• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/kitapkonagi
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905334645270
Okuyalım, Okutalım
Takvim
Site Haritası
Ali Haydar Koyun
Görülmeyen Duyulmayan ve Anlaşılmayan Ben Kimim?
06/12/2016
 

Sözün Özü
 
Bugün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü.
 
1994 yılından 2015 yılına kadar tam 21 yıl süresince engelsiz bir dünya, engelsiz bir Türkiye ve engelsiz bir Malatya yaratılması amacıyla engelli haklarıyla ilgili vermiş olduğum/uz örgütlü mücadeleden sonra ilk defa bireysel olarak Dünya Engelliler Gününü karşılıyoru(z)m. 
 
Yıllardır vermiş olduğum/uz örgütlü mücadeleden sonra bireysel mücadele vermeye başlamak elbette benim ve benimle olan mücadele arkadaşlarım için kolay olmadı ve olmayacakta.
 
Kendi ellerimle kurmuş olduğum ve yıllarca en büyük sıkıntılara rağmen onu bir fidan gibi yeşertmek için gecemizi gündüzümüze katıp emek vererek başta ilimizde olmak üzere Türkiye genelinde tanınan bir marka isim haline getirdiğimiz dernek çatısı altında verdiğimiz mücadeleyi anlatmama ve tekrar etmeme gerek yok. Bu mücadelemizi tüm kamuoyu yakından biliyor. 
 
Engelsiz bir dünya, engelsiz bir Türkiye ve engelsiz bir Malatya yaratılması amacıyla dernek olarak yapmak istediğim onlarca projelerimi hayata geçirememenin üzüntüsünü yaşamıyor değilim. Üzüntülü olduğum anlarda daha çok düşündüğüm bir konu var. 
 
21 yıl süresince vermiş olduğum/uz mücadele ne içindi? 
 
Bu soruya verilecek birçok yanıt olabilir mutlaka. Ancak bu sorunun kısa, sade ve öz bir yanıtı var. 
 
21 yıl süresince vermiş olduğum/uz mücadeleyi her türlü engellerden arındırılmış, engelliliğin olmadığı, engelli sorunlarının yaşanmadığı, engelsiz bir dünya, engelsiz bir Türkiye ve engelsiz bir Malatya yaratılması için verdik.
 
Peki, bunun olmasını sadece ben mi, benimle beraber birkaç mücadele arkadaşım mı çok istiyordu? Yoksa yetkili yetkisiz, duyarlı duyarsız, engelli engelsiz her insanda bizim gibi mi istiyordu?
 
Yetkilisinin yetkisizinin, engellinin engelsizinin ve duyarlının duyarsızının sözlerine bakılacak olursa herkes benim gibi, bizim gibi düşünüyor ve istiyor. 
 
İnanmayanlar bugün ülke genelinde Dünya Engelliler Günü nedeniyle gerek kamu gerekse de engelli dernekleri tarafından yapılacak olan etkinliklerle ilgili haberleri izleyerek konuşmaları dinleyebilir.  
 
Bizim gibi düşünüp bizim gibi aynı şeyleri istiyorlar da acaba bu uygulamalarda da böyle mi?
 
Engelsiz bir dünya, engelsiz bir Türkiye ve engelsiz bir Malatya yaratılması nasıl olur ve bunun için ne yapılması gerekiyor. Bunun gerçekleşmesi maalesef sözlerle ve konuşmalarla olmuyor. 
 
Sözlerle uygulamaların aynı olup olmadığına gelin beraber bakalım isterseniz. 
 
Evet, bugün Dünya Engelliler Günü, 364 gün evden çıkamadığım gibi ben yine bugün evimden çıkamıyorum.
 
Evet, bugün Dünya Engelliler Günü, 364 gün olduğu gibi ben yine kaldırımlara çıkıp inemiyor ve trafik araçlarının arasında can güvenliğimi tehlikeye atarak gitmeye mahkûm ediliyorum.
 
Evet, bugün Dünya Engelliler Günü, 364 gün olduğu gibi ben yine resmi ve özel toplu taşıma araçlarını sağlıklı kullanamıyor ve şehirlerarası yolculuk yapamıyorum.
 
Evet, bugün Dünya Engelliler Günü, 364 gün olduğu gibi ben yine eğitim kurumlarına girip çıkamıyor ve eğitim hayatıma devam edemiyorum. 
 
Evet, bugün Dünya Engelliler Günü, 364 gün olduğu gibi ben yine arkadaşlarımla, dostlarımla ya da ailemle sinema salonlarına gidip vizyondaki sevdiğim filmleri izleyemiyorum. 
 
Evet, bugün Dünya Engelliler Günü, 364 gün olduğu gibi yine kıyafetlerimi almak için mağazalara girip kendi zevkime göre seçip alamıyorum. Bir başkasının tercihine ve zevkine mahkûm ediliyorum.
 
Evet, bugün Dünya Engelliler Günü, 364 gün olduğu gibi ben yine acıktığımda istediğim lokantaya girip doyasıya yemeğimi yiyemiyor ve tuvaletim gelmesin diye su ve çay içemiyorum.
 
Evet, bugün Dünya Engelliler Günü, 364 gün olduğu gibi ben yine tuvaletimi yapabilmek için sabah çıktığım evime altıma kaçırmadan biran önce dönebilmek için can atıyorum.
 
Evet, bugün Dünya Engelliler Günü, 364 gün olduğu gibi görülmeyen, duyulmayan “ben” bugün görüleceğim ve duyulacağım. 
 
Evet, bugün Dünya Engelliler Günü, 21. Yüzyılın dünyasında, bilgi ve uzay çağında olmamıza rağmen her konuyu bilen ve ahkâm kesen yetkililerin genelinin gören gözleri bizlere gelince görmez olur, duyan kulakları duymaz olur. 
 
Evet, bugün Dünya Engelliler Günü, 364 gün içerisinde hiç beslenmeyen, eğlenmeyen, gezmeyen, altına eden, yaşamayan, kısacası canlı bir insan olmayan “ben” bugün geziyor, eğleniyor, besleniyor ve yaşıyor olacağım.
 
Beni görmeyen, duymayan ve varlığımdan dahi haberi olmayanlar bugün Dünya Engelliler Günü nedeniyle benim haberim olmadan “benden” bahsedecekler. Benim adıma bizim adımıza yine engelsizler konuşacaklar. Bugün biz olmadan bizim adımıza herkes konuşacaktır. Sorunlara getirilmeyen çözümler bugün getirilmiş olacaktır. Sorunu yaşanlar olarak bizlerin ne hikmetse görmediği çözümler anlatılacaktır. 
 
Ne diyelim varsın konuşsunlar, varsın anlatsınlar. 364 gün yaptıkları konuşma yetmemiş bari bu bir günüde konuşsunlar. Bu bir günde ben konuşsam ne olacak, konuşmasam ne olacak. Nasıl olsa sesimize kulaklar tıkandıktan sonra, gören gözler görmez olduktan sonra.
 
Sahi görülmeyen, duyulmayan ve anlaşılmayan ben “kimim?” 
 
Sözün özü olarak, bir yıl önce 3 Aralık 2015 tarihinde bu köşede yazmış olduğum yukarıdaki yazıyı aradan geçen bir yıllık süreden sonra seçilmiş veya atanmış yetkili yetkisiz insanların zihniyetinde engellilerle ilgili ve engelli sorunlarına yönelik çözüm üretmeyle ilgili herhangi bir değişiklik olmadığı için bugün tekrar yayınlamak istedim. Bu gidişle zihinlerde olumlu yönde bir değişiklik olacağını da tahmin etmiyorum. Bu nedenle görülmeye ve duyulmaya başlanacağım ve benim “kim” olduğum bulunana kadar da bu yazıyı daha çok yayınlayacağım… 
 
Ali Haydar Koyun
Engelli Aktivist
E-Posta: alihaydarkoyun@hotmail.com
https://twitter.com/alihaydarkoyun


1086 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Rakamlarda büyük, güç de zayıf olan topluluk - 11/01/2022
Rakamlarda büyük, güç de zayıf olan topluluk
İyilik yapmak isterlerken kötülük yapıyorlar - 09/11/2021
İyilik yapmak isterlerken kötülük yapıyorlar
Bir insan lokantaya neden gider? - 10/09/2021
Bir insan lokantaya neden gider?
İşgüzar Görevlilerin Yaptıkları Hatalar - 28/08/2021
İşgüzar Görevlilerin Yaptıkları Hatalar
Teşhir etmek mi gerekiyordu? - 14/08/2021
Teşhir etmek mi gerekiyordu?
Kernek’e çözüm, engelliye gelince sürün! - 30/07/2021
Kernek’e çözüm, engelliye gelince sürün!
Belge tamam, peki ya ceza? - 21/06/2021
Belge tamam, peki ya ceza?
Orkestrada Es Geçilen Erişilebilirlik Enstrümanı - 31/05/2021
Orkestrada Es Geçilen Erişilebilirlik Enstrümanı
“Can’ım tenimden ayrıldı…” - 21/05/2021
“Can’ım tenimden ayrıldı…”
 Devamı
Fikir Konağı
Abdullah Küçük
Ev Hapsi Günlerinden

Ali Haydar Koyun
Rakamlarda büyük, güç de zayıf olan topluluk

Derya Kadıoğlu
Yalvaç'ın İnsanları

Fırat Han Koçak
Dünyayı Sömüren Küresel Çeteler - 4

Hanife Mert
Eylül ve Hüzün

Zehra Gaylan Yüksekkaya
"Sahi, Neydi Bayram?"

Abdullatif Acar
Umut Adına Martı Olmak

Afşin Selim
Kitapla Diriliş

Ahmet Aytaç
Yazmak kolaydır, Okutturmak büyük marifet ister...

Altun Özmeşe
Kalpteki Kor Parçası

Aslı Ersoy
Zıtlıkların Öğretisi*

Aynur Hazar
Nice Ömürler Eskir Yaşamanın Teninde

Ayşen Kurban
Eksiğim

Aytekin Duran
Görmek ve Duymak Nasıl Bir Duygudur...

Beyhan Uygur
Şekerci Dede ve Tonton Eşi

Burak Kılıçaslan
Burak Kılıçaslan: Emin Demir ile "Ferman" Üzerine Bir Söyleşi

Çağrı Cebeci
Çağrı Cebeci: Yaşlılık

Dilruba Başak
Her Şey Sevince Güzel

Diyanet İşleri Başkanlığı
Öfkeye Hakim Olmak

Engin Dinç
Dil Belası

Ergül Yılmaz
Bir Demet Şiir

Gamze Karadağ
Kayahan Demir: Gaipten Sesler

Gamze Parlak
İnsanlık Nereye Gidiyor

Gözde Karadağ
Gözde Karadağ: Hakan Yusuf Yılmaz - Alpagut Budun 1 Beklenmedik Keşif

Gülhan Teke Genç
Evrildik (mi?)

Hatice Yatkın Yetişen
Adımı Unutma (İmza: Kadın) / Kitap Yorumu

Havva Yaşar
Tefekkür Üzerine Hasbihal

Hayrettin Gönül
Zaferimiz Daha Bir Yaşında!

İbrahim Ethem Gören
Bir Burak bekleniyor!

İlhan Özgür
Türk Eri

Kaşif Meriçli
Kaşif Meriçli: Little Fugitive

Mahmut Ferhat Alptekin
Demokratik Sol

Mecbure İnal Vela
Çizdim, oynamıyorum!

Mehmet Aydın
Ömer Faruk Kaya: Sus ve Bana Aşkı Anlat

Merve Güney
Güneşin Kızı Biterken

Meryem Seyda Parlak
Psikoloji’ye (Ruh Bilimine) Olan İhtiyaç

Muharrem Dere
Doğu, Batı. Dost, Düşman! Kime Göre?

Murat Ginlik
Kısacık ve Çok Uzun Bir Hikâye

Murat Şaşzade
Küçük Tuhaflıklar

Mustafa Gündoğdu
Ölüm Var...

Nagihan Örsel
Sadece SEN!

Nazan Arısoy
Yağmur'un Aşka Teslim Oluşu

Necati Dilek
Uğruna Şiirler Yazılan Kadın

Necdet Bayraktaroğlu
Büyük Türk Devlet Adamı Timurhan'ın Hayatı, Vasiyeti ve Yasası olan Tüzükat-ı Timur

Nermin Güday Kaçar
Asker Yolu Beklerim

Nurcan Dağ
Yalancı Pollyanna Kitap İncelemesi

Nurhan Işkın
Dedemin Saati

Nurittin Günay
Babamın Jübilesi

Özlem Akşit
Selamlaşma Geleneğinin Toplum ve Gençliğimiz İçin Anlam ve Önemi

Pakize Şeyma Kandemir
Salgının Yeni Yazarları 1

Selahattin Doğan
İyilikde İnatlaşmak

Şükran Pınarcan
Duran Çetin Cüneyt kitabı yorumu

Turan Yalçın
Çay Felsefesi

Yasemin Ilgın
Yasemin Ilgın: Hayallerim

Zeynep Didem Gezgin
Merhamet