• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/kitapkonagi
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905334645270
Okuyalım, Okutalım
Takvim
Site Haritası
Abdullah Küçük
abdullah.kucuk@hotmail.com.tr
Yazar mı? Yazan mı?
22/01/2021

Bana da söyleşilerde, sohbetlerde sıkça sorarlar, “Kendinize YAZAR oldum diyor musunuz?”

Haşa, SÜMME HAŞA. Yani, öyle olmasına imkân, olanak yok (ikisi bir arada pekiştirici oluyor), Allah göstermesin, benden uzak olsun!

Bir dergide okumuştum; “...‘aydın’ olmayan ama bir şeyler yazdıkları için kendilerine -her nasılsa- ‘yazar’ denilen yurttaşlar o kadar çoğaldı ki artık böyle bir ayrım yapmanın zamanı geldi,” yazısını.

Yayınevlerinin her birine günde on adet roman metni gönderildiğini düşünün. 2017’de İletişim Yayınlarının Ankara bürosuna çıktısı alınmış halde her gün 14 adet metin bırakıldığını okumuştum. Düşünün, ayda kaç dosya eder.

Matematiğe vursak, mesela bir yayınevine günde 10 dosya gitse, ayda 300 dosya eder, elli yayınevine bir ayda 15 Bin dosya. İnsana çok abartılı geliyor. Hadi bir ayda tüm yayınevlerine 6 Bin dosya gitsin.

YAZAR olmuş olanları da ilave edersek, hak vermemek elde değil, o ‘yazar denilen yurttaşlar’ yazısına.

TÜİK verilerine göre ülkemizde 2019 yılında 61 bin 512 kitap yayınlanmış. Bir araştırmaya göre 2012 yılında ülkemizde 1811 adet yayınevi var ve aynı araştırmaya göre kişi başına yaklaşık 8 kitap düşüyor, daha ilginci insanlar kitap okuma eylemine günde sadece 7 dakika ayırıyorlarmış.

Bir yazarımızın dediği gibi “Roman yazanlar, okuyanlardan çok daha fazla! Eğer bir ülkede yazanlar okuyanları geçmişse bir sorun var demektir.”

Ben ‘roman okumanın’ yazmaktan daha zor olduğunu düşünenlerdenim. Kast ettiğim şey, bir ayda şu kadar roman, şu kadar sayfa okudum değildir. İnsanlar okuduğu kitaplarla değil, duyarlılık, sorgulama, yorumlama ve muhakeme gücü ile değerlendirilir. İyi bir roman okuyucusu olayları birbirine bağlamakta diğer insanlara göre daha yetenekli olur, insanları daha iyi çözümler, toplumsal duyarlılığı gelişir ve tarihsel bilinci ile olaylara geniş perspektiften bakar.

Bir yazarımız şu tespitte bulunmuş.

“Bir insan zaman-mekân ilişkilerini daha farklı planlarda kurgulayabiliyor, bir olayı çok daha farklı yönüyle görebiliyorsa o bir roman okuyucusudur.”

En başta yazdığım, o bir dergide okuduğumu söylediğim yazının devamı şöyleydi:

“Gerçekten, Türkiye’de sadece yazmakta ısrar ettikleri için, sadece kitaplar yayımladıkları için kendilerine şair, hikâyeci, romancı, yazar denen o kadar çok insan var ki... Sonuç belli.”

‘Sonuç belli’ denilerek kalitesizliğe vurgu yapılıyor. Eyvallah. İtiraz edemem, doğruya doğru, zaman zaman herhangi bir yayınevinin, ‘bunu nasıl yayımlar’ dediğim kitapları oluyor.

Ama olsun, kime ne zararı var, okuyan okur, okumayan -babamın deyimiyle- işine bakar. Kafama takılan, ‘yazmakta ısrar ettikleri için’ ifadesi. Ne güzel işte, şikâyet edip duruluyordu yıllardır, ‘okuma-yazma oranımız düşük, cahil toplumuz’ falan diye... İyi ya da kötü, doğru ya da yanlış, bırakın insanlar yazsınlar, kötü yazsınlar, iyi yazsınlar, yazdıklarını okutsunlar, yazmaya heves etsinler, paralarını buna harcasınlar, bir takım ajanların oyunlarına gelip galeyana kalkışacaklarına…

Hem istihdam, istihdam deyip duruyordunuz, kaç kişi ekmek yiyip duruyor bu sektörden biliyor musunuz? Köşe bucak bekleyen kötü insanlarla muhatap olacaklarına, yazsın dursunlar, size ne! Alan razı veren razı.

Hem o parayla bastırılan kitapların içinden öyle eserler çıkıyor ki, o ‘YAZAR’lar okusa, yazdıklarından utanabilirler. Büyük şairimiz Bedri R. Eyüboğlu’nun, “Ne zaman bir köy türküsü duysam, şairliğimden utanırım‘ dediği gibi...

Mühim olan, edebiyatı ‘tarafı olunan ideolojinin’ emrine vermemektir. Edebiyat estetiğin emrinde olmalı, öyle olursa değer bulur diye düşünenlerdenim.

Ama olur mu, efendileri kim okuyacak?

Demek istiyorlar ki, oturun oturduğunuz yerde, biz yazalım siz okuyun! Ne haddinize yazmak!

Sancı belli; gerçek yazarlarla, kendi imkânlarıyla kitap bastıranların farkının zamanla ortadan kalkacağını düşünmeleri.

Kolayı var, biri bir zaman demişti, ‘aydın yazar, aydın olmayan yazar’ farkını koyarsınız olay biter. Münevver yazar demeyeceğinize göre, ‘aydın yazarlara’ YAZAR, parayı bastırıp kitap yayımlatan, boş yere kâğıt tüketiyorlar dediklerinize YAZAN dersiniz. Bu kadar basit!

Bu da böyle…



517 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Ev Hapsi Günlerinden - 02/09/2021
Salgının kısıtladığı günlerde...
Kitap Korkusu - 18/06/2021
Kitap korkusu öyle azımsanacak bir korku değildir...
Sanatçıya Nasıl Bakılmalı - 25/05/2021
Necip Fazıl Kısakürek Anısına
Ne Söylediğin Değil, Nasıl Söylediğin Önemlidir - 11/05/2021
Hayırlı bayramlar...
Romancılar İçin Tarih Bilgisi Şart Mıdır? - 09/04/2021
Tarih bilgisi ve nesnellik
Kabullendiğimiz Fikirler Kendimize mi Aitler? - 12/03/2021
Otobüste Unutulan Dergi
Şaşmak Şaşakalmak - 10/02/2021
Şaşırmak-şaşırmamak, şaşmak-şaşmamaktan başka bir şeydir.
Memleket Hikâyeleri - 30/12/2020
Refik Halit Karay
Stephen King - 15/12/2020
Kabuslar Pazarı
 Devamı
Fikir Konağı
Abdullah Küçük
Ev Hapsi Günlerinden

Ali Haydar Koyun
Rakamlarda büyük, güç de zayıf olan topluluk

Derya Kadıoğlu
Yalvaç'ın İnsanları

Fırat Han Koçak
Dünyayı Sömüren Küresel Çeteler - 4

Hanife Mert
Eylül ve Hüzün

Zehra Gaylan Yüksekkaya
"Sahi, Neydi Bayram?"

Abdullatif Acar
Umut Adına Martı Olmak

Afşin Selim
Kitapla Diriliş

Ahmet Aytaç
Yazmak kolaydır, Okutturmak büyük marifet ister...

Altun Özmeşe
Kalpteki Kor Parçası

Aslı Ersoy
Zıtlıkların Öğretisi*

Aynur Hazar
Nice Ömürler Eskir Yaşamanın Teninde

Ayşen Kurban
Eksiğim

Aytekin Duran
Görmek ve Duymak Nasıl Bir Duygudur...

Beyhan Uygur
Şekerci Dede ve Tonton Eşi

Burak Kılıçaslan
Burak Kılıçaslan: Emin Demir ile "Ferman" Üzerine Bir Söyleşi

Çağrı Cebeci
Çağrı Cebeci: Yaşlılık

Dilruba Başak
Her Şey Sevince Güzel

Diyanet İşleri Başkanlığı
Öfkeye Hakim Olmak

Engin Dinç
Dil Belası

Ergül Yılmaz
Bir Demet Şiir

Gamze Karadağ
Kayahan Demir: Gaipten Sesler

Gamze Parlak
İnsanlık Nereye Gidiyor

Gözde Karadağ
Gözde Karadağ: Hakan Yusuf Yılmaz - Alpagut Budun 1 Beklenmedik Keşif

Gülhan Teke Genç
Evrildik (mi?)

Hatice Yatkın Yetişen
Adımı Unutma (İmza: Kadın) / Kitap Yorumu

Havva Yaşar
Tefekkür Üzerine Hasbihal

Hayrettin Gönül
Zaferimiz Daha Bir Yaşında!

İbrahim Ethem Gören
Bir Burak bekleniyor!

İlhan Özgür
Türk Eri

Kaşif Meriçli
Kaşif Meriçli: Little Fugitive

Mahmut Ferhat Alptekin
Demokratik Sol

Mecbure İnal Vela
Çizdim, oynamıyorum!

Mehmet Aydın
Ömer Faruk Kaya: Sus ve Bana Aşkı Anlat

Merve Güney
Güneşin Kızı Biterken

Meryem Seyda Parlak
Psikoloji’ye (Ruh Bilimine) Olan İhtiyaç

Muharrem Dere
Doğu, Batı. Dost, Düşman! Kime Göre?

Murat Ginlik
Kısacık ve Çok Uzun Bir Hikâye

Murat Şaşzade
Küçük Tuhaflıklar

Mustafa Gündoğdu
Ölüm Var...

Nagihan Örsel
Sadece SEN!

Nazan Arısoy
Yağmur'un Aşka Teslim Oluşu

Necati Dilek
Uğruna Şiirler Yazılan Kadın

Necdet Bayraktaroğlu
Büyük Türk Devlet Adamı Timurhan'ın Hayatı, Vasiyeti ve Yasası olan Tüzükat-ı Timur

Nermin Güday Kaçar
Asker Yolu Beklerim

Nurcan Dağ
Yalancı Pollyanna Kitap İncelemesi

Nurhan Işkın
Dedemin Saati

Nurittin Günay
Babamın Jübilesi

Özlem Akşit
Selamlaşma Geleneğinin Toplum ve Gençliğimiz İçin Anlam ve Önemi

Pakize Şeyma Kandemir
Salgının Yeni Yazarları 1

Selahattin Doğan
İyilikde İnatlaşmak

Şükran Pınarcan
Duran Çetin Cüneyt kitabı yorumu

Turan Yalçın
Çay Felsefesi

Yasemin Ilgın
Yasemin Ilgın: Hayallerim

Zeynep Didem Gezgin
Merhamet