• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/kitapkonagi
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905334645270
Okuyalım, Okutalım
Takvim
Site Haritası
Turan Yalçın
Çocuklara Zarar Vermeyen Dostluk
29/08/2016
 

Değerli dostum,
Mektubumun başlığını okuduğun zaman “Nasıl yani, hiç kimse çocuklarına zarar vermek istemez ki” diyerek itiraz ettiğini hissediyorum. Tabii ki her anne ve baba duyguları ile çocuklarına zarar vermediğini düşünür. Anne ve babalık duygularımız da bunu gerektirmiyor mu? Ancak işin içine “bilgi” girdiği zaman bilmediğimiz için çok şey kaybettiğimizin çok insan farkına varmaz. Sonuçta olmaması gereken düşmanlıklar, soğukluklar miras gibi bilinç altından nesillere doğru akar gider. Bu mektubumda yaşanmış hikayeleri örneklerle sana anlatmak istedim dostum.
    
Değerli dostum,
Eğitimi az olan gelin zamanında kocasının evine gittiği zaman baktı ki kocası biraz pısırık ve sevgide de hassas. O’nu seviyor görünerek her istediğini yaptırabileceğini sandı. Bunda başarılı oldu da. Görümcesini kıskanmaya başladı. Görümcesi evlenince uğraşacak elti de olmayınca zaten yakınlarda olan görümcesi ile uğraşmaya her daim O’na atıp tutmaya, her konuda en doğru olanın kendisi olduğuna kocasını da inandırmış hatta çocukları da annelerinin telkinleri ile halalarını değil de teyzelerine ve onların çocuklarına kendilerini yakın hissetmeye başlamışlardı. Bu çocukların üniversite eğitimleri bitip toruna sahip olmalarına kadar devam etti. Çünkü bilinçaltı eğitimi her zaman insan dikkat etmezse üniversite eğitiminin bile önüne geçiyor kişilik oluşumunda ben bile bunu çok olgun yaşlarımda yaşayarak öğrendim.
     
Değerli dostum,
Kitap okumayan, anne ve babasının her dediğini doğru kabul eden ya da anne ve babasına asi olma korkusu ile onlar anlattıkça dinleyen insan zamanla üniversite eğitimi alsa da evlenip başka ailelere gitse de bilinçaltında anne ve babasından farklı kişilik geliştiremedikleri gibi, çoğu bir ömür boyunca bunun farkına bile varamıyor. Biz anlatmaya çalıştığımız zaman da “bilmiyorum” diye geçiştirerek, öğrenmek için de çaba harcamıyorlar. Bunu bazı akademisyenler de dahil olmak üzere üzülerek gözlemledim.
     
Değerli dostum,
Toplumumuz özellikle engelli, eğitimsiz kadın, taşralı, mevki ve makamı olmayan insanlara saygı ve sevgi göstermekte son derece cimri ama herkesin kendisini sevmesini ve saymasını isteyecek kadar da açgözlü. Çok sahip olduğun bir şeyi başkaları ile paylaşmayacaksın ama sen onların her şeyini paylaşmak isteyeceksin. Bunun adını dostum sen koy.
      
Değerli dostum,
Asıl bilgisizlik o kadar kitap okuyarak ünvanlar almamıza rağmen bizim göremediğimiz gerçekleri görenlere saygı duymayacaksın, dinlemek istemeyeceksin. Böyle her şeyi bildiğini zanneden adam çocuklarına zarar verir de verdiğinin farkına varamaz tabii ki. Çocukluğumdan beri “oğluma laf etme, kızıma laf etme” diyenleri gördüğümüzden bunları yadırgamamayı da öğrendik artık. Bir defa anlatalım. Anlamak istemeyen olursa o da kendi sorunları. Başkalarının sorunlarını kendileri sorun yapmıyorsa bizim üzerimize alınarak sorun yapmamız sadece bize sorun olmaz mı? Bu konu üzerine ben uzun uzun düşündüm. Anlamayana anlatmanın anlamı yok.(!)
     
Değerli dostum,
Aile bizim her şeyimiz. Tabii ki ailede konuşulanlardan etkilenilecek ama anne ve babanın gereksiz olarak kıskançlıklarına bakarak akrabalarımızdan da onların telkinleri ile uzak kalmak, belki de çok faydalanacağımız insanlardan farkına varmadan uzak kalmamıza sebep oluyor. İnsan aynı zamanda psikolojik varlıktır. Bir mesleği olan evi ve arabası olan insan her zaman mutlu olamıyor. Sevmek ve bilmek de önemli. Güzel şeyleri sevmek doğrulukları bilmek insana maddi şeylerden daha çok şeyler katar. Anlayan anlar tabii bunu. Mutluluğun, başarının para ile servetle olmadığını uzmanlarda söylüyor zaten. Bizlere de burada doğru bildiklerimizi karşımızdaki insanı sıkmadan, usandırmadan anlatmak ve yazmak geliyor. İsteyen dinler, isteyen okur.  
     
Değerli dostum,
Anne ve baba da olsak sevmediğimiz akrabalarımızı çocuklarımızın da telkinler ile sevmemesini sağlamak ve çocuklarımıza bilinçaltından “benim sevdiğim akrabayı sen de sevecek ve sevmediğimi de sende sevmeyeceksin” demek bunu da bilinçaltında çocuklarımıza yerleştirmek çocuklarımıza zarar vermektir. Olabilir ki bizim sevmediğimiz ve faydalanmak istemediklerimizden çocuklarımız faydalanabilir. Alimler “En çok sevdiklerimiz en çok bize benzettiklerimizdir” diyerek buna parmak basıyorlar. Psikologlar “Çocuklarımızı kendi durumumuza göre değil, onların kabiliyetleri ve yeteneklerine göre yetiştirin” diyerek fikir beyan ederken kitap ve konuşmalarında ve Hz. Ali “Çocuklarınızı kendi çağınıza göre değil, onların çağına göre yetiştirin” derken, yani gerçek tek ve 1500 yıl önceden yaşayanlar bile bunun önemine işaret ederken insanların ısrarla kendi kafalarına göre çocuk yetiştirmek için çaba harcamaları çocuklarımıza ve torunlarımıza en büyük kötülüğü yapmak değil midir?
      
Sevgili dostum,
Bir dost olarak seni gerçek manada o kadar çok seviyorum ki, tüm dostlarım gibi, sana yazdıkça yazasım, konuştukça konuşasım geliyor. Gerçek dost senin gibi dostunu dinleyerek, O’nun yazdıklarını okuyarak, başkalarına istekli olanlara, faydalı olacak olanlara okutarak o dosttan herkesin faydalanmasını sağlar. Bunu yaparken de ısrar etmez, baskı yapmaz. Tıpkı senin yaptığın gibi. O dostun kitaplarına herkesin ulaşmasını ister, konuşmalara davet edilmesini sağlar. Tabii ki dostluk dediğin zaman maddi şeyleri anlayan insan bu anlattıklarımızı anlamakta zorlanır. Gönlünde güzelliklere yer vermek istemeyene bizlerde bir şey katamayız tabii ki.  
       
Değerli dostum, 
Hep aynı akrabalarla, hep aynı arkadaşlarla, arkadaşlıklara dostluklara devam etmek, insanın gelişmesine engel olur. Bu yüzden eski dostluklarımıza devam ederken, yeni dostluklarda kurmaya, evlenme gibi kurumlarla oluşturulan yeni akrabalıklardaki akrabalarımızla da tanışmaya, onları anlamaya, önyargıları yıkarak hep ileriye ve yeniliklere bakmak bizi manevi olarak zenginleştirir. Bunu çocuklarımıza aşıladığımız zaman da onlar bizlerden daha manevi zengin olur. Kıskançlıkları cehaleti aşıladığımız zaman da çocuklarımıza maddi imkanları olan ama manevi olarak fakirlik bırakırız. Maneviyat sadece ibadetleri yapmakla da olmaz.  
        
Sevgili dostum,
Mektubumuzun sonuna gelmişken duamızı da yapalım.
 
“Allah’ım, ‘Ben insanı en güzel şekilde yarattım’ dediğin insanı zamanla anne ve babasının cehaleti ile nasıl canavara dönüştürdüğümüzü görüyorsun. Sen bizlerin sevgi ve bilgi sahibi olmamızı isterken bizler şeytanın peşinde “en kötü insan “olmaya nerede ise yuvarlanmaktayız. Bizi bu gafletten kurtar ve bizi çocuklarımızı bizden daha manevi olarak gelişmiş ve sevgi ve bilgi dolu insan yap. Bunu yapacak olan sensin sen. Bizi bu amacımıza sevk edecek insanları sen bizlerden daha iyi bilirsin. Böyle insanlarla tanışmamızı ve dost olmamızı sağla. Sen bizi bizden iyi bilirsin. Bu içten samimi duamızı kabul eyle.. Amin


963 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Çay Felsefesi - 13/08/2021
Cömert tanınmak ve bilinmek istiyorsak çay ikram etmekten, çay ikramlarını sevgi ile kabul etmekten kaçınmamalıyız.
Karınca Fabrikası - 03/05/2021
Karınca Fabrikası
Bizim için Bizsiz Asla - 22/04/2021
Bizim için Bizsiz Asla
Maşallah - 21/04/2021
Maşallah
Güçsüzleri Koruyan Oğlum - 21/04/2021
Güçsüzleri Koruyan Oğlum
Bilgi ve Sevgi Temelli Oğlum - 14/04/2021
Bilgi ve sevginin temel değerler olduğu toplumların sırtının asla yere gelmeyeceğine inanmaktayım.
Coşku ile Dolu Oğlum - 14/04/2021
Ömür boyu coşkulu yaşamın seninle, ailenle, iş arkadaşlarınla, tüm milletinle, insanlıkla paralel olarak devam etmesini dilerim.
4 Yılda 650 Kitap Okumak - 10/02/2021
4 Yılda 650 Kitap Okumak
Telif - 28/01/2021
“Gerçek telif mutluluktur”
 Devamı
Fikir Konağı
Abdullah Küçük
Ev Hapsi Günlerinden

Ali Haydar Koyun
Rakamlarda büyük, güç de zayıf olan topluluk

Derya Kadıoğlu
Yalvaç'ın İnsanları

Fırat Han Koçak
Dünyayı Sömüren Küresel Çeteler - 4

Hanife Mert
Eylül ve Hüzün

Zehra Gaylan Yüksekkaya
"Sahi, Neydi Bayram?"

Abdullatif Acar
Umut Adına Martı Olmak

Afşin Selim
Kitapla Diriliş

Ahmet Aytaç
Yazmak kolaydır, Okutturmak büyük marifet ister...

Altun Özmeşe
Kalpteki Kor Parçası

Aslı Ersoy
Zıtlıkların Öğretisi*

Aynur Hazar
Nice Ömürler Eskir Yaşamanın Teninde

Ayşen Kurban
Eksiğim

Aytekin Duran
Görmek ve Duymak Nasıl Bir Duygudur...

Beyhan Uygur
Şekerci Dede ve Tonton Eşi

Burak Kılıçaslan
Burak Kılıçaslan: Emin Demir ile "Ferman" Üzerine Bir Söyleşi

Çağrı Cebeci
Çağrı Cebeci: Yaşlılık

Dilruba Başak
Her Şey Sevince Güzel

Diyanet İşleri Başkanlığı
Öfkeye Hakim Olmak

Engin Dinç
Dil Belası

Ergül Yılmaz
Bir Demet Şiir

Gamze Karadağ
Kayahan Demir: Gaipten Sesler

Gamze Parlak
İnsanlık Nereye Gidiyor

Gözde Karadağ
Gözde Karadağ: Hakan Yusuf Yılmaz - Alpagut Budun 1 Beklenmedik Keşif

Gülhan Teke Genç
Evrildik (mi?)

Hatice Yatkın Yetişen
Adımı Unutma (İmza: Kadın) / Kitap Yorumu

Havva Yaşar
Tefekkür Üzerine Hasbihal

Hayrettin Gönül
Zaferimiz Daha Bir Yaşında!

İbrahim Ethem Gören
Bir Burak bekleniyor!

İlhan Özgür
Türk Eri

Kaşif Meriçli
Kaşif Meriçli: Little Fugitive

Mahmut Ferhat Alptekin
Demokratik Sol

Mecbure İnal Vela
Çizdim, oynamıyorum!

Mehmet Aydın
Ömer Faruk Kaya: Sus ve Bana Aşkı Anlat

Merve Güney
Güneşin Kızı Biterken

Meryem Seyda Parlak
Psikoloji’ye (Ruh Bilimine) Olan İhtiyaç

Muharrem Dere
Doğu, Batı. Dost, Düşman! Kime Göre?

Murat Ginlik
Kısacık ve Çok Uzun Bir Hikâye

Murat Şaşzade
Küçük Tuhaflıklar

Mustafa Gündoğdu
Ölüm Var...

Nagihan Örsel
Sadece SEN!

Nazan Arısoy
Yağmur'un Aşka Teslim Oluşu

Necati Dilek
Uğruna Şiirler Yazılan Kadın

Necdet Bayraktaroğlu
Büyük Türk Devlet Adamı Timurhan'ın Hayatı, Vasiyeti ve Yasası olan Tüzükat-ı Timur

Nermin Güday Kaçar
Asker Yolu Beklerim

Nurcan Dağ
Yalancı Pollyanna Kitap İncelemesi

Nurhan Işkın
Dedemin Saati

Nurittin Günay
Babamın Jübilesi

Özlem Akşit
Selamlaşma Geleneğinin Toplum ve Gençliğimiz İçin Anlam ve Önemi

Pakize Şeyma Kandemir
Salgının Yeni Yazarları 1

Selahattin Doğan
İyilikde İnatlaşmak

Şükran Pınarcan
Duran Çetin Cüneyt kitabı yorumu

Turan Yalçın
Çay Felsefesi

Yasemin Ilgın
Yasemin Ilgın: Hayallerim

Zeynep Didem Gezgin
Merhamet