Turan Yalçın
Dar Ufuklara Hapsolmayan Oğlum
30/07/2016 Sevgili oğlum, Bugün ülkemizin insanlarına baktığımız zaman büyük çoğunluğunun dünyalarının genelde dar kalıplara hapsolduğunu, ailesi ve yaşadığı kasaba dışına pek çıkamadığını görüyoruz. Zamanlarını kitap okumak ve güzel şeyler anlatanlar yerine dedikodu edenler ile harcamalarının bunda büyük rolü olduğunu görmek için de iyi bir gözlem yapmak yeterli oluyor. Babası kahvehanede, annesi gün ve arkadaş sohbetinde olan bir insan her ne kadar kendini bu atmosferden uzak tutsa da gene de az veya çok kendi iradesi oranında anne ve babasının etkisinde kaldığı belli oluyor. Benim gözlemlediğim çok az insan, anne ve babalarından çok daha güzel mesleklere sahip olsalar da kişilik olarak anne ve babalarından daha gelişmiş şahsiyete nadiren sahip olabiliyorlar. Bunlardan bir tanesinin de sen olduğunun farkına varmak bana büyük mutluluk verdi. Sevgili oğlum, Yaşadığım zaman boyunca, insanların kitap okumadıkları için dedikodulara daldıklarını, dedikodu yapmalarına rağmen yaptıklarının dedikodu olduğunu kabul etmediklerine ve zamanla bu alışkanlıklarını da çocuklarına yansıttıklarını, anne baba ve çok zamanda dedelerinin zamanla sevdikleri şeyleri ve insanları sevdiklerini, sevmediklerini de sevmediklerini gördüm. Bu da onların ilerlemesini değil yerinde kişilik olarak saymalarına sebep oluyor. O yüzden atalarımızın “ Yerinde sayanlar, yürüyenlerden daha çok ses çıkarır” demeleri de boşuna değil. Sen hep ilerlediğin için yaptıkların sessiz ve derinden oluyor. Bunları sana yazdığım gibi çevremde de insanlara anlatmak istiyorum ama hiç kimse duymak istemeyen kadar sağır, görmek istemeyen kadar kör olamıyor. Sevgili oğlum, Manevi ve düşünce dünyamızı genişletmek için bolca kitap okumak, kitap bulamayınca da insanların davranışlarına kızmadan onları da kitap gibi okumak bizim manevi ve düşünce dünyamızı genişletir. Ancak insan olmamız gereği ve akrabalarımız sevmemiz ve sosyal sorumluluk duymamızdan dolayı onların yanlış davranış ve düşüncelerine kızmadan edemiyoruz. Aslında kızmak ve küsmek, uzak durmak onlara zarar ama onların vurdumduymaz davranması sonucu zararı bizler görüyoruz. Sinirlenmemiz yanımıza kar kalıyor. Bunun en iyisi dinleyen olduğu müddetçe konuşmak, okuyan olduğu müddetçe de yazmak dinlenmediğimiz yerde konuşmamak, okunmadığımız yerde de yazmamak en iyisi. Ne bize zarar ne onlara Sevgili ve biricik oğlum, Ülkemizin ilerlemesi için önce bizim iç başarımızı sağlamamız yani kişilik olarak gelişmemiz ve başkalarına zarar veren değil fayda sağlayan insan olmamız lazım. Ama her şeyden önce de kişiliğimizin kendimize faydalı olması şart. Yani biz başkalarının yanlışını gördüğümüz zaman onlar istemeden düzeltmemek ve kızmamak zorundayız. Ya da onlar yardım istemedikçe biz yardıma koşarsak belki de onlara zarar veririz. Bir de yardıma ihtiyacı olduğu halde onurlu ve gururlu olduklarından dolayı yardım istemeyen insanlara çok da ısrarcı olmamak şartı ile yardımcı olmaya bakmak lazım. İstemeyen adama biz çok istesek de faydalı da olamayız. Bunun bilincine ben çok geç vardım ama sen daha erken varırsan daha çok fayda görürsün.”Kızım sana söylerim gelinim sende anla” misali sana anlattıklarımı okuyanda faydalansın diye kayıt altına almak sanırım mantıklı bir çalışma. Sevgili geleceği parlak oğlum, Bazı insanlar vardır evlat ve mala sahip oldukları zaman dünyanın en güçlü insanı oldukları vehmine kapılarak bunlarla övünmeye ve bunlara sahip olmayana tepeden bakmaya başlarlar. Bilmezler ki, mallar da evlatlarda hatta bu yaşadığımız hayat bile bir emanet. Bu emanete sahip olduğumuz için sahip olmayanı küçümsemek, Allah’ın ibret olsun diye yarattığı engellileri önemsememek, küçümsemek, hatta ileri giderek alay etmek cehaletin ve dünya konusunda mantıklı düşünememenin bir ürünü değil mi? Unutmamak lazım ki küçümseyeni zaman gelir küçümserler, önemseyeni zaman gelir daha çok önemserler. Sevgili oğlum, Başkaları bizleri önemsemese de bizler kendimizi önemseyerek evrenin saygın bir vatandaşı olarak daha çok bilgi sahibi olmak, insanlara daha faydalı olmak için çaba harcamalı, okumalı, güzel şeyleri dinlemeli ve sevmesi gerekeni ve bizi seveni sevmeliyiz ki hayatta var olmanın mutluluğunu yaşayalım. Okuyarak ve bilgili insanlarla öğrenmek amacı ile seviyeli sohbetler etmek dar ufuklarımızı yıkarak düşünce ve manevi dünyamızın genişlemesine ve mutluluklarımızın artmasına sebep olur. Bu da ailemize, o da vatanımızın gelişmesine ve mutlu olmasına sebep olur. Zaten kötü niyetli insanlarda bilgi ve sevgi seviyesi düşük ve dar ufuklu güçsüz insanları hedef almaz mı? Bunu elde etmek için mevki makam değil insanın kendi gayreti yeterli oluyor. Öyle insanlara rastlarız ki, müstahdem, çiftçi, işçi unvanları olmasına rağmen manevi dünyaları bilgi ve sevgileri çok genel müdürden geniş ve ufukları da daha uzaklara görür. Sen bunlardan ol. Bunu sağlamak için “insan olmak” yeterli.”İnsan olmak” , “Bilinçli insan olmak”, “Bilgi ve sevgi dolu insan olmak” bence dünyanın en büyük geçici unvanlarından daha büyük unvanlardır. Sevgili oğlum, Yaşantımız her zaman ilerleyerek devam etmeli. Mesela ilkokulda okurken koyduğun hedefin ortaokulda daha geniş ve ilerde olmalı, lisede hedefin ortaokuldan daha ilerde lise de hedefinde ortaokuldan daha ilerde olmalı. İnsan bir hedefine ulaşınca kendine yeni hedefler koyarak hayatta hem manevi hem de ufuklarını genişleten insan olarak ileriye bakmalı. Böylece insan önce kendini geliştirecek, sonra işini, sonra ailesini ve ülkesini. Ama günümüzde öyle insanlara rastlıyoruz ki, bir planı olmadan, etkili hitabeti olmadan, sadece laf kalabalığı yaparak ve gelişmemiş kitleleri de arkasına alarak ülkeyi kurtarmaya çalışıyor. Hedef olmadan bir plan olmadan, bunları da insanlara anlatmadan insan nasıl lider olabilir? Ufku dar insanın liderliği geçici ufku geniş, bu ufkunu bilgi ve gerçek manada sevgi ile donatan insanın liderliği kalıcı, hatta öldükten sonra bile O’nu hiç tanımayan insanlar tarafından bile farkına varılan sahiplenilen, örnek alınan bir liderlik olur. Sevgili oğlum, geleceğin lideri, Ufku geniş insan olmak için ufku geniş insanların liderlerin hayat hikâyelerini okumak ve onların ufkunu nasıl geliştirdiğini anlamaya bakmak lazım. Hayata bakışlarını beğenmesek bile lider olan her insanın hayatı ibret ve ders alınacak kadar, faydalanılacak kadar önemlidir. Ben bunun farkına geç vardım bari sen ve bugünün gençleri bu farkı zamanında görsünler. Sevgili oğlum, Mektubumuzu duamızla tamamlayalım “Allah’ım, beni ve çocuklarımı milletimin ve tüm dünya çocuklarını her zaman ufuklarını genişleten insanlardan eyle. Onları emrin olan “Oku” emrini anlayacak idrak ve düşünce kapasitesi ver. Önce kendini geliştirenin dünyayı geliştirmekten daha önemli olduğunu genç beyinlere bağışla. Onlarda bu bilincin gelişmesini arşı tüm arzı kaplamış olan sen yaparsın. Sen büyüksün. Gençleri de geliştirecek olan sensin sen. Amin” |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Çay Felsefesi - 13/08/2021 |
Cömert tanınmak ve bilinmek istiyorsak çay ikram etmekten, çay ikramlarını sevgi ile kabul etmekten kaçınmamalıyız. |
Karınca Fabrikası - 03/05/2021 |
Karınca Fabrikası |
Bizim için Bizsiz Asla - 22/04/2021 |
Bizim için Bizsiz Asla |
Maşallah - 21/04/2021 |
Maşallah |
Güçsüzleri Koruyan Oğlum - 21/04/2021 |
Güçsüzleri Koruyan Oğlum |
Bilgi ve Sevgi Temelli Oğlum - 14/04/2021 |
Bilgi ve sevginin temel değerler olduğu toplumların sırtının asla yere gelmeyeceğine inanmaktayım. |
Coşku ile Dolu Oğlum - 14/04/2021 |
Ömür boyu coşkulu yaşamın seninle, ailenle, iş arkadaşlarınla, tüm milletinle, insanlıkla paralel olarak devam etmesini dilerim. |
4 Yılda 650 Kitap Okumak - 10/02/2021 |
4 Yılda 650 Kitap Okumak |
Telif - 28/01/2021 |
“Gerçek telif mutluluktur” |
Devamı |