• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/kitapkonagi
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905334645270
Okuyalım, Okutalım
Takvim
Site Haritası

Yazmak benim güvenli alanım.

Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
Agâh Ensar Can: Marmara Üniversitesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü okuyorum, son sınıf öğrencisiyim. 22 yaşındayım. Bir Siyasinin Hikâyesi adında basılı bir romanım var. Edebiyat kökenli sanat dergisi olan Darağacı Sanat’ın genel yayın yönetmeniyim.

Yazmaya başlama hikâyenizi öğrenebilir miyiz?
Agâh Ensar Can: Yazmaya 14 yaşında başladım. Lise 1’de olduğum zamana denk geliyor. Lise 1’i tuhaf bir okulda okudum. Bugün baktığımda çocuk denebilecek yaşlarda olmamıza rağmen öğretmenlerin de dahil olduğu bir grup bize siyasi meselelerle ilgilenmeyi dayatıyordu. İlgilenmekten kastım da tartışma, fikir çürütme çabası ve saf kavga. Benim de arayış içinde olduğum, kendimi tanımaya çalıştığım bir dönemdi. Bu dayatmalardan nasibimi aldığımda yalnız kalmıştım. Bu yalnızlık ve yaşıma zıt dik başlılık ile içime kapandım ve arayışımı hızlandırdım. Yüzme bilmeden boyumdan büyük sulara batmıştım ve ben denize düşünce kaleme sarıldım. Kendi kendime şiir ve denemeler yazmaya başladım. Yazdıkça içimdeki çığlıkları da bana karşı yükselen çığlıkları da bastırabiliyordum. Gördüm ki kalem bana sonsuz özgürlüğü vaat ediyor. Bu yüzden ona sıkı sıkı sarıldım. Başlangıçta yazdıklarımı Wattpad’de yayımlamaya başladım. Yayımladığım eserlerden birini de 17 yaşındayken bastırdım.

Kaç kitap yayımladınız, konuları nelerdir?
Agâh Ensar Can: Basılmış olan bir eserim var. İsmi Bir Siyasinin Hikâyesi. 2016 yılında yayımlandı. Aksiyon ve romantizmin bir arada olduğu, ilk dönemimin bir ürünü olan bir roman. Aşkıyla vatanı arasında kalan, vatanını seçen ama aklını da aşkında bırakan bir adamın hikâyesini anlattım.


Yazmak mı yayımlamak mı daha zor?
Agâh Ensar Can: Yazmak daha zor dersem bir karşılığı olmaz çünkü eğer ben yazar olmak için çıktıysam bu yola zorluklar mutlaka olacaktır. Ancak yayımlamak hakikaten zor. Bu zorluğa nasıl baktığımız önemli tabii. Sosyal medyada rastlamak mümkün, “Kitabınız olsun.” veya “Kitabınızı ücretsiz basıyoruz.” tarzı reklamlara. Gerçekten de ücretsiz basıyorlar ama bir karşılığı yok. Sadece kitabım olsun diye kitap çıkarılmaz, çıkarılmamalı. Eğer düşünce buysa yayımlamak çok zor. İyi bir yayıncı, kaliteli okura ulaşmada da aracıdır aynı zamanda ve gerçekten iyi bir yazar olmak istiyorsa biri, kaliteli okur karşısına çıkmalıdır. Bunun için de sabır ve çaba gerekiyor. Ben 2018 yılında yeni bir roman yayımlamanın arifesindeyken yaşadığım farkındalıkla fesih istemiştim ve 3,5 yıldır da herhangi bir yayıneviyle görüşmedim. Özellikle yolun başında olan yazarların yayımlamadan önce yayıncı bulmanın ve yayıncı tarafından kabul görecek nitelikte bir eser yazmanın zorluğunu idrak etmesi gerektiğine inanıyorum. Piyasada çok sayıda yayınevi var ve sadece kitap bastırmak isteyenleri tatmin edecek durumda çoğu da. Bunları fırsat olarak görüp güreş izlemeden er meydanına çıkmak ne kısa vadede ne de uzun vadede hiçbir kazanç getirmez.

Yazarken hangi kaynaklardan beslenirsiniz?
Agâh Ensar Can: Ben her zaman hayatın kendisinden beslenmişimdir. Tabii ki kitap okumak, film izlemek ve müzik dinlemek ilham veren, kalemi besleyen etkinliklerdir ancak ben daha çok hayatı izlemeyi, okumayı ve dinlemeyi seviyorum çünkü asıl hikâyenin, anlatının ve hatta şiirin orada olduğuna inanıyorum. Metrobüs sırası bekleyen insan kalabalığı eşine az rastlanır bir kaynaktır mesela benim için ya da aylık alışverişini telefonunun hesap makinesiyle yapan bir adam. Hatta hamburgercide almak istediği menünün ismini söylemeye çekindiği için parmağıyla gösteren genç bile. Sözgelimi, hayatın kendisi, gerçekleri ve hayalleri.

Çok okur musunuz? Çok genç okumadan yazıyor, piyasa kalitesiz kitaplarla dolu fikrine katılıyor musunuz?
Agâh Ensar Can: Özellikle salgın dönemiyle hayatım okumak ve yazmak arasında geçmeye başladı diyebilirim. Okumak çok başka, yazmaktan da.
Bu fikre katılmakla kalmayıp kavgasını da veriyorum bir yandan. Sadece okumadan yazsalar iyi, yazdıklarını da okumuyorlar. Kör satıcının kör alıcısı vardır nasıl olsa. İyi yazar yetişmediği gibi iyi okur da yetişmiyor bu yüzden. Edebiyatı, sanatı çok satanlardan, fenomenlerden ibaret sanan insanlar var. Asıl ürkütücü olan bu. Kitap fuarlarında Sabahattin Ali’nin imza gününü arayanlar ya da Oğuz Atay’ı yaşıyor sananlar bu kalitesiz kitapların bilinçsiz okurları. Kitap yazmanın bir pr çalışması olmaktan çıkarılması gerekiyor bir defa. Sonra da “Aslında ben de yazarım.” özgüveninin kırılması gerekiyor. Yazar olma potansiyeli olan biri aslında demez çünkü, yazar.

Yazmak sizin için ne ifade ediyor?
Agâh Ensar Can: Yazmak benim güvenli alanım. Bir başkaldırı benim için. Mutlak özgürlüğün olduğu, yalnızca bana ait olan bir dünya. 7 yıldır yazıyorum ve bu da hayatımın üçte birine tekabül ediyor. Daha çok yazarsam nasıl hissedeceğimi ve ileride neye benzeyeceğimi kestirebiliyorum ama yazmasaydım ya da yazmasam neler olacağını kafamda canlandıramıyorum. Yakın zamanda başımdan geçen küçük bir olaydan bahsetmek isterim. Salgının başlamasıyla eve kapandım. 1 yıldan fazladır evdeyim ve kaynağını hayatın içinde arayan, sokaklardan alan biri olarak iki aylık bir bunalım yaşadım. Bu bunalımı detaylandırmam mümkün değil. Sonra bir gün, kendimi çokça hırpaladığım bir gün durup dururken bir fikir çıktı karşıma. Böyle şeyler birden olur zaten. İster çocukça deyin ister gülünç. Yerimden bir kalkışım, masaya bir oturuşum var, ben bile inanamıyorum hatırladıkça. Velhasıl o gün iki ayın ardından bir öykü yazdım. Yüzmekten yorgun düştüğümde boğulurken bile kaleme sarıldım.

İyi yazmanın formülü sizce nedir?
Agâh Ensar Can: İyi yazmanın bir formülü varsa o da sadece yazarın kendisindedir. Yazar iyi yazmanın bir yolunu bulacaktır. Kendimce ipucu vermem gerekirse, ‘yazamamak’ diyebilirim.

Daha iyi yazmak isteyenlere ne önerirsiniz?
Agâh Ensar Can: Önce okumak gerektiğine inanıyorum. İyi bir okur olmak gerek. Bir fikre önce okur gözüyle bakmak mesela. Sonra gözlem. Hatta gözetlemek. Fikir hiç ummadığınız bir yerde tarafınızdan yazılmayı bekliyor çünkü. Eleştiri kabul edebilen bir yapıya sahip olmanın da gerektiğini düşünüyorum. Nitelikli eleştiri daima artı yazar çünkü.
Kafaya taktıysa biri yazar olmayı, sabretmeyi de göze almalı mutlaka. Edebiyatımızın tarihinde muradına sabrederek ermiş çok derviş var çünkü. Çabalamaktan geri durmamak ve sabretmeyi de bırakmamak gerekiyor. O kadar niteliksiz yazarlar türedi ki aralarında parlayanlar sadece bulundukları yeri aydınlatabiliyorlar. Ancak bir gün mutlaka parlayanlar, parlatılanları geçecektir. Edebiyatın tarihini parlayanlar vücuda getirmiştir.



287 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Fikir Konağı
Abdullah Küçük
Ev Hapsi Günlerinden

Ali Haydar Koyun
Rakamlarda büyük, güç de zayıf olan topluluk

Derya Kadıoğlu
Yalvaç'ın İnsanları

Fırat Han Koçak
Dünyayı Sömüren Küresel Çeteler - 4

Hanife Mert
Eylül ve Hüzün

Zehra Gaylan Yüksekkaya
"Sahi, Neydi Bayram?"

Abdullatif Acar
Umut Adına Martı Olmak

Afşin Selim
Kitapla Diriliş

Ahmet Aytaç
Yazmak kolaydır, Okutturmak büyük marifet ister...

Altun Özmeşe
Kalpteki Kor Parçası

Aslı Ersoy
Zıtlıkların Öğretisi*

Aynur Hazar
Nice Ömürler Eskir Yaşamanın Teninde

Ayşen Kurban
Eksiğim

Aytekin Duran
Görmek ve Duymak Nasıl Bir Duygudur...

Beyhan Uygur
Şekerci Dede ve Tonton Eşi

Burak Kılıçaslan
Burak Kılıçaslan: Emin Demir ile "Ferman" Üzerine Bir Söyleşi

Çağrı Cebeci
Çağrı Cebeci: Yaşlılık

Dilruba Başak
Her Şey Sevince Güzel

Diyanet İşleri Başkanlığı
Öfkeye Hakim Olmak

Engin Dinç
Dil Belası

Ergül Yılmaz
Bir Demet Şiir

Gamze Karadağ
Kayahan Demir: Gaipten Sesler

Gamze Parlak
İnsanlık Nereye Gidiyor

Gözde Karadağ
Gözde Karadağ: Hakan Yusuf Yılmaz - Alpagut Budun 1 Beklenmedik Keşif

Gülhan Teke Genç
Evrildik (mi?)

Hatice Yatkın Yetişen
Adımı Unutma (İmza: Kadın) / Kitap Yorumu

Havva Yaşar
Tefekkür Üzerine Hasbihal

Hayrettin Gönül
Zaferimiz Daha Bir Yaşında!

İbrahim Ethem Gören
Bir Burak bekleniyor!

İlhan Özgür
Türk Eri

Kaşif Meriçli
Kaşif Meriçli: Little Fugitive

Mahmut Ferhat Alptekin
Demokratik Sol

Mecbure İnal Vela
Çizdim, oynamıyorum!

Mehmet Aydın
Ömer Faruk Kaya: Sus ve Bana Aşkı Anlat

Merve Güney
Güneşin Kızı Biterken

Meryem Seyda Parlak
Psikoloji’ye (Ruh Bilimine) Olan İhtiyaç

Muharrem Dere
Doğu, Batı. Dost, Düşman! Kime Göre?

Murat Ginlik
Kısacık ve Çok Uzun Bir Hikâye

Murat Şaşzade
Küçük Tuhaflıklar

Mustafa Gündoğdu
Ölüm Var...

Nagihan Örsel
Sadece SEN!

Nazan Arısoy
Yağmur'un Aşka Teslim Oluşu

Necati Dilek
Uğruna Şiirler Yazılan Kadın

Necdet Bayraktaroğlu
Büyük Türk Devlet Adamı Timurhan'ın Hayatı, Vasiyeti ve Yasası olan Tüzükat-ı Timur

Nermin Güday Kaçar
Asker Yolu Beklerim

Nurcan Dağ
Yalancı Pollyanna Kitap İncelemesi

Nurhan Işkın
Dedemin Saati

Nurittin Günay
Babamın Jübilesi

Özlem Akşit
Selamlaşma Geleneğinin Toplum ve Gençliğimiz İçin Anlam ve Önemi

Pakize Şeyma Kandemir
Salgının Yeni Yazarları 1

Selahattin Doğan
İyilikde İnatlaşmak

Şükran Pınarcan
Duran Çetin Cüneyt kitabı yorumu

Turan Yalçın
Çay Felsefesi

Yasemin Ilgın
Yasemin Ilgın: Hayallerim

Zeynep Didem Gezgin
Merhamet