• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/kitapkonagi
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905334645270
Okuyalım, Okutalım
Takvim
Site Haritası
Murat Şaşzade
İstiklâl'de Bir Serencam
11/06/2016


Uyanır uyanmaz çalışma odama geçtim. Kafamın içinde bir ses E-postalarını kontrol et diyordu. Buna uyarak gelen postalarıma baktım. İçlerinden bir tanesi dikkatimi çekti. 04.00’de gelmişti. 

“Gömlekçiye gel.”

Bu da nereden çıktı dedim kendi kendime. Saate baktım, 18.00’e geliyordu. Normalde bu saatlerde hiç uyumazdım. Ama dün gece büroda işler çok uzadığı için çok geç yatmıştım. Ağzıma bir lokma bile koymadan giyinmeye koyuldum. Bir siyah pantolon üstüne giydiğim siyah gömlek ve altına giydiğim siyah ayakkabılarla kendimi dışarıda buldum. Taksime giden otobüslerden birine bindim. Yolda hep beni yetiştiren iki ustamı düşündüm. Mesajı çözmüştüm. Yok, canım herhalde buluşmaya onlar gelmez. Kafamın içinde binlerce olasılığı düşünürken otobüsten nasıl indiğimi bile fark etmedim. Aylar olmuştu İstiklâl’e adım atmayalı, tramvayın sesini bile özlediğimi fark ettim.

Gömlekçinin önüne geldiğimde vitrine bir de baktım ki ışıklar sönük ve içerisi karanlıktı. Kapının önünde kararlı bir şekilde bekledim. Saniyeler geçti ki vitrin lambası üç kez yandı ve söndü. Hemen ardından kapı otomatik olarak açıldı. İçeri girdim, karşımda eski bir dostu gördüm. Boynunda mor fuları vardı. “Selam.”

“Merhaba.”

“Bize katılmaz mısın?”

“Olabilir, ne teklif edeceğinize bağlı.”

“Gel, dostum. Masamızı şereflendir.”

Üstadı takip ettim. Masada üç kişi vardı ve ikisinin arkası dönüktü. Enselerinden kim olduğunu tanımıştım. Yüzlerini bile görmek istemediğim iki eski ustam gelmişti. İçlerinden gözlüklü olan dönüp ağzı kulaklarına varan sahte bir gülümsemeyle “Vay, Doğuş, nerdesinnn?” dedi. Hep böyle zevzekçe sorular sorardı. Balmumu gibi bir yüz ifadesiyle “Hiçbir yerdeyim,” diye cevap verdim. Kel olan diğeri de ayağa kalktı ve boynuma sarılıp yanaklarımdan öptü. “Doğuşçum, niye beni aramıyorsun. Yoksa kırgın mısın?” dedi.

“Su gibi olan kırılmaz,” diye cevap verdim.

Mor fularlı üstat da yerine oturdu ve bana bir tabure gösterdiler.  

“Seninle konuşmak istiyoruz,” dedi üstat emreder bir ses tonuyla. 

Eski günlerin hatırına oturdum. 

Ergun Abi, her zamanki cıvıklığıyla, “Ne o. Adam oldun da masamıza oturmak için davetiye mi bekliyorsun!” dedi.

Hiç istifimi bile bozmadın.

Ertan Abi ise pişkin bir tavırla gülümsedi. “Doğuşçum, neydi o eski günler. Hep seninle oturup beyin fırtınası yapardık.”

“Adı üstünde ya. Eskide kaldı.”

Üçü de bana pis pis bakıp sırıtırken, öfkeme hâkim olmaya çalıştığım bir anda demir gibi bir el boynumu kavradı. Sivrisine ısırığına benzer bir yanma duydum, bambaşka bir âleme geçmiştim. “Burası neresiydi?” diye düşündüm. Gömlekçi olmadığı kesindi. Her iki yanında meşalelerin yandığı uzun ince bir koridordaydım. İçimden bir ses ‘Yürü’ deyince, hiç düşünmeden adımlarımı atmaya başladım. Koridorun sonunda ne olduğunu merak ediyordum. Adım adım ilerleyip sonuna geldiğimde büyük ve aydınlık bir salona çıktım. Karşımda bir postta oturmuş muhterem bir zat gördüm. Üzerinde sadece siyah bir kazak ve siyah pantolon vardı. Saygılı bir şekilde önüne gelerek durdum ve başımı hafifçe öne eğdim. 

“Hoş geldin Doğuşum, otur şöyle karşıma.”

“İsmimi nereden biliyorsunuz?”

“Adını kulağıma fısıldamışlardı.”

Artık her şeyin mümkün olabileceğinin farkında olduğum bir düzeye eriştiğimden ısrarcı olmadım ve yere çöküp bağdaş kurdum.

“Merak ettiğin soruyu sor.”

“Gömlekçiden huzurunuza nasıl geldim.”

“Anın dışına çıkıp geçmişe yol alırken yanlış adamları hatırladın gene. Sana son anda elimizi uzattık. Doğuşum, sen de sana uzatılan eli tutmak istediğin için buraya geldin.”

“Peki, burada ne yapacaksın?”

“Burada, kapıdan çıktıktan sonra bir daha geçmiş hayatına sızan karanlık ağın adamlarını düşünmeyeceksin. Onları zihin mezarlarına gömüp yok edeceksin.”
“Bunu nasıl başaracağım?”

“Sana kısa bir program yüklemesi yapacağız, Doğuşum.”

“Hemen mi?”

“Evet.”

Başımı salladım.

Muhterem zatın işaretiyle iki kişi geldi. Beni alıp bir koltuğa oturttular. EEG cihazına benzer bir cihazın bazı elektrotlarını başıma ve diğer elektrotlarını da bilgisayara bağladılar. 

“Efendim, veri transferine hazır.”

Gözlerimi kapadım. Bir süre sonra gözlerimin önünden çok hızlı datalar ve imgeler geçmeye başladı. Ne olduklarını anlamayacağım kadar hızlı aktıkları için ürperdim. Ama muhterem zata olan itimadımdan dolayı kendimi teslim ettim. Bir süre sonra gözlerimin önünden geçen hiçbir şey kalmayınca, işlemin bittiğini anladım. Gözlerimi açtığımda, muhterem zat omzumu sıvazlıyordu. 

“İyi misin?”

“İyiyim ama başımda bir ağırlık var.”

Muhterem zat, “Olur, böyle şeylerde normaldir,” diye gülümsedi. “Çok hızlı gidiyordun, geçmişinde haksızlık olduğu zannettiğin şeyleri düzeltmen için.”

Başımı sallayarak karşılık verdim. 

“Şimdi bitirdin mi o karanlık dünyadaki tiplerle işini?”

Zihnimi zorlayarak düşünmeye çalıştım. Gözlerimin önünde bir hayal belirdi. Issız bir çöle benzer bir arazide iki tane mezar taşı gördüm. Görebilmek için iyice yaklaştım. Taşlardan birinde Ergun, diğerinde Ertan yazıyordu. Okuduktan sonra hayal yok oldu. Muhterem zat, gözlerini yüzüme dikmişti. Dayanılmaz bir manyetik güç hissettim ona bakarken. O hiçbir şey sormadan cevap verdim.

“Oyun bitti.”

“Güle güle evlat. Yolun açık olsun.”

Ayağa kalktığımda her şey yok oldu ve kendimi gömlekçide masada otururken buldum. Masada hiç kimse yoktu ve ortalıkta yeller esiyordu. Kendimi tüy gibi hafiflemiş hissederek dükkândan dışarı attım ve insan selinin arasına karışarak meçhule güvenle yürüdüm.


1368 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Küçük Tuhaflıklar - 13/07/2020
Küçük Tuhaflıklar
Medresede Hediye - 18/11/2016
Medresede Hediye
Karar Tebliği - 06/10/2016
Dışarıdan içeri süzülen aydınlık gözlerini kamaştırsa da beni kendine çekti ve arkama bakmadan hızla yürüdüm.
Zihnimi Kemiren Soru - 24/05/2016
Üzerimdeki kırmızı yeleğe her baktığımda, içimde tarifi mümkün olmayan bir aşk duygusu hissettim.
Görev Tebliği - 13/05/2016
Görev Tebliği
Kartal Kitabevi - 05/05/2016
Çınar, bir girdabın içinde buldu kendini döne döne sürükleniyordu, ortada ne kitapçı ne de Bay Kaşkol vardı. Terliyordu ve haykırdı.” Hakikat, hakikat, hakikat.”
Küllerinden Doğan Çırak - 27/04/2016
Küllerinden Doğan Çırak
Fikir Konağı
Abdullah Küçük
Ev Hapsi Günlerinden

Ali Haydar Koyun
Rakamlarda büyük, güç de zayıf olan topluluk

Derya Kadıoğlu
Yalvaç'ın İnsanları

Fırat Han Koçak
Dünyayı Sömüren Küresel Çeteler - 4

Hanife Mert
Eylül ve Hüzün

Zehra Gaylan Yüksekkaya
"Sahi, Neydi Bayram?"

Abdullatif Acar
Umut Adına Martı Olmak

Afşin Selim
Kitapla Diriliş

Ahmet Aytaç
Yazmak kolaydır, Okutturmak büyük marifet ister...

Altun Özmeşe
Kalpteki Kor Parçası

Aslı Ersoy
Zıtlıkların Öğretisi*

Aynur Hazar
Nice Ömürler Eskir Yaşamanın Teninde

Ayşen Kurban
Eksiğim

Aytekin Duran
Görmek ve Duymak Nasıl Bir Duygudur...

Beyhan Uygur
Şekerci Dede ve Tonton Eşi

Burak Kılıçaslan
Burak Kılıçaslan: Emin Demir ile "Ferman" Üzerine Bir Söyleşi

Çağrı Cebeci
Çağrı Cebeci: Yaşlılık

Dilruba Başak
Her Şey Sevince Güzel

Diyanet İşleri Başkanlığı
Öfkeye Hakim Olmak

Engin Dinç
Dil Belası

Ergül Yılmaz
Bir Demet Şiir

Gamze Karadağ
Kayahan Demir: Gaipten Sesler

Gamze Parlak
İnsanlık Nereye Gidiyor

Gözde Karadağ
Gözde Karadağ: Hakan Yusuf Yılmaz - Alpagut Budun 1 Beklenmedik Keşif

Gülhan Teke Genç
Evrildik (mi?)

Hatice Yatkın Yetişen
Adımı Unutma (İmza: Kadın) / Kitap Yorumu

Havva Yaşar
Tefekkür Üzerine Hasbihal

Hayrettin Gönül
Zaferimiz Daha Bir Yaşında!

İbrahim Ethem Gören
Bir Burak bekleniyor!

İlhan Özgür
Türk Eri

Kaşif Meriçli
Kaşif Meriçli: Little Fugitive

Mahmut Ferhat Alptekin
Demokratik Sol

Mecbure İnal Vela
Çizdim, oynamıyorum!

Mehmet Aydın
Ömer Faruk Kaya: Sus ve Bana Aşkı Anlat

Merve Güney
Güneşin Kızı Biterken

Meryem Seyda Parlak
Psikoloji’ye (Ruh Bilimine) Olan İhtiyaç

Muharrem Dere
Doğu, Batı. Dost, Düşman! Kime Göre?

Murat Ginlik
Kısacık ve Çok Uzun Bir Hikâye

Murat Şaşzade
Küçük Tuhaflıklar

Mustafa Gündoğdu
Ölüm Var...

Nagihan Örsel
Sadece SEN!

Nazan Arısoy
Yağmur'un Aşka Teslim Oluşu

Necati Dilek
Uğruna Şiirler Yazılan Kadın

Necdet Bayraktaroğlu
Büyük Türk Devlet Adamı Timurhan'ın Hayatı, Vasiyeti ve Yasası olan Tüzükat-ı Timur

Nermin Güday Kaçar
Asker Yolu Beklerim

Nurcan Dağ
Yalancı Pollyanna Kitap İncelemesi

Nurhan Işkın
Dedemin Saati

Nurittin Günay
Babamın Jübilesi

Özlem Akşit
Selamlaşma Geleneğinin Toplum ve Gençliğimiz İçin Anlam ve Önemi

Pakize Şeyma Kandemir
Salgının Yeni Yazarları 1

Selahattin Doğan
İyilikde İnatlaşmak

Şükran Pınarcan
Duran Çetin Cüneyt kitabı yorumu

Turan Yalçın
Çay Felsefesi

Yasemin Ilgın
Yasemin Ilgın: Hayallerim

Zeynep Didem Gezgin
Merhamet