• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/kitapkonagi
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905334645270
Okuyalım, Okutalım
Takvim
Site Haritası
Zehra Gaylan Yüksekkaya
Sesimizi duyan var mıııı?..
15/04/2023
Bir pazar gecesiydi.
Pazartesi olacak, herkes rutin hayatına devam edecekti. Banyolarını yapıp yatan kuzucuklar, sabaha okula yetişecek, İstiklâl Marşı ile haftanın ilk gününe merhaba diyeceklerdi. İşe gidecek olanlar, sabah giyecekleri kıyafetleri, ellerine alacakları çantaları hazırlamışlardı bile. Kimi, pazartesi akşamı kız istemeye gidecek, kimi çocuğuna doğum günü pastası üfletecekti. Kimi kira parasını denkleştirecek, kimi evinin son taksitini yatıracaktı. Gelinlik provasına gideceği için heyecan yaşayan da vardı, doğuma girecek karısına cesaret veren de. Özür dileyecekti belki kıran, kırdığından. Birlikte geçirilen son zaman dilimleri olduğunu bilmeden gülüştü kimileri, kimileri sarıldı, kimileri sevişti, kimileri küsüştü...
O sıralarda, Doğa Ana'nın hareketlerinden kimselerin haberi yoktu. Birden gökyüzünde patlamalar oldu sanki, bu patlamaların sebebi yeryüzündeki sarsıntı idi.
6 Şubat, saat 04.17’de başlayan sarsıntı durmak bilmedi. Herkes çaresizdi... Hayatlar, hayaller, evlatlar, anneler, babalar, dedeler hatta kundaktaki bebeler enkaz altında kalmıştı...
Hiçbir şeyden habersiz sıcacık yataklarımızdan sabah bir uyandık ki evlerimizde değil,
Cahit Zarifoğlu'nun, “Gönlümün yükünü kaldıramıyorum.” dediği yerdeyiz. Ne çok acı vardı vatanımızda...

Yüreğim, eski bir sandalye görevi görüyor şu sıralar. 
Hırkasını sandalyeme asıp giden insanların acısı acıtıyor içimin taa içini. Un ufak olan evlerin enkazları altında kalan hayatları düşündükçe kanıyor canım. Yiyecek ekmeği olan mı hayatta kalıyor, çekecek çilesi olanlar mı bilemediğimiz buruk bir sevinç de var tabii. Enkaz altından kurtulup yeni hayatlarının enkazı altında kalanlara ya ne demeli?
Gidenlerle ölmemek için kalanlara sarılmaya çalıştığımız şu günlerde ise kollarımız,
ne evlatlarını, analarını, babalarını, kardeşlerini, yakınlarını, bedenlerinden uzuvlarını kaybedenlere, ne de memleketlerini, çocukluklarını, anılarını, gençliklerini, yaşanmışlıklarını terk edip göç etmek zorunda kalanlara yetişemiyor.
Bir soru bir insanın yüreğini ne kadar acıtabilirse o kadar acıdı yüreklerimiz,
“Sesimi duyan var mıııı?..” sorusunu duyunca.

Sahi, sesimizi duyan var mı?..

Bir abinin, cebindeki bir paket bisküviye günlerce ağladık, paket paket inşaat malzemesi çalanlar yüzünden.

Bir babanın, ölen kızının elini tutması gitmedi gözlerimizin önünden, o yavru, kurtulmak için, tutunabilecek bir duvar parçası bulamazken...

Çaresiz bir anneye, “Çocuklarına seslen abla!” denildiğinde,
“Hangisine sesleneyim, dört yavrum da içerde.” diye feryat etmesi, dört duvar evim olsun diyenlere mezar satanları da rahatsız etti mi acaba?

Ben evimize döndüm, eşim,
 ”Yollar karlıymış, çocuklarımızı tehlikeye atmayalım hayatım, biz arkadan geliriz.” dedi.  
”Keşke ben de kalıp ölseydim!” diyen babanın çaresizliğini, kimsesizliğini görünce
inşaatlardan biz sadece  kum, beton, çimento çalmamışız , insanların nefeslerini, hayatlarını, umutlarını, hayallerini de çalmışız dedirtti mi?

“Kolumu kesip, bebeği kurtarın.” diyen bir depremzede kadar düşünebildi mi bir hayatı kurtarmayı, kolonu kesip hayallere, hayatlara son verenler...

Bu felakette bile hâlâ fatura derdine düşüp hesaplardan para kesen, olmayan evlere fatura yollayanlar, soruyorum size, peki ya yiten hayatların faturasını kim ödeyecek?

Sesimizi duyan var mıııı?..

Öğrendim ki insanın ölüsünü dahi yıkaması, ruhunu şifalandıran bir şeymiş. Ey vicdan yoksunu müteahhitler, ey bunlara göz yuman belediyeler, ey imza yetkisini birçok canı öldürmek için kullanan hak yiyiciler, ey satın alınan denetleyiciler, bilin ki bu acılar sizin eseriniz.
Sizin eseriniz, cenazesini toprağa dahi gömemeyen insanların gözyaşları.
Sizin eseriniz, helalleşemeden, kefenlenemeden ayrılan insanların ahı...

Çocuklarının cesedini battaniyeye sarıp taşımak zorunda kalan babaların,
“Ben yaşıyorum amma, evlatlarım öldü!” diye feryat eden annelerin, yıllarca çalışıp kenara köşeye ancak bir kefen parası koyabilen ana babalarını, kefensiz, çuvallarla, naylon poşetlerle toprağa veren evlatların çaresizliğinden daha acı ne var, söyleyin bana?

İlk birkaç gün,
 ”Allah’ım, ne olur sağ salim ulaşayım aileme.” diye dua edenlerin, sonraki günler,
“Allah’ım, ne olur cenazelerine bari ulaşabileyim.” ve enkaz çalışmaları başlayınca da
“Allah’ım ne olur tek parça halinde bulunsun evladım, anam, babam, eşim, akrabam...” diye ağlayan, yürek dağlayan insanların âhı, imar affından mimarına, buna sebep olan, suçu olan kim varsa her birinin bedenine, ruhuna yapışmaz mı?

Enkaz altında kalan insanların, “Ne olur yardım edin, bizi buradan çıkarın, imdaattt!” diye yakarışlarını duyup, çaresiz kalarak gözyaşlarına boğulanların çaresizliği elinize, eteğinize dolanmaz mı?

Ya yardım beklerken donarak ölenler...
Ya Rabbimmm, cennet bahçelerine al o canları da orada ısınsınlar...

“Çök-kapan-tutun” demeyin, tutunacak dal bırakmadığınızda.
“Evinize düdük alın, enkazda kalırsanız sesinizi duyurursunuz.” diye trajikomik bir öneri sunmayın, sesimizi şimdi duyup düdüğe ihtiyaç bırakmayan depreme dayanıklı yapılara onay vererek,
Sağlam bina ile hayata tutunmamıza,
Hâlâ vakit varken sesimizi duyurmamıza izin verin.

Sahi,
Sesimizi duyan var mıııı?..

Takdir Allah'tan elbette lâkin tedbir de kuldan. Allah’ın verdiği aklı kullanmayıp, kulun tedbirsizliği yüzünden yaşananlara takdir deyip geçemeyiz!
Acımız büyük, yaramız derin. Kolay kolay geçmeyecek, çabucak unutulmayacak büyük bir yıkım yaşadık. Hiç tanımadığımız insanlara ağlayıp, onlara dualar edip, avuç içlerimizdeki âminleri sürdük yüzümüze, yüreğimize.
Odamız soğuk demeye, karnımız tok demeye, derdimiz var demeye, sevdiklerimize sarılmaya utanır olduğumuz bu zor günleri, unutmayarak, unutturmayarak atlatmaya çalışacağız.
Yüreğimiz Malatya
Yüreğimiz Gaziantep
Yüreğimiz Kahramanmaraş
Yüreğimiz Hatay
Yüreğimiz Diyarbakır
Yüreğimiz Kilis
Yüreğimiz Şanlıurfa
Yüreğimiz Adıyaman
Yüreğimiz Osmaniye
Yüreğimiz Adana
Kurban oluruz el ele verirsek bu cennet vatana.

Ne söylesek az kalır ne söylesek eksik. Birden fazla evi olanın da bir göz evde oturanın da bazen zenginliğin, ayaklarını sıcak tutacak bir çift çorap, bazen iki karış kefen olduğunun farkına vardığı bu elem hadisenin unutulmaması, herkesin başını sokacak, kendine ait bir evi olması, insanların memleketlerine geri dönmesi, yaralı canların dertlerine derman olunması ümidiyle...
Ölenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar, tüm halkımıza da geçmiş olsun diyerek, Ahmet Kaya'nın bir sözü ile bitirmek istiyorum satırlarımı,

“Bu sene memlekete kış gelmedi diye çok üzüldük.
Birden kar yağdı, sevindik.
Gelinlik giydi sandık memleket.
Meğerse ülkeme kefen getirmiş.
Onun için, sevdiklerinize sıkı sarılın. 
Ölüm takvim kullanmıyor iki gözüm...”

Depremi unutmayın, unutturmayın!
Rabbim afatlarından korusun.
Selam, dua ve sevgiyle...

Zehra Gaylan Yüksekkaya


217 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Destan yazdıran vatan mücadelemiz 108 yaşında. - 15/04/2023
Destan yazdıran vatan mücadelemiz 108 yaşında.
"Sahi, Neydi Bayram?" - 15/04/2023
Eski bayramları istiyorum, yenisine hiç alışamadım.
"Hayırlı Ramazanlar" - 15/04/2023
Hakkımızda hayırlı olan tüm dualar kabul olsun.
Sabır Denizinin Akıntılı Suyu - 14/12/2022
Bu büyük kayboluş içinde Bulunabilmeyi beklemiyorum
Öteki Taraf - 14/12/2022
Hangi tarafta olursanız olun, Öteki, yahut beriki, Sevdiklerinizin, yüreklerinde kalın yeter ki bakî...
Aşure Günü - 28/08/2021
Keyfiniz, sağlığınız aşureniz afiyet dolsun
Hayat, harika bir hediyedir. - 28/08/2021
Hayat, harika bir hediyedir.
Selam Olsun... - 15/07/2021
"Sabahtan akşama kadar kurşuna dizilenlere!" Selam olsun...
İlim Uğruna Yollara Düşen "Yaman Arıkan" - 15/07/2021
Ölüm için yazılan nice şiirlere selâm, ölümün yakışmadığı nice yiğitlere, ölümden kaçamayan nice fanilere rahmet olsun...
 Devamı
Fikir Konağı
Abdullah Küçük
Ev Hapsi Günlerinden

Ali Haydar Koyun
Rakamlarda büyük, güç de zayıf olan topluluk

Derya Kadıoğlu
Yalvaç'ın İnsanları

Fırat Han Koçak
Dünyayı Sömüren Küresel Çeteler - 4

Hanife Mert
Eylül ve Hüzün

Zehra Gaylan Yüksekkaya
"Sahi, Neydi Bayram?"

Abdullatif Acar
Umut Adına Martı Olmak

Afşin Selim
Kitapla Diriliş

Ahmet Aytaç
Yazmak kolaydır, Okutturmak büyük marifet ister...

Altun Özmeşe
Kalpteki Kor Parçası

Aslı Ersoy
Zıtlıkların Öğretisi*

Aynur Hazar
Nice Ömürler Eskir Yaşamanın Teninde

Ayşen Kurban
Eksiğim

Aytekin Duran
Görmek ve Duymak Nasıl Bir Duygudur...

Beyhan Uygur
Şekerci Dede ve Tonton Eşi

Burak Kılıçaslan
Burak Kılıçaslan: Emin Demir ile "Ferman" Üzerine Bir Söyleşi

Çağrı Cebeci
Çağrı Cebeci: Yaşlılık

Dilruba Başak
Her Şey Sevince Güzel

Diyanet İşleri Başkanlığı
Öfkeye Hakim Olmak

Engin Dinç
Dil Belası

Ergül Yılmaz
Bir Demet Şiir

Gamze Karadağ
Kayahan Demir: Gaipten Sesler

Gamze Parlak
İnsanlık Nereye Gidiyor

Gözde Karadağ
Gözde Karadağ: Hakan Yusuf Yılmaz - Alpagut Budun 1 Beklenmedik Keşif

Gülhan Teke Genç
Evrildik (mi?)

Hatice Yatkın Yetişen
Adımı Unutma (İmza: Kadın) / Kitap Yorumu

Havva Yaşar
Tefekkür Üzerine Hasbihal

Hayrettin Gönül
Zaferimiz Daha Bir Yaşında!

İbrahim Ethem Gören
Bir Burak bekleniyor!

İlhan Özgür
Türk Eri

Kaşif Meriçli
Kaşif Meriçli: Little Fugitive

Mahmut Ferhat Alptekin
Demokratik Sol

Mecbure İnal Vela
Çizdim, oynamıyorum!

Mehmet Aydın
Ömer Faruk Kaya: Sus ve Bana Aşkı Anlat

Merve Güney
Güneşin Kızı Biterken

Meryem Seyda Parlak
Psikoloji’ye (Ruh Bilimine) Olan İhtiyaç

Muharrem Dere
Doğu, Batı. Dost, Düşman! Kime Göre?

Murat Ginlik
Kısacık ve Çok Uzun Bir Hikâye

Murat Şaşzade
Küçük Tuhaflıklar

Mustafa Gündoğdu
Ölüm Var...

Nagihan Örsel
Sadece SEN!

Nazan Arısoy
Yağmur'un Aşka Teslim Oluşu

Necati Dilek
Uğruna Şiirler Yazılan Kadın

Necdet Bayraktaroğlu
Büyük Türk Devlet Adamı Timurhan'ın Hayatı, Vasiyeti ve Yasası olan Tüzükat-ı Timur

Nermin Güday Kaçar
Asker Yolu Beklerim

Nurcan Dağ
Yalancı Pollyanna Kitap İncelemesi

Nurhan Işkın
Dedemin Saati

Nurittin Günay
Babamın Jübilesi

Özlem Akşit
Selamlaşma Geleneğinin Toplum ve Gençliğimiz İçin Anlam ve Önemi

Pakize Şeyma Kandemir
Salgının Yeni Yazarları 1

Selahattin Doğan
İyilikde İnatlaşmak

Şükran Pınarcan
Duran Çetin Cüneyt kitabı yorumu

Turan Yalçın
Çay Felsefesi

Yasemin Ilgın
Yasemin Ilgın: Hayallerim

Zeynep Didem Gezgin
Merhamet