Ergül Yılmaz
Bir Demet Şiir
05/05/2016 Siz değerli dostlarıma, bir demet şiir sunmaktan kıvanç duyarım Umarım beğenirsiniz, keyifli okumalar. KANATLANIP UÇMAK Kanatlanıp da uçmak gelse de içimden Yıllardır yorgunum, yorgunum inan ki, uçamam ben Havalanır bazen yorgun yüreğimden Belki bir yardım getirir diye beklerim ki Yüreğimin kayalıklarından havalanan, asi kartalım Dostluk getirir Yalnızlığıma dair, bir dost gibidir Bilirim ki işte o zaman, yalnız değilim Bilirim ki yüreğim kuytu kayalıklarda Bir dost, bir kartal havalanır Bir kartal fırtınaya kapılıp da Yuvaya dönerse eğer Yalnızlığımda son bulur Her havalanışında, bendende bir şeyleri götürür Yalnız kalırım hem de çok Sığınamam yalnızlığa Onsuz alışamam, yorgun olurum, yalnız dururum Yüzümde belirir solgun yalnızlık Kanatlanıp da uçmak gelmez içimden Çırpınırımda bazen Yüreğim sevgiye kanatlanır O mavi gökyüzüne ulaşırsam eğer Tatlı bir tebessüm dolar gönlüme İnan ki! Ruhum da şahlanır DOST YALNIZLIĞIM (AĞRIDAĞI) Zirveni görmemiştim o ilk bakışta Yüreğin kabarmış, hırçın yalnızlığın yormuştu bilirim Asırlardır biriktirmişsin zirvelerinde Buz dağı yalnızlıklarını Hani bazen diyorum da sal kendini Sal gururunu o güzel baharlara Oluklarından akarken sevdaların şırıltısı Kaç baharı yeşertir bilir misin? Kaç hayata can verir akarken yamaçlarında Görkeminden bellidir, asırlardır yalnızlığın Yamaçlarında kabullenirsin, davetsiz misafirlerini Zirvene ulaşmaya çalışanları öfkeyle izlersin bilirim İstemezsin hiç kimse zirvelerine ulaşmasın O eşsiz Yalnızlığına bulaşmasın Asırlardır özgürdün ya Bulutların o eşsiz dostluğuna kimseler karışmasın Haklısın aslında, yerinde olsam bende bunları dilerdim Bilirim zordur yalnızlık, senin kadar bende beklerdim Kırılmasına izin verme kanatlarının Zirvelerine ulaştırma kimseleri Bırak darılsınlar, söylensinler ardından Umursama hiçbir şeyi, umursama Ha birde hep merak etmişimdir Dağların öteki yüzlerini Acaba neler gizlidir kara kutularında Zirvelerinde eserken o asi fırtına Bir tarafları karanlıkken, öbür aydınlıkları Usulca yanaşmak isterim yamaçlarına Yüreğim, avuçlarım sımsıkı sararken yalnızlığını Sakın tutmama izin verme İçimi parçalar, özlerim öyle inan ki Öyle çok özlerim o derin buz tutan yalnızlığını Zirvene ulaşmak isterim ey! Ulu ağrı dağı, dost yalnızlığım. ÜŞÜMEKTEYİM TİTRİYORUM Sensizliği düşünürken yorgun bir akşamüstü Karamsar bir korku yüzümde belirir Öfkeyle kucak açmışken sensizliğe Şimşekler çakarken bedenimden Üzüldüm, ağlayamadım kederimden O tutkuyu vahşi üzüntüyü Parçalar elim bedenimden Şu an odamda düşünürken üşümekteyim Sensizliğe sığınırken gecenin karanlığında Bir ürperti, titrek bir el sanki yakamda Şimşek gibi çakan tokadın, uğultusunu dinlerken Sanki bir barut kokusu genzimi yakmakta Lacivert bir akşamda kararmışken gökyüzü Yıldızlar beraber sanki dolaşmışlar Sessiz bir uğultuyla ansızın penceremden Öfkeli rüzgâr yüzümde patlıyor Başımı uzatmışken penceremden Tereddütle bakıyorum Yıldızlar yok tükendi sanki Bu gece üşümekteyim, titriyorum BERABERCE ODAMDA Akşam olur Odama sessizlik çöker İçimde huzursuzluk Neşemi kaçırır Eğer sen gelirsen aklıma Yüzümde tebessüm Kalbimde kıpırtı Gözlerimde parıltı olur İşte o an bir de içeri girsen Kim bilir neler olur Ne kıyametler kopar kalbimde Seni sarmak ister ellerim Dudaklarım öpmek ister Bedenim arzular Gözlerim ”kal” der Belki sen de Kalırsın yanımda Sabahlarız beraber Beraberce odamda YALNIZLIĞIN ŞARKISI Titrek bir el gibi okşarcasına Bedenimi saran o rüzgârın kasvetli nefesi Serin, durgun bir akşamüstü Yalnızlığımı hissettim Akarsular çekilirken yatağından Bıraktığı kuru çatlaklar gibi O yorgun, kurumuş, çatlamış dudaklarım Issız bir yalnızlığa bürünmüşken dilim Yalnızlığın şarkısını ıslıkla çalmakta Yalnızlığın korkusu, dehşeti sardı galiba Islık sesi artık titrek geliyor Aniden düşerken boşluğa Tutunacak bir dalı elim, bilsen ki nasıl arıyor Yalnızlığın şarkısı inliyor boşlukta Yorgun gözlerim kaşınıyor Ovuşturuyorum Gözlerimi açtım ki düşmekteyim, düşüyorum DOSTLUK TADINDA BİRŞEY Hani yalnız kalırsında bir gün Yorgunsun susarsın Hiçbir şeyin tadı yok Keyfin kaçar, üzgünsündür Beklide kısık bir gülümseme Sıcak bir kahve yudumlarken Kurulursun koltuğa Tamda her şey rahat, kendine gelirsin O an bir ses duyarsın İrkilirsin yerinden Dizin sehpaya çarpar Sıcak kahve dökülür Üzülürsün, neşen kaçar Anlarsın ki kapının zili çalıyor Kapıya koşarsın Bakarsın ki dost gelir Fark etmediniz galiba Dostluk tadında bir şey söylemek istediğim O kâbus akşamı biter Her şey birden düzelir Hüzünler kaybolur Neşen yerine gelir Dostun sana yüreğini getirir Sımsıcak sarılırsın Yoksa eğer darılırsın Sıcak kahve yudumlarken Her yudumda gülümseme Her yudumda sohbet Ve her yudumda hasret tüter Dost gelir mi bir gün ansam Dost gelir mi ben ki yansam Dostluk tadında bir şey Ah birde sen inansan Dostluk tadında bir şey Anlatmak istediğim Dostluk adında bir şey Her zaman söylediğim Dostluk beklide ağır Dosta yüreğim durur Tatlı bir tebessüm için Gönül borcum olur Dosta sevgim inancım var Dünyaya da hıncım var Ama dostuma yok Dosta gönül bağım var Yüreğimde ahım var Yıllardır dilime dolaşır Dostluk tadında bir şey Yüreğimde dostluk karargâhım var ERGÜL YILMAZ YAZAR- ŞAİR |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |