap yayınladınız konusu nedir? Büşra Üçler: “Konuş Benimle” adlı kitabım yazdığım ve yayınlanan ilk kitabım. Hayatında birtakım psikolojik sorunlar yaşayan bir kadının kendi ağzından anlattığı hayat hikâyesine tanık oluyoruz. İkinci kitabım şu an yazım aşamasında.
Yazmak mı yayınlamak mı daha zor? Büşra Üçler: Her ikisinin de farklı nedenlerden ötürü birtakım zorlukları var diye düşünüyorum. Yazmak başlı başına yetenek, özveri, sabır ve emek isteyen bir süreç iken yayınlama süreci insanın kendi dışında oluşan bazı etkenleri de beraberinde getiren bir süreç olarak karşımıza çıkıyor. Bu etkenler zorluklara neden olabiliyor elbette. Yazarken hangi kaynaklardan beslenirsiniz? Büşra Üçler: Ben olabildiğince gözlem yaparım, sosyo-ekonomik ve kültürel yönden farklı olan insanların yaşayışları, yazma sürecimde önemli bir noktayı oluşturur. Bir şehrin farklı tabakalarda yer alan sokaklarını gezerim ve kendi deneyimlerimden bolca yararlanırım. Çok okuyor musunuz? Çok genç okumadan yazıyor piyasa kalitesiz kitaplarla dolu fikrine katılıyor musunuz? Büşra Üçler: Okumak elbette yazmayı besleyen bir eylemdir, iç içe bir yapıdadır; fakat ben çok okumak yerine belli sınırlar belirlediğim alanlarda okumayı daha çok tercih ediyorum diyebilirim. Bu fikre çok fazla katılıyorum diyemem, çünkü benim için hayatta “Çok Okumadan Yazmak” eyleminin bir karşılığı da var; ama elbette okumak ve yazmak birbirini besleyen süreçlerdir, hiç okumamak mümkün değildir. Yazmak sizin için ne ifade ediyor? Büşra Üçler: Yazmak benim için içgüdüsel bir eylem, bir dışavuruş biçimi. Kendi yaratmış olduğum dünya, daha korkusuz olabilmeme imkân sağlayan bir zemin oluşturuyor. İyi yazmanın formülü sizce nedir? Büşra Üçler: İyi yazmanın formülünü madde madde sıralayabilmenin pek de mümkün olduğunu düşünmüyorum. Yazmak başlı başına özneldir, biriciktir. Bu eylem herkeste farklılıklar gösterir. Haliyle “İyi Yazma” hali de herkes için farklılıklar göstermektedir. Benim için, iyi yazabilmenin bir yolu gözlem yapmaktan ve özümsemekten geçer. Daha iyi yazmak isteyenlere ne önerirsiniz? Büşra Üçler: Yazdıklarına inanarak yazmalarını ve zaten önlerinde duran yazıların iyi olduğunu düşünmelerini tavsiye edebilirim. Her zaman iyinin daha iyisi olacaktır; ama bu insanı “Daha İyi Yazmalıyım” düşüncesine sürüklememeli bu duruma odaklanılmamalı. Yaşam ve deneyim, bu yolda olan insana zamanla istediği cevapları sunacaktır.
|