• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/kitapkonagi
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905334645270
Okuyalım, Okutalım
Takvim
Site Haritası
Abdullah Küçük
abdullah.kucuk@hotmail.com.tr
Altını Çizmek
29/10/2020
Son zamanlarda “Altını çizerek söylüyorum” deyimi moda oldu. Televizyonlarda, panellerde, dost sohbetlerinde konuşmacılar, sözleri bir yere gelip dayandığında, “Altını çizerek söylüyorum” demeye başladılar. Geçenlerde bir tartışma programı seyrediyorum, tartışmacılardan biri -biri dediğim de koskoca bir profesör-, dedi ki, “Sözlerimin altını iki kere, kalın, kalın çizin!” Çiziyorum demiyor, ÇİZİN! Prof. olmuş ya ondandır herhalde. Dinleyicileri ve diğer konukları öğrenci gözünde görüyor zahir.
 
Oradaki öteki konuklara, ‘Hey siz, ıvır zıvır söz edenler, dikkat kesilin, çok önemli bir şey söylüyorum!’ demek istiyor. Hani rahmetli Erol Büyükburç’u bir şarkı yarışmasında jüri üyesi yapmışlardı da programın sunucusuna celallenmiş, “Soruları ilk bana soracaksın, önce bana, ilk ben konuşacağım!” diyerekten sunucuyu bir güzel paylamıştı. Seyrettiğim programdaki profesör de haklı, önemsiz o kadar laf ediliyor ki televizyonlara çıkartılan aynı kişiler tarafından, insanın deliresi geliyor. Taktiği de öğrenmişler, ne vakit moderatör “Peki” deyip konuşanın sözünü kesecek olsa, “Dolayısıyla” deyip bir beş dakika daha sözlerini dehliyorlar. Kahvede okey oynayan üç kişiyi kollarından tutup getirseler o konuşmacılardan daha aklı başında laflar edebileceklerine inancım çok yüksek.
 
Oradan aklıma düştü, ‘altını çizmek.’
 
Okul yıllarımdan kalan bir alışkanlığımdır, kitap okurken, ders çalışırken kalemim hep elimdedir, ilginç bulduğum, önemli gördüğüm ya da hoşuma giden cümlelerin altını çizer, boşluklara da notlar alırım. İlk zamanlar kırmızı kalem kullanırdım, satırları ve kitabı çirkinleştirdiği için kurşun kaleme geçiş yaptım, sonra roman kişilerini -yabancı romanlarda- rahat takip edebilmek, kim kimdi karıştırmamak için aynı yöntemi kullandım. Öğrenimim süresince sınavlarda çıkabileceğine inandığım ya da tahmin ettiğim soruları belirlemek için altını çizerdim, önemli bulduğum yerlerin, genellikle de tuttururdum. Üniversitede de vizelerde sorulacak soruları işaretlerdim.
 
Bu huyum nedeniyle benden kimse kitap istemez. Huyumu bilmeyenlere ise, “Okuyabilecek misin?” derim, o ilkin şaşırır, ‘sen okuyabildikten sonra ben neden okumayayım’ düşüncesi aklından geçer, bozulur. Sebebini öğrenir kompleksten çıkar, rahatlar. Satırların altları çizili bir kitabı kim alıp okur ki?
 
Bazen de yanlış kurulmuş cümlelerin üstünü çizer, bir redaktör gibi doğrusunu yazarım. En çok bağlaç kullanım hatası gözüme batar, özellikle de-da ayrımı fazlasıyla yanlış kullanılmış kitapları okumaktan soğurum. Eğer kafamın basmadığı bir sav varsa, kenarına soru işareti bırakırım, sonra araştırmak için. Bazen de anlamsız betimlemelere çarpı atarım. Bir hikâyede görmüştüm, “akşamın koyu maviliğinde kar yağıyordu.” Hiç akşamın koyu maviliğinde kar yağar mı diye altını bastıra bastıra çizdiğimi ve kalınca bir soru işareti kondurduğumu hatırlıyorum. Bir süredir satırların altını az çiziyorum. Çünkü aynı kitabı tekrar okuma isteği duyduğumda o altı çizili cümleler rahatsızlık vermeye başladılar, hem altı çizilmemiş cümleler önemsizmiş gibi bir duyguya kapılıyor, onlara haksızlık ettiğimi düşünüyorum. İlk okumamda altını çizmediğim satırlarda önemli bilgileri, ilginç düşünceleri, dikkat dağınıklığından dolayı kaçırmış olabilirim. Dahası insanoğlu devamlı değişim-gelişim halindedir, o vakit önemini algılayamadığım bir satırı son okumada yakalayabilirim.
 
Teknoloji her derde deva! Önemli cümleleri, görüşleri, unutmak istemediğim özdeyişleri, aforizmaları kendime olarak mesaj atıyorum artık. Muhakkak çok daha basit yöntemler de vardır. Haşmet Babaoğlu bi aralar Sabah Gazetesindeki köşesinde altını çizdiği cümleleri köşesine taşıyordu ara ara, hâlâ devam ediyor mu bilmiyorum. Bunu ben de yapabilirim diye düşündüm de, işim köşe yazarlığı olmadığı için vazgeçtim.
 
Bu da böyle…


650 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Ev Hapsi Günlerinden - 02/09/2021
Salgının kısıtladığı günlerde...
Kitap Korkusu - 18/06/2021
Kitap korkusu öyle azımsanacak bir korku değildir...
Sanatçıya Nasıl Bakılmalı - 25/05/2021
Necip Fazıl Kısakürek Anısına
Ne Söylediğin Değil, Nasıl Söylediğin Önemlidir - 11/05/2021
Hayırlı bayramlar...
Romancılar İçin Tarih Bilgisi Şart Mıdır? - 09/04/2021
Tarih bilgisi ve nesnellik
Kabullendiğimiz Fikirler Kendimize mi Aitler? - 12/03/2021
Otobüste Unutulan Dergi
Şaşmak Şaşakalmak - 10/02/2021
Şaşırmak-şaşırmamak, şaşmak-şaşmamaktan başka bir şeydir.
Yazar mı? Yazan mı? - 22/01/2021
Mesele, biz yazalım, siz okuyunuz meselesi midir?
Memleket Hikâyeleri - 30/12/2020
Refik Halit Karay
 Devamı
Fikir Konağı
Abdullah Küçük
Ev Hapsi Günlerinden

Ali Haydar Koyun
Rakamlarda büyük, güç de zayıf olan topluluk

Derya Kadıoğlu
Yalvaç'ın İnsanları

Fırat Han Koçak
Dünyayı Sömüren Küresel Çeteler - 4

Hanife Mert
Eylül ve Hüzün

Zehra Gaylan Yüksekkaya
"Sahi, Neydi Bayram?"

Abdullatif Acar
Umut Adına Martı Olmak

Afşin Selim
Kitapla Diriliş

Ahmet Aytaç
Yazmak kolaydır, Okutturmak büyük marifet ister...

Altun Özmeşe
Kalpteki Kor Parçası

Aslı Ersoy
Zıtlıkların Öğretisi*

Aynur Hazar
Nice Ömürler Eskir Yaşamanın Teninde

Ayşen Kurban
Eksiğim

Aytekin Duran
Görmek ve Duymak Nasıl Bir Duygudur...

Beyhan Uygur
Şekerci Dede ve Tonton Eşi

Burak Kılıçaslan
Burak Kılıçaslan: Emin Demir ile "Ferman" Üzerine Bir Söyleşi

Çağrı Cebeci
Çağrı Cebeci: Yaşlılık

Dilruba Başak
Her Şey Sevince Güzel

Diyanet İşleri Başkanlığı
Öfkeye Hakim Olmak

Engin Dinç
Dil Belası

Ergül Yılmaz
Bir Demet Şiir

Gamze Karadağ
Kayahan Demir: Gaipten Sesler

Gamze Parlak
İnsanlık Nereye Gidiyor

Gözde Karadağ
Gözde Karadağ: Hakan Yusuf Yılmaz - Alpagut Budun 1 Beklenmedik Keşif

Gülhan Teke Genç
Evrildik (mi?)

Hatice Yatkın Yetişen
Adımı Unutma (İmza: Kadın) / Kitap Yorumu

Havva Yaşar
Tefekkür Üzerine Hasbihal

Hayrettin Gönül
Zaferimiz Daha Bir Yaşında!

İbrahim Ethem Gören
Bir Burak bekleniyor!

İlhan Özgür
Türk Eri

Kaşif Meriçli
Kaşif Meriçli: Little Fugitive

Mahmut Ferhat Alptekin
Demokratik Sol

Mecbure İnal Vela
Çizdim, oynamıyorum!

Mehmet Aydın
Ömer Faruk Kaya: Sus ve Bana Aşkı Anlat

Merve Güney
Güneşin Kızı Biterken

Meryem Seyda Parlak
Psikoloji’ye (Ruh Bilimine) Olan İhtiyaç

Muharrem Dere
Doğu, Batı. Dost, Düşman! Kime Göre?

Murat Ginlik
Kısacık ve Çok Uzun Bir Hikâye

Murat Şaşzade
Küçük Tuhaflıklar

Mustafa Gündoğdu
Ölüm Var...

Nagihan Örsel
Sadece SEN!

Nazan Arısoy
Yağmur'un Aşka Teslim Oluşu

Necati Dilek
Uğruna Şiirler Yazılan Kadın

Necdet Bayraktaroğlu
Büyük Türk Devlet Adamı Timurhan'ın Hayatı, Vasiyeti ve Yasası olan Tüzükat-ı Timur

Nermin Güday Kaçar
Asker Yolu Beklerim

Nurcan Dağ
Yalancı Pollyanna Kitap İncelemesi

Nurhan Işkın
Dedemin Saati

Nurittin Günay
Babamın Jübilesi

Özlem Akşit
Selamlaşma Geleneğinin Toplum ve Gençliğimiz İçin Anlam ve Önemi

Pakize Şeyma Kandemir
Salgının Yeni Yazarları 1

Selahattin Doğan
İyilikde İnatlaşmak

Şükran Pınarcan
Duran Çetin Cüneyt kitabı yorumu

Turan Yalçın
Çay Felsefesi

Yasemin Ilgın
Yasemin Ilgın: Hayallerim

Zeynep Didem Gezgin
Merhamet