• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/kitapkonagi
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905334645270
Okuyalım, Okutalım
Takvim
Site Haritası
Abdullah Küçük
abdullah.kucuk@hotmail.com.tr
Acıyı Dostoyevski ile Sevmek
14/09/2020

Eğer hayatınıza edebiyatı almışsanız yolunuz bir gün muhakkak Dostoyevski ile kesişmiş, üstat ile tanışmışsınızdır. Bundan kaçış olmaz! İçine düştüğünüz anlatı, bir zelzeleye yakalanmışçasına sizi sarsıntıya uğratmıştır. Bu nasıl bir üsluptur, nasıl bir atmosfer yaratmaktır, nasıl bir anlatım zenginliğidir demiş, ağzınız açık, şaşırıp kalmışsınızdır.

Ben öyle olmuştum, ‘Suç ve Ceza’yı okuduğumda. Nasıl olmayayım ki, “Aslında insanı en çok acıtan şey; hayal kırıkları değil. Yaşanması mümkünken, yaşayamadığı mutluluklardır,” diyen bir romancıdan bahsediyorum.

Bakmayın arkasından atıp tutanlara, Dostoyevski ile tanışmak böyle bir şeydir.

O insana romanı sevdiren bir dâhidir.

Dostoyevski’nin herhangi bir romanıyla buluşup roman sevmemek mümkün değildir? Hele okuduğunuz, ‘Suç ve Ceza’ veyahut ‘Karamazov Kardeşler’ ise, özellikle Karamazov Kardeşler. Tabii herkesin tercihi ve zevki farklıdır. İsteyen Kumarbaz, Budala, Yeraltından Notlar vs. deneyebilir. Bence Ecinniler de mutlaka listeye dâhil edilmelidir.

Kim demişti, “İnsan ruhunun en karanlık yerlerinde gezinen, kâinatın gördüğü en büyük romancıdır o” diye, unuttum. 1863 yılında yazdığı Yeraltından Notlar’da modern burjuva insanının yalnızlığının belki de ilk gerçek betimlemesi yapılmıştır. Öylesine çarpıcıdır anlatımı.

Ve o, acıyı herkesten farklı tanımlar.

Sigmund Freud ‘Dostoyevski ve Baba Katilliği’ yazısının en başında der ki: “Dostoyevski’nin karmaşık kişiliğini dört ayrı yönden ele alabiliriz. Dostoyevski, yaratıcı bir sanatçı, nevrozlu bir hasta, bir ahlakçı ve günahkâr bir kimsedir. Bu şaşırtıcı karmaşıklığın içinden çıkmak pek kolay değildir.” Devamına şunu ekler; “‘Karamazof Kardeşler’le hiçbir roman boy ölçüşemez.” Bizim Orhan Pamuk da İletişim yayınlarından çıkan aynı romanın arka kapağına benzer şeyler yazmıştı; “Bana göre geçen bin yılın kitabı Dostoyevski’nin ‘Karamazov Kardeşler’idir.” Değerlendirmesinin sonuna da, “İnsan, okumanın verebileceği en büyük armağanı alır,” notunu bırakmıştı.

Ne demiştik, ‘Acıyı Dostoyevski ile Sevmek.’ 

Acı; acı, yalın ve katıdır. Acıyı gerçekten yaşayanlar, acıyı süslemeden, tüm yalınlığıyla anlatabilenlerdir. Acı çok başka bir duygudur, sevince benzemez, sevinç gibi bölüşülmez. Acı tek başına adam gibi yaşanır. Bu, yüze kederli bir maske takmak ve o yüzle insanların arasında dolaşmak, devamlı somurtmak değildir. Gerçek acıyı yaşayan, “Başkaları ne der” kaygısından kendisini kurtarmış, gerektiğinde gülen, icabında şarkı söyleyen, sinemaya, tiyatroya giden, çeşitli etkinliklere katılan insandır. Ve bir anlık bir ezgi veya ‘onu’ hatırlatan bir şey duyduğunda acının çukuruna çekilirler… Acı, onlara ölüm korkusunu dahi unutturmuştur.

Baba katilliği…

Freud, “Dünya edebiyatının en büyük üç eseridir” der, Oedipus, Hamlet ve Karamazov Kardeşler için. “Aynı konuyu, yani baba-katilliğini ele alması rastlantı olarak açıklanamaz. Üstelik bu üç eserde de söz konusu davranışın kaynağı, yani bir kadın yüzünden doğan cinsel düşmanlık açıkça ortaya konulmuştur.”

Dostoyevski’yi ve yazdıklarını inceleyen bazı yazarlar, Dostoyevski’nin kumara düşkünlüğü için, kumar, bir çeşit kendini cezalandırma yöntemiydi derler.

Acıyı cezayla hafifletmek mi?    

Öncelikle belirtmeliyim; roman yazmayı meşguliyet ya da maddi kazanç yolu olarak seçenlere Dostoyevski hiç iyi gelmez, kendi yazdıkları gözlerinde küçülür, ‘bunun üstüne kalem oynatmaya değmez’ veyahut ‘bana burada ekmek yok’ duygusu yaşatır.

Ama meşguliyet ya da maddiyat düşüncesi olmadan, hayatının parçası, bir kuşun uçuşu, bir ihtiyacın karşılanması anlamında yazanlara ne Çehov, ne Dostoyevski ne Honoré de Balzac, ne Ernest Hemingway, ne Tolstoy etki eder. Onlar, üstatlardan aldıkları feyzlerle daha bir aşkla kendi tarzlarının ihtiyaçlarını giderirler.

Bir de ‘bunun üstüne kalem oynatılmaz’ dedirtmeyen yazarlar vardır, onlar ‘ben de yazarım,’ duygusu aşılarlar. Onları ya beğenerek okursunuz ya da kitabının yarısına gelmeden elinizden bırakırsınız. Mesela Orhan Pamuk benim için öyledir. Onun romanlarını okuduğum zamanlar, yazma konusunda kendime olan güvenim artar. Yanlış anlaşılmasın, tarzdan bahsediyorum. Kendileri Nobel’le onurlandırılmış önemli bir romancımızdır. Onun Cevdet Bey ve Oğulları hariç tüm eserlerini okumuş biriyim, içlerinden de en çok İSTANBUL eserini beğenmiş, oradaki anlatıma bayılmıştım. Bir de onun -konumuzla alakasız- Türk romanı hakkındaki değerlendirmesi önemlidir. “Bütün romancılar daha önceden kurulmuş yapılardan, bulunmuş, kullanılmış tekniklerden yola çıkarak işe başlarlar. Pek az romancı sonradan kendi yapısını ve özgün tekniğini bulabilir. Sanırım birçok Türk romanının şaşılacak kadar birbirine benzemesinin nedeni de bu...”

Tekrar Dostoyevski’ye dönüp noktayı koyalım.

Bana kalırsa yeryüzünün gelmiş geçmiş dâhi yazarları listesinin en başında Dostoyevski olmalıdır, ben onun gerçekçi romancı yanını sevdim. O, insan denilen mahlukatın gayya kuyusunun en dibine -hiçbir yazara nasip olamayan şekilde- ulaşıp, büyüklüğünü bütün insanlığa göstermiştir. Öyle değil mi?

“Orada, leş gibi kokan iğrenç yeraltında, alaya alınarak gücendirilmiş sıçancık yavaş yavaş kine; soğuk, zehirli, özellikle sonu gelmez bir kine boğulur.”

Evet, evet, Dostoyevski’nin kurtuluşu ‘acı’da bulduğunu tartıştılar, bir yüzyıl süresince dünya edebiyatçıları.

Ama zaten, o şunu söylemişti.

“Şurası kesindir ki, bizler, acıyı bazen tutkuya varan bir sevgiyle severiz.”

 



610 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Ev Hapsi Günlerinden - 02/09/2021
Salgının kısıtladığı günlerde...
Kitap Korkusu - 18/06/2021
Kitap korkusu öyle azımsanacak bir korku değildir...
Sanatçıya Nasıl Bakılmalı - 25/05/2021
Necip Fazıl Kısakürek Anısına
Ne Söylediğin Değil, Nasıl Söylediğin Önemlidir - 11/05/2021
Hayırlı bayramlar...
Romancılar İçin Tarih Bilgisi Şart Mıdır? - 09/04/2021
Tarih bilgisi ve nesnellik
Kabullendiğimiz Fikirler Kendimize mi Aitler? - 12/03/2021
Otobüste Unutulan Dergi
Şaşmak Şaşakalmak - 10/02/2021
Şaşırmak-şaşırmamak, şaşmak-şaşmamaktan başka bir şeydir.
Yazar mı? Yazan mı? - 22/01/2021
Mesele, biz yazalım, siz okuyunuz meselesi midir?
Memleket Hikâyeleri - 30/12/2020
Refik Halit Karay
 Devamı
Fikir Konağı
Abdullah Küçük
Ev Hapsi Günlerinden

Ali Haydar Koyun
Rakamlarda büyük, güç de zayıf olan topluluk

Derya Kadıoğlu
Yalvaç'ın İnsanları

Fırat Han Koçak
Dünyayı Sömüren Küresel Çeteler - 4

Hanife Mert
Eylül ve Hüzün

Zehra Gaylan Yüksekkaya
"Sahi, Neydi Bayram?"

Abdullatif Acar
Umut Adına Martı Olmak

Afşin Selim
Kitapla Diriliş

Ahmet Aytaç
Yazmak kolaydır, Okutturmak büyük marifet ister...

Altun Özmeşe
Kalpteki Kor Parçası

Aslı Ersoy
Zıtlıkların Öğretisi*

Aynur Hazar
Nice Ömürler Eskir Yaşamanın Teninde

Ayşen Kurban
Eksiğim

Aytekin Duran
Görmek ve Duymak Nasıl Bir Duygudur...

Beyhan Uygur
Şekerci Dede ve Tonton Eşi

Burak Kılıçaslan
Burak Kılıçaslan: Emin Demir ile "Ferman" Üzerine Bir Söyleşi

Çağrı Cebeci
Çağrı Cebeci: Yaşlılık

Dilruba Başak
Her Şey Sevince Güzel

Diyanet İşleri Başkanlığı
Öfkeye Hakim Olmak

Engin Dinç
Dil Belası

Ergül Yılmaz
Bir Demet Şiir

Gamze Karadağ
Kayahan Demir: Gaipten Sesler

Gamze Parlak
İnsanlık Nereye Gidiyor

Gözde Karadağ
Gözde Karadağ: Hakan Yusuf Yılmaz - Alpagut Budun 1 Beklenmedik Keşif

Gülhan Teke Genç
Evrildik (mi?)

Hatice Yatkın Yetişen
Adımı Unutma (İmza: Kadın) / Kitap Yorumu

Havva Yaşar
Tefekkür Üzerine Hasbihal

Hayrettin Gönül
Zaferimiz Daha Bir Yaşında!

İbrahim Ethem Gören
Bir Burak bekleniyor!

İlhan Özgür
Türk Eri

Kaşif Meriçli
Kaşif Meriçli: Little Fugitive

Mahmut Ferhat Alptekin
Demokratik Sol

Mecbure İnal Vela
Çizdim, oynamıyorum!

Mehmet Aydın
Ömer Faruk Kaya: Sus ve Bana Aşkı Anlat

Merve Güney
Güneşin Kızı Biterken

Meryem Seyda Parlak
Psikoloji’ye (Ruh Bilimine) Olan İhtiyaç

Muharrem Dere
Doğu, Batı. Dost, Düşman! Kime Göre?

Murat Ginlik
Kısacık ve Çok Uzun Bir Hikâye

Murat Şaşzade
Küçük Tuhaflıklar

Mustafa Gündoğdu
Ölüm Var...

Nagihan Örsel
Sadece SEN!

Nazan Arısoy
Yağmur'un Aşka Teslim Oluşu

Necati Dilek
Uğruna Şiirler Yazılan Kadın

Necdet Bayraktaroğlu
Büyük Türk Devlet Adamı Timurhan'ın Hayatı, Vasiyeti ve Yasası olan Tüzükat-ı Timur

Nermin Güday Kaçar
Asker Yolu Beklerim

Nurcan Dağ
Yalancı Pollyanna Kitap İncelemesi

Nurhan Işkın
Dedemin Saati

Nurittin Günay
Babamın Jübilesi

Özlem Akşit
Selamlaşma Geleneğinin Toplum ve Gençliğimiz İçin Anlam ve Önemi

Pakize Şeyma Kandemir
Salgının Yeni Yazarları 1

Selahattin Doğan
İyilikde İnatlaşmak

Şükran Pınarcan
Duran Çetin Cüneyt kitabı yorumu

Turan Yalçın
Çay Felsefesi

Yasemin Ilgın
Yasemin Ilgın: Hayallerim

Zeynep Didem Gezgin
Merhamet